İslam dini putperestliği kaldırmak ve Allah’tan başka ilah olmayacağını ruhlara nakşetmek için gelmiştir.

İslama giriş anahtarı olan Kelime-i  Şahadet’in anlamı üzerinde duralım biraz…

“Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü"  arapça orijinal metnin, bu gün kullandığımız Latin harfleriyle okunuşudur.

Anlamı:

• Allah(c.c.)’tan başka ilah olmadığına şahadet ederim.
• Hz.Muhammed (s.a.v.)’in; Allah’ın kulu ve resulü olduğuna şahadet ederim.

Bu iki önemli şahadeti yapan  kimselere Müslüman diyoruz.

Çünkü Allah’ın hükümlerine teslim olmaya söz vermiştir.

Eğer bu iki şahadet ile Müslüman olan kimseler,  İslamın tüm şartlarını yerine geririrse yani sözünde durursa ona da “Mü’min” diyoruz.

Dil ile söyleyene Müslüman, “Hal” ile ıspat edene de Mü’min diyoruz kısaca…

Müslüman mukallid, Mü’min ise muhakkiktir.

Asl’olan ise, taklidi imandan, tahkiki imana geçiştir.

Peki, günümüz müslümanlarının durumu nedir?

Allah’tan başka ilah yok diyenler, sevdiklerinin yanlışına bile doğru dediklerinde durumları nedir?

Allah’ın yanlış dediğine, kendi liderleri doğru dediği zaman ya da tersi durumda;  liderlerini alkışlıyorlarsa orada “ilah” kimdir?

Müslüman aklını kiraya vermemeli ama o akıl “Akl-ı Selim” ise…

Akl-ı Selim olmayan ise zaten kullukla mükellef değildir!

Günümüz Müslümanları, akıllarını; ya bir şeyhe, ya bir hocaya ya da bir siyasi lidere kiralayarak kolaycılığa kaçmaktadırlar…

İşte bu kolaycılık olduğu müddetçe, İslam dünyasında kan ve gözyaşı dinmeyecektir!

Çünkü taklitçilik; kendi gibi düşünmeyeni  daima düşman gösterir…
Eh işte o zaman da takit edilen ilah ne emrederse o yapılır hem de ibadet aşkıyla…

Bu ilah; bazen şeyh, bazen hoca olabileceği gibi çoğu kere de siyasi lider olur.

Mü’min; bir olan ilahın yani “Allah (c.c.)”ın dediklerini yapar…

Diğer şeyh, hoca, siyasi lider v.b. gibi insanları; Akl-ı Selimimizle tartmalı, doğrularında onlarla beraber, yanlışlarına da şiddetle karşı olmalıyız.

Bu anlayışa erdiğimiz zaman, İslam ve de İnsanlık dünyasında kardeşlik rüzgarı esecek ve bizleri hiçbir şarlatan kandıramayacaktır.

Aksi halde; dini veya siyasi şarlatanları beslemeye devam ederken hem dünyamızı hem ahiretimizi (maazallah) kaybedeceğiz.

İmtihanın sırrı da buradadır ve Rabbül’alemin; her şeyi apaçık anlatıp,  tercihi bize bırakmıştır.

Tercih sizin…