Bu yazıyı bilerek bir gün geciktirdim..

*

Dürüstlük abidesi Sevgili Mehmet Yazıcı kendi gazetesinin birinci sayfasında yer alan bu haberi "Basından Seçmeler Saçmalar"da yayımlayabilecek mi diye bekledim.

*

Düşündüğüm gibi de oldu. Yayımlamadı. Okuyamayanlar için 24 Şubat'ta yayımlanan haberi aynen aşağıda veriyorum.

*

"Dedeyi 'tek tel saçı' yakalattı"

"Samsun'da biri 1 aylık damatın bulunduğu 2 kişinin öldüğü, kendisiyle birlikte 7 kişinin yaralandığı silahlı çatışmayla ilgili 4 yıldır aranan 70 yaşındaki dede, bir barakada bulunan saç telinden yola çıkan jandarmanın 'sabırlı takibi' sonucu ele geçirdi."

*

İletişim fakültelerinde okutulacak bir haber örneği.

*

İçerden edindiğim bilgilere göre birinci sayfayı Muhterem A. Yener Cabbar hazırlıyormuş. Okudum. Anlamadım. "Taco bak sana bir haber okuyacam. Bakalım bunu anlayabilecek misin?" dedim. Kulaklarını kaldırıp kaşlarını çatarak baktı yüzüme. Dinliyorum der gibi bir kez havladı. Haberi birkez daha bir de ona okudum. Şaşkın baktı gözlerime.. Bastı kahkahayı.. Yine köpeği kendine güldürdün Muhterem A. Yener Cabbar.

*

İstibdat döneminin meşhur sözüdür, "kurtlarla birlikte ulumak." Pusuya yatmış bekleyen, en zayıf anını kollayan namert bir zihniyetten ne bekleyebiliriz? İğneyi kendinize batırmayı öğreneceksiniz Sevgili Mehmet Yazıcı ile Muhterem A. Yener Cabbar.. Yoksa çuvaldızı...

*

Yurt dışında bulunduğum dönemlerde çok sık görüştüğüm bir İtalyan aile vardı. Yine bir gün masada oturmuş yemek yerken evin reisi Chio bana bir hikaye anlatmıştı. Aklımda kalan son kısmını yazmak isterim..

*

"Serçeler küçük ve sevimli hayvanlardır. Bünyeleri ve kaldırabilecekleri ne varsa ayan beyan ortadadır. Onun için büyük bir lokma yiyecekleri zaman dönüp 'popolarına' bakarlar. 'Rektal tuşe'ye gerek kalmadan rahatça yediklerini çıkarmak isterler. Ona göre de yiyeceği lokmaları ayarlarlar. Çünkü büyük bir lokma yerlerse oradan can yakarak çıkacağını bilirler. Çıkamadığı zamansa nasıl zorluk çıkartır onu da bilirler." (Kendini kartal gören yavru, biçare bir serçe fotoğrafı bulsam ve yayımlasam ne güzel olurdu)

*
Bunu daha önce de söyledim. İnsan hata yapabilir. Ahmak olan 'hatasız kul' modeline bürünür. İnsanların hatalarıyla eğlenmeyi maharet sayan ve bunu her gün hesapta Samsun basının (ya da her ne içinse) düzelmesi için yaptığını söyleyip gazetede tam sayfa yayımlama fikri ölü doğmuş çocuktur.

*

Her zaman gazetede bulunmam. Fakat her cuma mutlaka uğrarım. Arkadaşlarla oturur sohbet ederiz. Zaman oldukça da Adnan Bey'le hasbıhal.. Adnan Bey, Sevgili Mehmet Yazıcı'yı ne çok sevdiğimi bildiğinden (ve onu ne denli düşündüğümü) "Sen görüyorsundur onu; ona söyle fazla heveslenmesin. Eski eşi bana mesaj attı. Benden haksız yere kazanacağını varsaydığı tazminatlar var ya, (ki alabilirse) eski eşi ondan alacakmış . Bu kötü haberi kendisine ilet (burada kahkahayı basıyor). "Eğer olur da sizden tazminat hak ederlerse, rica ediyorum bana bir "alo" deyin ki mahkeme kararı ile verecek olduğunuz kayıtlı isme teslim paradan, senelerdir ödemediği ve ödemeye hiç yanaşmayacağı nafaka bedelini almak için bir dava da ben açayım" demiş mesajında eski karısı. Hevesi kursağında kalacak" dedi. Elçiye zeval olmaz. Aktarıyoruz..

*