Yazıcı'nın 'havaleci' kartviziti...
Sevgili Mehmet Yazıcı'nın 'havaleci' kartviziti
Sevgili Mehmet Yazıcı, artık yazmayayım diyorum ama olmuyor.
*
"Yok mu başka işin Ziya oğlu Rasim? Bırak şunları.. Yazacak onca konu varken her seferinde Sevgili Mehmet Yazıcı'yı yazıyorsun. Taktın Muhterem A. Yener Cabbar'a.." diyorum kendi kendime..
*
Ama olmuyor.. Neden olmuyor? İzah edeyim..
*
Herkes haddini bilsin..
*
Şimdiye kadar yaptığınız bir işe sözümüz oldu mu? Sevgili Mehmet Yazıcı, günlük bir gazetede ağzına geleni yazamazsın dedik. Eleştirdiğin üslubu senin dayattığını söyledik. Oldu mu ya?
*
Muhterem A. Yener Cabbar, köşenden atıp tuttun.. Onayladığımızı dile getirdik.. Amma iğneyi kendine de batır dedik sadece..
*
İğne acıttı değil mi?
*
Sizlere "düzeleceksiniz" dedik. Sizler tehdit ya da saldırı olarak anladınız. Ya da kamuoyuna mağduruz imajı vermek istediniz. Tehdit etmiyorum.. Tükürdüğünü yalama diyorum..
*
Sevgili Mehmet Yazıcı konuşmuş yine.. "Aramızı bozmaya çalışıyorlar" diyor Muhterem A. Yener Cabbar'ı kastederek. Okuyunca iyi bir kahkaha patlattım. Elimde çay bardağım vardı.. Döküldü masa örtüsünün üzerine (Hanım duymasın İtalya'dan almıştım yıldönümü hediyesi olarak). Kahkahama bizim Taco ( köpeğimiz) kulak kesildi.. Ona da anlattım.. Köpek de güldü hallerine..
*
"Gelen saldırılardan belli.." diyor Sevgili Mehmet Yazıcı.. Saldırı dediği yazdıklarımız. Ben okudukça bizim Taco yarılıyor gülmekten.. Ah Sevgili Mehmet Yazıcı; Samsun basın tarihi senin bu yeni 'havaleci' kartvizitini asla unutmayacak.
*
Kulağımıza çok şey geliyor Sevgili Mehmet Yazıcı ile Muhterem A. Yener Cabbar hakkında. Ben asıl Muhterem A. Yener Cabbar'ın ses vermesini istiyorum. Vermeyecek biliyorum. Sevgili Mehmet Yazıcı'ya havale edecek.
*
Unutmasın o yazdıkları hala aklımda. Ya yazdıklarının hesabını verecek ya da tükürdüğümü yaladım diyecek..
*
Oooo çok geç olmuş.. Çocuklar okula yetişecek.. Devamı yarına kalsın.. Sevgili Mehmet Yazıcı, seni gidi seni..