Ulus devlet modelinde devleti oluşturan tüm vatandaşların ortak bir dil, ortak bir kültür ve ortak değerleri paylaşması esastır. Ya da aynı dili konuşan, aynı soydan gelen, aynı dine mensup, aynı kültüre sahip, aynı tarihî geçmişi paylaşan, ortak düşmanı veya düşmanları bulunan bir insan topluluğu olarak “millet”in, siyasî olarak örgütlenmiş biçimi olan ulus-devlet, meşruiyet  kaynağı olan ulusun etrafında birleştiği bir kurumdur.

 Bildiğimiz, gördüğümüz ve duyduğumuz kadarı ile ayrılıkçı Kürtler ve onun savunucusu bazı yazar çizer takımı Kürtçe Dili ve bu dilde  eğitim hakkı için uzun zamandır mücadele vermekteler. Oysa Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde insanların Kürtçe konuşma gibi bir sıkıntıları yoktur. Çocuklar annelerinin Kürtçe söylediği ninnilerle büyür, bu dilde duydukları hikayeleri dinlerler. O bölgelerdeki öğretmenlerin, hekimlerin en büyük sıkıntısı Kürtçe bilmemektir. Anlaşmak için tercüman gerekir. Çocuklar okulda, genç erkekler askerde Türkçe öğrenirler. Şimdi bu olmasın Kürtler hiçbir zaman  Türkçe öğrenmesin, bu ülke ile kaynaşmasın istiyorlar. (Bakınız Osman Baydemir 22.02.2012 tarihli açıklamaları 'Çocuklarım okula başladıktan sonra benimle Kürtçe konuşmuyorlar' açıklaması)

Ortak düşman zaten hazır. Türkiye Cumhuriyeti'ne kısaca 'tece' diyen, asker, polis, kadın, çocuk, öğrenci demeden, seçmeden saldıran, öldüren, yakan kişiler ve bunlara sahip çıkarak bir türlü terörist diyemeyen aksine 'gerilla' ya da 'özgürlük savaşçısı' tabiri ile onurlandıran kişilerin düşmanı biziz, etnik kökeni ne olursa olsun kendini vatandaşlık bağı ile bu devlete bağlı hissettiği için 'Ne mutlu Türküm diyene' diyenler.

Sadece Kürtlere ait bir bayram olarak sundukları Nevruz Bayramı ile de binlerce yıllık bir geleneğe sahip bir ulus oldukları izlenimi verme gayretindeler. Çocukluğumda Nevruz'u Mart Dokuzu olarak kutlardık; mutlaka o gün pikniğe gider, doğaya koşar, sokaklarda ateşler yakar, üstlerinden atlarken dilekler dilerdik. Oysa şimdi büyüyen çocuklar Nevruz Bayramını Kürtlerin kutlamak istediği ama engellendiği bir bayram olarak görüyor, öyle sanıyorlar. Nevruz deyince akıllarında kalacak görüntüler oraya buraya saldıran poşulu gençler ve onlara müdahale eden güvenlik güçleri.

Gerçekte ; Nevruz Bayramı ya da kısaca Nevruz; (Farsça:  - Noruz, Kürtçe: Newroz, Özbekçe: Navruz, Türkmence: Nowruz, Kazakça: Naurız, Kırgızca: Nooruz, Azerice: Novruz, Kırım Tatarcası: Navrez) Farslar, Kürtler, Zazalar, Azeriler, Anadolu Türkleri, Afganlar, Arnavutlar, Gürcüler, Türkmenler, Tacikler, Özbekler, Kırgızlar, Karakalpaklar, Kazaklar tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramı. Gece ile gündüzün birbirine eşit olduğu gün kutlanan pek çok takvime göre yılın ilk günü kabul edilen bir gün. Bu oyuna gelmemek, Nevruz'un Kürt ulusuna mal edilmesine karşı çıkmak, pek çok toplumun ortak değeri olduğunu vurgulamak gerek. Yoksa nedendir bilinmez ama Türk Ulus Devletine ve onun kurumlarına şiddetle karşı olup Kürt Ulus Devletinin kurulması için aynı ölçüde büyük bir güçle, adeta canla başla çalışan bir takım çevrelerin ekmeğine yağ sürmüş olacağız.