YÜZÜNCÜ MAYMUN DENEYİ
İş sağlığı ve güvenliğinin benimsenmesi için yazmaya, anlatmaya ve farklı platformlar vasıtasıyla daha çok hayatlara dokunmaya gayret gösteriyorum. İş sağlığı ve güvenliğini yaşamımıza dahil edip alışkanlık haline getirmenin bu kadar zor olmadığına inanmak istiyorum. Mevzuat, eğitim, ekipman anlamında hiç bir eksikliğimiz olmamasına rağmen alışkanlıklarımızı değiştirmekte zorlanmak bana garip geliyor.
Galiba değişime direnç göstermek insanoğlunun vazgeçilmezi. ‘Değişim’ konusunda birçok bilimsel makalelere ve deneylere ulaşabiliyorsunuz. Kaynakların bir çoğu değişim için bazı eşiklerin önemini vurguluyor. Bu eşiklerde de en önemli durumun “Kritik Kütleye” ulaşmak olduğunu anlatıyor. “Kritik kütle”yi daha iyi anlamlandırmak için 1952 yılında yapılan bir deneyin ayrıntılarıyla Pasifik Okyanusu’nun güzel adalarına doğru yolculuğa ne dersiniz?
Hazırsanız o halde yolculuk başlasın…
“Yüzüncü Maymun Deneyi”
Yüzüncü Maymun Deneyi Ken Keyes Jr.’dan tarafından kaleme alınmış gerçek bir deneyin öyküsü. Ken Keyes Jr. kitabında bu deneyden bahsediyor. Bu deney Pasifik Okyanusu’nda yer alan Japonyanın Koshima adasında Macaca Fuscata türü maymunlar üzerinde otuz yılı aşkın süre boyunca bilim insanları tarafından gözlemi kapsıyor.
Maymunlar bilindiği üzere yeme alışkanlıları ve davranışları ile neredeyse insan türüne en yakın olan hayvan türü.
Özellikle deneyde, deneklerin maymun olması ise daha ilginç sonuçları ortaya çıkarıyor. Yüzüncü Maymun deneyi, bilim insanlarının 1952 yılında adadaki maymunların beslenmesi için kumların içerisine patates bırakılması eylemiyle başlıyor. Patatesin tatlı maymunların hoşuna gitmesine karşın patatesin kumlu olması hoşlarına gitmiyor. Fakat patatesin tadını çok beğenmiş olmalılar ki patatesi kumlu şekilde yemeye devam ediyorlar.
Bir gün, henüz on sekiz aylık olan İmo isimli dişi maymun kumlu olan patatesleri en yakın su birikintisinde yıkıyor ve o şekilde yiyor. Daha sonra İmo’nun yapmış olduğu bu davranışı annesi öğreniyor ve o da aynı şekilde patatesi yıkayarak yemeye başlıyor. Bu davranış önce aile bireylerine yayılıyor. Daha sonra bunu gören diğer maymunlar da (1952-1958) patatesleri yıkayarak yemeyi öğrenmeye başlıyorlar. Burada ilginç olan durum ise bazı maymunların bu yeniliğe karşın halen kumlu patates yemeye devam etmeleri oluyor.
Fakat 1958’in sonbaharında ilginç bir şey oluyor ve Koshima maymunlarından yüz tanesinden doksan dokuz tanesi artık patatesi yıkayarak yemeyi öğreniyor. Yüzüncü maymunun patatesi yıkayarak yemeğe başlamasının sonra ise ilginç şeyler ortaya çıkmaya başlıyor. Aynı günün akşamında adadaki tüm maymunlar patatesi yıkayarak yemeye başlıyorlar. Burada “Yüzüncü Maymun”un patatesi yıkayarak yemeye başlaması kritik eşik noktasını oluşturuyor. Yani öğrenme, bilinme gibi davranışlar belirli bir sınırı aştıktan sonra yeni bir bilinç süreciyle ortaya çıkıyor ve yayılıyor. Bu davranıştan sonra ise asıl ilginç olan sonuç ortaya çıkıyor.
Adayla doğrudan bir ilişkileri olmadığı halde, diğer adalardaki maymun kolonilerinin de aynı anda patateslerini yıkayarak yemeye başlıyorlar. Buna benzer deneyler yapılarak öğrenme, bilinme gibi davranışlar belirli bir sınırı aştıktan sonra yeni bir bilinç süreciyle ortaya çıktığını ve yayıldığı ispatlanıyor.
Artık tek bir kişinin adımını attığı değişimin, zaman içinde diğer kişilere de sıçramasıyla birlikte ulaşılan “Kritik Kütle” düzeyi tüm insanlığı etkileyen bir sıçrayış etkisi yaratabiliyor. İş Sağlığı ve Güvenliği’nin yayılımı ve tüm toplum olarak benimsenmesi için ihtiyaç olan kritik kütle belki de henüz oluşmamıştır.
Patatesleri kumlara gömmeye devam edip, toplumumuzun krtik kütleye ulaşıp iş sağlığı ve güvenliğini benimsemesi için sabırla anlatmaya, yazmaya ve hayatlara dokunmaya devam etmeliyiz...
İyilik, sağlıkla kalın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.