Zenginin adaleti

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 14-18Aralık tarihleri arasında yapıldı. 2012 yılında yürürlükteki  süresi dolacak olan Kyoto Protokolü'nün yerine yeni bir uluslararası iklim anlaşması görüşüldü. Toplantı 192 ülkeden 15 bin delegeyi bir araya getirdi.

Zirvede karar alınmaya çalışılan konuların  başında endüstrileşmiş ülkelerin sera gazı emisyonlarını düşürmek ve gelişmekte olan ülkelerdeki artan sera gazı emisyonlarının düşürülme miktarını belirlemekti.

Kararların görüşülme sürecinde ilk olarak Afrikalı ülkeler, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin toplantıda takındıkları tavırları protesto etti. Kara Afrika belki de tarihinde ilk kez böylesi bir tavrı gösteriyordu. Zirvede, Birleşmiş Milletlerin amaçladığı kararlar alınamadan dağıldı.

Bu tavır medyada yeterince tartışılmadı. Afrika, dünyada en yoksul kıta olarak biliniyor. Yine dünyada ilk canlı yaşamın başladığı yer olarak da biliniyor. Zirve, Afrika ülkelerini bir araya getirdi.

Dünyada herkes biliyor ki yoksulluk kader değildir. Yoksulluk dünyada gücü elinde bulunduranların bunu kendilerine bir avantaj olarak kullanmasıyla oluşur. Yıllarca Afrika ülkelerinin zenginliklerini gelişmiş ülkeler yağmaladı. Bunu yaparken önce kendi aralarındaki farklılıkları derinleştirdi, kavgalar çıkardı. Afrika insanını ülkesinden zorla aldı. Köle olarak kendi gelişmesinde kullanmak için ülkesine getirdi. Üçüncü sınıf vatandaş muamelesi yaptı.

Şimdi koca kıta talandan sonra geriye kalan bedeli kendi ödemekle karşı karşıya. Afrika"nın toplam sera gazı salımı ABD veya Çin"in sera gazı salımı yanında kıyaslanamayacak kadar azdır. Gelişmiş ülkelerin adaleti nedense eşitlik olarak gelişmemiş.

Afrika ülkelerinin Kopenhag"daki tavırları yeni gelişmelerin habercisi olabilir.

Latin Amerika ülkelerinde gelişen sol, halk hareketleriyle birlikte düşünüldüğünde dünyada yeni saflaşmalara yol açabilir.

Ülkemize gelince bir taraftan  Kyoto Protokolü'nü imzalarken, diğer yandan sahillerini termik, çevrim, nükleer gibi santrallerle donatmaya çalışmaktadır. Gelişmiş ülkeler tüm eski teknolojiye dayalı işletmeleri  bizim gibi ülkelere göndermektedirler. İhtiyaçlarını ise çok uygun fiyatlarla  bizden alacaklar. Sonuçta kirlenen benim ülkem olacak. Yani gelişmiş ülkelerin adaleti kendilerine çalışır, bizden söylemesi.

Ülkemiz de çevre kirliliğinden çokça etkilenen ülkelerden birisidir. Sonuçları itibariyle  denizlerimizde balık, bahçelerimizde sebze, tarlalarımızda ürünler değersizleşti. Samsun"daki yaşamımızda gördüğümüz gibi mobil santraller sürecinde ürünlerini pazara getiren  Tekkeköylüler birden Bafralı olmak zorunda kaldılar!

Yoksullar açısından daha çok hastalık, daha çok yoksulluk bizleri bekliyor.

Ya oturup bekleyeceğiz ya da insan olmaktan gelen yanımızı kullanıp karşı duracağız. Her şey bizlerin elinde…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR