Yorumculara;Susmak yok, Susmayacağız
Geçen hafta yazmış olduğum, Denge gazetesinde yayınlanan
"Susma; Sustukça sıra sana gelecek! Öyle mi? Başlıklı köşe yazıma demokratik tepki göstererek katkıda bulunan siz saygıdeğer yorumcuları, saygıyla selamlıyorum...
Ülkemizi ve milletimizi ilgilendiren toplumsal olaylar karşısında sessiz kalmak, haksızlık karşısında susmak, bana daima Hz Âlinin "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır."sözünü hatırlatmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti; Laik demokratik bir hukuk devletidir.
Demokrasi ise halkın kendi kendini yönetme şeklidir...
Halkın oyuyla iktidara gelen siyasi partilere karşı kimi sivil ve askeri kişilerin yer aldığı darbe hazırlıkları, yaşanan terör olaylarında faili meçhullerin gerçek failleri kimler sorusu beyinleri kemirirken, kimi eğitim öğretim üyelerinin öğrencileride kışkırtarak halkı korku panik ve infiale sürükleyenler,
"Ordu millet el ele" pankartlarıyla, silahlı kuvvetlerimize darbe çığırtkanlığı yapanlar, kurumları ve yargıyı siyasallaştırmaya çalışanlar, TSK içinde kimi üst düzey yöneticilerinin de bulunduğu "Sarıkız, Ayışığı, Eldiven" gibi kod adlı darbe girişimlerini hangi demokrasiyle bağdaştırabiliriz.
Susurluk kazasıyla ortaya çıkan Devlet içi çeteleşmelerin çıkardığı kötü kokular üstüne gidemeyen ve çetelerle baş edemeyen sorumlu siyasetçiler ile çözümüne engel olan kimi devlet organlarının onca yaşadığımız faili meçhul cinayetlerin, hortumlanan bankaların ve halkın yoksullaştırılması, bir türlü bitirilemeyen PKK terörü, asker sivil ilişkileri kurcalanırken,
Bu gün ülkemizin geldiği noktaya baktığımızda,2001 yılında soruşturmaya alınan kimilerine göre Mossad ajanı, Ergenekoncu jitem kuryesi ve muhbiri olan Tuncay Güney'in itiraflarından yola çıkıldığında;
Yaşanan ve bir türlü çözülemeyen çete soruşturmalarının derin izlerini örtbas edenleri bir, bir su yüzüne çıkartırken, asıl susurluğun başı olan ve Ergenekon çeteleşmesiyle tanışan halkımız, şu an silivride tutuklu bulunan ve yargılanan isimlerle yatıp kalkmaktadır.
Globalleşen dünyada yaşanan ekonomik ve siyasi kaosların yaşandığı bir ortamda, tarihi bağlarımızın bulunduğu ve aynı coğrafyayı yaşadığımız Ortadoğu'da, İsrail"in Gazze"yi havadan ve karadan bombalayarak insanlık dışı suç işlediği Filistin"de, yaşlı çocuk genç kadın demeden dünyanın gözü önünde iki haftayı geçen katliamı konuşmaktan başka bir şey üretmeyip gerilim ve şiddet üzerine politika üreten AK parti iktidarı, muhalefet kavgalarıyla iç dinamiklerini harcayarak kendini Ortadoğu coğrafyasındaki tarihi sorumluluklarından kurtaramayacaktır.
Ülkemizin derin çalkantılara sürüklediği günümüzde, kimi devlet adamı bürokrat ve siyasetçilerin gerçek kimlikleri, kimi itirafçı örgüt üyelerinin açıklamalarına bakıldığında, kendi çıkar ve menfaatlerini korumak için her türlü eylemi mubah görüp ülke ve geleceğimizi karartanlar açığa çıkana, adalet yerini bulana dek susmayacağız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.