Onlar anamız, onlar bacımız,onlar yarimiz,onlar kız çocuklarımız! Onlarsız aş, onlarsız iş olmaz, onlarsız gönüllere ulaşılmaz, Ozanlarımız ,şairlerimiz, onlarsız söz dizeleri oluşturamaz. Onlarsız sevgi, onlarsız dua, onlarsız güzellik olmaz.

Hayatın dolu tarafı onlar, onlar emekçi kadınlarımız !

8 mart dünya emekçi kadınlar günü diğer popülist günler gibi; Kapitalizmin kazanç hırsı ve burjuvanın kar sevinciyle ellerini oğuşturduğu günlerden biri değildir.

Bu günlerde kafelerde, balolarda ve politik arenalarda birbirine çiçek sunarak sevgi paylaşıp pahalı hediyelerle mutlu olanlar, bir tarafta sosyal ve ekonomik sıkıntı çeken aile huzursuzlukları yaşayan kadınlarımız şiddet görmekte, çocuklarının önünde ve sokakta bile

katledilmektedirler. Ençok da AKP iktidarında ivme kazanan saldırı cinnet ve aileiçi şiddet; polisiye ve adli hatalar, bunun yanında AB yasalarının uyumdan uzak uygulanması, ufak bir tatsızlık ve şikayet analiz edilmeden, polis kaba gücüyle aile içine "bodoslama dalarak" ve o güne kadar sevgiyle yaşayan aileyi anne babayı çocuklarını; "Sanık, tanık, şikayetçi, polise direnme, hakaret gibi sıfatlarla dosyalamak, mahkemeyle karşı karşıya bırakmak." Aileyi daha baştan, devlet eliyle sabıkalamak. Bu hatalar, yarınlarda facialara yol açmaktadır. Aile bireyleri hiçbir zaman, önceliği olmayan bir şiddete girmez, öncesinde bir tatsızlık ve bir niza mutlaka vardır. Kanunun görevi bunları doğru yöntemlerle önlemektir.

Kanunları uygulamada yapılan usul ve yanlışlıklar huzuru bozmakta aileyi birbiriyle kutuplaştırmaktadır. Böylece toplum içinde en çok kadınlar zarar görmektedirler.

Kadınlara değer verdiğini söylerken, asgari ücret 774 lirayı, bir ailenin geçinmesine yeterli gören Çalışma Bakanına;"vicdan perdesi yırtılmış, kendi vatandaşını ötelemiş" demekten başka elden ne gelir ?

Ülkemizde emekçi kadınlar böylesi huzursuz bir ortamda hayatlarını sürdürürken, 8 mart'ı onlar; emekleriyle canlarıyla ödeyerek hak etmişler.

1857 yılında bir hak ve adalet isteğinden doğan kadın direnişi, ABD nin New york kentindeki 40 bin dokuma işçisinin işi bırakmasıyla başlamış. Polis müdahalesinde bir fabrikada kilitli kalan kadın dokuma işçilerinin yangın çıkması sonucu 129 kadının ölmesi andığımızın bugünün anlamını yeterince açıklamaktadır.

Emeğin, kol gücünün, alın terinin, eşitliğin,paylaşımın dünyadaki sembolü olan Sosyalist düşüncenin kadınlarımıza bir armağanı 8 Mart Emekçi kadınlar günü aynı zamanda gaspedilmiş hakların mücadele günüdür.

AKP iktidarında emekçi ve ev kadınlarımız çocuklarını ve bebelerini besliyemez, çağın koşullarından uzak, çöplerden atık toplayıp, canı pahasına yaşam savaşı verirken bugün; yöneten egemenler ve türbanlı, türbansız tüm sömürgen burjuva; servetine servet katmakta, caddelerde lüks araçlarıyla yüksünmeden dolaşmaktadırlar.

Askere evlat gönderen, evladı şehit olan, asker dönüşü ve üniversite mezunu evladı iş bulamayan kadınların;10 yıldır verdiği desteği az bulan Tayyip Erdoğan bu kez "Terörist Apoyla müzakere" süreci için destek istiyor;"Yürekli kadınlar bir adım öne çıkıp akan kana dur demeli" diyor. Bence kadınlarımız, bu çağrıya gerektiğinde en iyi cevabı verecektir; hatta bu cevabın ders niteliğinde olacağına inanıyorum.

Yaşasın emekçi kadınlar ve sınıfsal mücadeleleri...!