Yasama ve Başörtüsü
Bir önceki yazımda, yasama, yürütmenin eylem ve işlemlerini soru önergesi, meclis araştırması, meclis soruşturması ve gensoru araçlarını kullanarak denetleyeceğini belirtmiştim. Bu cümleden olarak; 02.02.2010 tarihinde T.B.M.M., Çalışma Bakanı Ömer DİNÇER hakkındaki gensoru görüşmelerini yapıyordu . Bu görüşmeler esnasında yaşanan temsil etme anlayışına ve Başbakanlık şuuruna uymayan olaylar milletimizi üzmüştür.
Gensoru önergesi sahipleri adına konuşan MHP Kırıkkale Milletvekili Osman DURMUŞ"un AKP"lilerin olumsuzlukları ile vaatlerini anlatmıştır. Örnek olarak, Aydın eski İl Başkanının, Başbakanı ikinci peygamber olarak nitelemesi ve birkaç gün önce, Başbakanın bir konuşmasında, eşinin GATA"ya türbanlı olması nedeniyle ziyaretçi olarak kabul edilmemesine deyinmiştir. Bundan hareketle yedi yıldır iktidar oldukları halde başörtüsü problemini çözememiş olmalarını eleştirmeyi amaçlamıştır. İktidar partisi adına söz alan AKP Grup Başkan Vekili Bekir BOZDAĞ ise yaptığı açıklamalar sırasında , Osman DURMUŞ"u hedef alarak ; Başbakanımıza ne bir AKP milletvekili, ne bir AKP yöneticisi, ne de herhangi bir AKP sempatizanı arasından peygamber diyecek densiz çıkmamıştır. Ama bu meclisten çıkmıştır. ifadesini kullanarak, gerginlik meydana getirmiştir. Bundan sonra, kendisine sataşılmış olduğu gerekçesiyle Başbakan kürsüye gelmiştir. Tamamen sataşmaya yönelik hırslı ve kindar bir tavırla, Osman DURMUŞ"u ve MHP Grubunu hedef alan, gerginliği had safhaya tırmandıran, özet olarak aşağıdaki sözleri sarf etmiştir.
Başbakan Erdoğan; Osman DURMUŞ"u kastederek;
Arkadaşımız peygamberlik zincirinin bittiğini bilmiyor. Sözüyle DURMUŞ"a cahil demek istemiştir.
Osman DURMUŞ"un itirazına karşılık;
İzan sahibi ol! susmayı öğren! dinlemeyi öğren! sus! dinle! yakıştırmayı yapan sizsiniz! bu yakıştırmaları yapan edepsizdir, izansızdır, ahlaksızdır. sen eşimi GATA"ya sokmayanları savunacak kadar izansızsın vb. sözleri kullanmıştır.
Başbakanın bu sözlerine karşılık MHP Grubundan cevaplar yükselmiştir. Bunun üzerine yine Başbakan; Hadi oradan ve benzeri uygun olmayan söz ve davranışlar sergilemiştir. Ardından, MHP"liler ile AKP"liler arasında sözlü sataşmalar oluşmuş, AKP"liler MHP sıralarına doğru yürümüştür. Bunun sonrasında, iki gündür televizyonlarda anlatılan olaylar zuhur etmiştir. Açıklamalardan da görüldüğü gibi, Başbakan ve grubu dışında herkes olayların çirkin olduğunu ortaya koymuştur. Başbakandan beklenen, sebep olduğu olaylardan dolayı milletimizden özür dilemesidir.
Osman DURMUŞ"u gensorunun görüşülmesi sırasında Başbakanın ikinci peygamber olarak ifade edilmesini, eşinin türban ile GATA"ya hasta ziyaretine kabul edilmemesini dile getirmesine sebep olan nedir? Asıl düşünülmesi gereken husus budur :
Birkaç gün önce Sayın Başbakan üç yıl evvel vukuu bulan ve MHP"liler tarafından da kınanan GATA olayını basın toplantısında dile getirmesi bir tesadüf olamaz. Mağdurları oynayarak sürekli kazanan Sayın Erdoğan, bir taraftan Tekel İşçilerinin eylemi üzerindeki kamuoyu etkisinin yön değiştirmesini sağlamak, bir taraftan da partisinin düşen oy oranının yükseltilmesine yeni mağduriyet bulma çabasıdır.
Agresif davranışlarının sebebi ise, bu gidişle iktidarının sona ereceğini görmüş olmasıdır. 2 Şubat"taki tartışmalar AKP"yi yeni bir mağduriyete kavuşturmuştur. Sayın Başbakan bu ve benzeri mağduriyetleri kullanabilmek için 2009 seçimleri sonunda , parti yönetiminde yeni değişiklikler meydana getirmiştir. Grup Başkan vekilliklerine getirmiş olduğu, tecrübesiz, nerede ne söyleyeceğini ve nasıl söyleneceğini kestiremeyen, olayları ve konuları saptıran, tamamen Başbakanın gözüne girme gayreti içinde olan milletvekilleri meclisin huzurunu bozmaktadır. Bu görevlilerin gelecekte AKP"nin de huzurunu kaçırma ihtimali yüksektir. Hele ülkenin bölünüp parçalanmasının adeta yolunu açan beyanların sahibi olan Ayşenur BAHÇEKAPILI, bu ülke, bu millet ve AKP için başka bir felakettir. Sayın Başbakan ve AKP; ARINÇ gibi Bakanlar, BAHÇEKAPILI, KILIÇ ve BOZDAĞ benzeri yöneticilerle nereye varacağını düşünüyor?
Kamuda, hizmet alanlar ile ilgili olarak başörtüsü yasağını kaldırmaya yönelik Anayasa değişikliği ve ilgili kanunlarda yapılması gereken düzenlemede AKP dik durmadığı, MHP"yi bu konuda yalnız ve çaresiz bırakmıştır. Bu yanlışını unutarak, başörtüsü gündeme geldiğinde MHP"li eski Milletvekili Nesrin ÜNAL"a , MHP yöneticilerinin başını açtırdığını söyleyerek MHP"yi töhmet altına sokmak istemektedirler. AKP"ye en etkili cevabı sayın Nesrin ÜNAL vermiştir. 3 Şubat 2010 tarihinde yapmış olduğu açıklama ile sayın ÜNAL; Ben, aday olduğum tarihten itibaren tamamen kendi istek ve arzumla, hem seçmenlerime, hem de soran herkese başörtüm ile ilgili olarak yürürlükteki mevzuata uyacağım. diyerek son noktayı koymuştur. Ayrıca, başörtüsü üzerine siyaset yapanlar bundan vazgeçmelidir. Bu konuda bana bundan sonra bir şey sorulmasın. 7 yıldır başörtüsü ile ilgili olarak hiçbir vatandaşımdan tepki görmedim. demiştir.
Sayın Başbakan ve başörtüsünden nemalanmaya çalışanlar yaptıklarına ve yapamadıklarına bakarak utanmalıdırlar. Vatandaşlarımız her gün başka bir gerginlik ve yön değiştirmelere dayalı aldatma ve kandırma politikalarına inanmamalıdırlar.
Sayın Başbakan ve AKP"liler T.B.M.M."de yaptığı açıklamalardan sonra istifa ettirmiş oldukları Aydın eski İl Başkanıyla ilgili olarak acaba nasıl açıklama yapacaklardır, merak ediyoruz. Milletten ve bunu ortaya çıkartanlardan özür dileyecekler midir? Dilemelidirler
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.