TEPKİ YÖNTEMİ…

 

Herkesin bir yaşam biçimi ve dünya görüşü vardır. Kişinin, kendisi gibi düşünmeyenler ve kendisine benzemeyenlerle birlikte yaşaması da zorunludur. Her şeyin, herkesin istediği gibi olması mümkün değildir. Birlikte yaşamanın kurulları söz konusudur. Bu kuralların bazıları tecrübe ile bedeller ödenerek elde edilmiş, bazıları başka toplumların tecrübelerinden istifade ile kurallar haline getirilmiştir. Müslüman bir toplum için birlikte yaşamanın kurullarını Yüce Allah koymuş, elçisi olan Peygamberler de uygulamasını göstermiştir. Son ümmet için Hz. Muhammed (s.a.v.); birlikte yaşamanın kurumsal halini Asrı-ı Saadet döneminde göstermiş, Medine sözleşmesi bunun en güzel örneği, o sözleşmenin hayata yansıması da en güzel pratiği olmuştur.

Toplumsal yaşamın ortak kurallarına herkesin saygı göstermesi ve uyması esastır. Beğenmemek; uymamayı gerektirmez. Elbette bir takım tepkilerin gösterilmesi gereken uygulama ya da beğenilmeyen kurallar olabilir. Ancak, bunlara karşı tepki; meşru yöntemlerle gösterilmelidir. Kavga çıkarmak, iftira atmak, kurallara uymamak gibi meşru olmayan tepki yöntemleri kabul edilemez. Kendini bilmeyenlerin, haddi aşanların, kişilik fakiri olanların ortaya koyduğu tepki yöntemleri; haklı gerekçeleri olsa bile sonuçların olumsuz olmasına neden olur.

Fitne, fesat ve haset gibi; insan fıtratının olumsuz zaaflarını çalıştırarak, tepki yöntemi geliştirmek son derece yanlış ve sakıncalıdır. Peygamberimiz, fitne çıkarmanın lanetlendiğini bildirmiştir. Bozgunculuk ve bölücülük yapmak da kerih görülmüştür. Bakara suresi 27.ayette Yüce Allah; Fitne ve fesat çıkaranların sapıklık içinde olduğunu bildirmektedir. Rad suresi 25.ayette, fitne ve fesat çıkaranlara lanet okunmaktadır. Enfal suresi 25.ayette de, fitneden sakınılması emredilmektedir. “Biz düzelticileriz” diyerek, fitne ve fesat yöntemiyle, toplumun huzur ve barışını bozanlar vahyi mesajlarla uyarılmıştır.

Meşru tepki yöntemleri; kurallara uygun olarak hakların aranmasıdır. Hak ararken haddin aşılmaması da esastır. Tepki gösterirken; belden aşağıya vurmamak, şahsiyet yapmamak, onur ve gurur kırıcı söylemler oluşturmamak, yalan söylememek, iftira atmamak esas olmalıdır. Yönetime ve sisteme karşı gösterilecek olan tepkinin de demokratik kuralları oluşturulmuştur. Ayrıca toplumumuzun tecrübe ile sahip olduğu demokratik kültür, haddi aşmadan tepki göstermenin yöntemlerini de geliştirmiştir. Toplumun bütün fertleri kanun ve kurallara uymak zorundadır.  Oturmuş ve sistemleşmiş kurallar gereği herkesin ne yapıp, yapamayacağı da net olarak belirlenmiştir. Hiç kimse boyundan büyük işlere kalkışmamalıdır. Herkes sorumluluk alanında olan işlerle ilgilenmeli, üzerine düşen görevi sorumluluk bilinci içinde en iyi şekilde yerine getirmelidir. Kendi işi ile ilgilenme yerine başkalarının alanına müdahale etmeye kalkmak, barış ortamını bulandırmak olur.

Her konuda ve her platformda hak arama; her bireyin, hem vatandaşlık hem de yaratılıştan gelen insani olarak hakkıdır. Beğenmediklerine ve doğru bulmadıklarına tepki göstermesi de yine vatandaşlık sorumluluğudur. Bunları yaparken mutlaka meşru ve hukuki yöntemlerin kullanılması gerekir, hatta bu bir zorunluluktur. Hak ararken ve tepki gösterirken, haddi aşmamak lazımdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR