Çok konuşurdu sohbette,

Hızına yetişemedim.

     Tirit verdiler davette,

     Kazına yetişemedim.

         Yumak yumak çile ördüm,

         Kötüyü hayrıma yordum,

         Ne güzeldir benim yurdum,        

         Yazına yetişemedim.

     Hem okurdu hem yazardı,

     Diyar diyar o gezerdi,

     Taşı yumrukla ezerdi,

     Sazına yetişemedim.

       Kalabalık tepe tepe,

       Para yetişir mi tüpe?

       Öğütlerin kulak küpe,

       Sözüne yetişemedim.

  Âlimlik istemektedir,

  Zenginlik kanaattedir,

  Çoğun bulmak bildim güçtür,

  Azına yetişemedim.

          İspanya boğası gibi,

          Firavun doğası gibi,

          Götürüyon maymun gibi,

          Pazına yetişemedim.

  Bu dünyanın bu hızına,

  Şu ağanın hub kızına,

  Güçlü ozanın sazına,

  Sözüne yetişemedim.

     Bağladım tutturamadım,

     Çağladın durduramadım,

     Ağladın susturamadım,

     Nazına yetişemedim.

        Zammın geldi zam üstüne,

        Bu yapılır mı dostuna?

        Benzinine, mazotuna,

        Gazına yetişemedim.

          Evliliğin geldi Dursun,

          Düğün halayı kurulsun,

          Gelinlerin şöyle dursun,

          Kızına yetişemedim. 

Varmak istediğim menzil,

Çıktım yola köy köy, il il,

Kaplumbağa, tavşan değil,

Tazına yetişemedim.

       Ne işin var senin burda?

       Çoban oldum ben bu yurda,

       Koyunu kaptırdım kurda,

       Kuzuna yetişemedim.

   Gittim gittim çok yoruldum,

   Ben de sonunda duruldum,

   Vav idim sonra doğruldum, 

   Özüne yetişemedim