Jöleli gençlik

“Evlat yedi yaşına kadar güzel kokulu reyhandır. Ondan sonra yedi sene daha itaatli hizmetkardır. Ondan sonraki yedi sene emredici vezir ve ondan sonra da ya vefalı bir dost, ya da can alıcı düşmandır.”
Toplumumuzda öyle bir gençlik yetişiyor ki, insan bir an geleceğinden ümit keser oluyor. Kafalarına bir kilo jöle boca edilmiş, beyinlerinin içi bomboş, kulaklarında kulaklıklarla müzik dinleyen  bu gençler toplumun genel görüntüsünü oluşturuyor.
Evlatlarımız yedi yaşına kadar yukarıda belirtildiği gibi güzel kokulu reyhandır. Onlar canlarımızdır. Her türlü yaramazlıklarını hoş görür, her türlü olumsuz hareketlerini aferinle mükafatlandırırız. Bilmeyiz ki bu hareketlerimiz çocuğumuzun başına büyüdüğünde çok büyük gaileler açabilecektir. Ama dostlarımızın bize vereceği nasihatlere karnımız toktur. Okullarımız bu tip öğrencilerle dopdoludur. Fakir gariban kesimde bu öğrencilere çok rastlanmaz. Bunlar daha çok zengin ve elit tabaka arasında daha çok bulunmaktadır. Çünkü bu üst seviye geçim grubunda olan kişiler ne yazık ki başka şeylerle daha çok meşgul olduklarından evlatlarına zaman ayırmalarına imkan kalmamaktadır. Her şeyi para ile halledebileceklerini düşünmektedirler. Tabii ne yapsınlar ki konken partilerinden, alış veriş ve dedikodu faslından zaman nasıl kalsın ki! Çok değerli zengin halkımızı elbette tenzih ediyorum. Ama bu gerçeği ne yazık ki değiştirmiyor.
Evlatlarımıza sorumluluklarını ve görevlerini çok iyi anlatmamız gerekiyor. Eğitim aileden başlıyor ve okulda devam ediyor. Aile ve çevrenin olumsuz etkilerini okulda düzeltmek çok az mümkün olabiliyor. Çoğu defa başarısız kalınabiliyor.
Bu evlatlarımızı eğer gençlik yıllarına kadar belirli ahlak ve sorumluluk sahibi yapamazsak, bizim çok üzüleceğimiz olaylar gelişebilir. Ya bir gün hastanede, ya da Allah korusun hapishanede veya.......söylemeye dilim varmıyor. Her neyse bunların sorumlusu ve suçlusu birinci derecede anne ve babadır. Ey sevgili anne ve babalar, çocuğumuza en pahalı cep telefonları almakla, üzerlerine bilmem ne malı kıyafetler giydirmekle, eteklerinin boyunu uzatıp kısaltmakla anne babalık görevlerimizi yapmış mı oluyoruz?

Zararın neresinden dönülürse kardır. Gelin hemen bugün evlatlarımızı daha bir özenle takip edelim. Onların bedenlerini olduğu gibi ruhlarını da güzelleştirelim. Güzel ahlak ve insanlara topluma karşı saygı ve sevgiyi öğretelim. İyilik yapmayı öğretelim, yardımlaşmayı öğretelim. İyi örnek insan olmayı öğretelim. Haksızlığa karşı gelebilmeyi öğretelim. Yarın çok geç olabilir.
“Bir yerde gören göz yoksa, orada güzellik ve çirkinlik birbirine eşittir.”
Güzel bir hafta sonu dilerim.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Yaşar Koca Arşivi
SON YAZILAR