Dünyamızın Marshall Mc Luhan"ın kehanetini doğrularcasına evrensel bir köy haline geldiği çağımızda, kitle iletişim araçlarının özellikle medyanın rolü tartışma götürmez bir gerçekliktir. Medyalar ve özel anlamda özel anlamda televizyon, artık bir mucize değil yaşamımıza bütünüyle nüfuz etmiş ve tıpkı gazeteler ve radyo gibi medya rejimimizin önemli ve kaçınılmaz bir parçası haline gelmiştir. Sihirli bir değnek gibi düğmeye bastığımızda dünyayı ayağımıza getiren bu beyaz cam medyanın en güçlü aracı televizyon, tüm yaşamımızı ve zihinsel haritalarımız derinden etkilemekte ve adeta bombardımana tabi tutmakta, bireyi her yönden etkileyerek beyaz camın içine sıkıştırmakta ve kendi değer yargılarını insanların üzerine yönlendirerek tüm dünyaca kabul edilebilen bir değerler sistemi ve kültürü ortaya çıkarmaya çalışmaktadır.

                  Yarının iletişim çağında televizyon ve gazetelerin bir gerilla savaşına doğru gittiğini söylemek belki biraz ütopik görülebilir. Ancak iletişim araçlarının korkunç bir yönde ilerlediğini kabul edecek olursak özgür bireylerden oluşmuş bir toplumun yaratılabilmesi için bu gerilla savaşının tek çözüm yolu olduğu ortaya çıkacaktır. Çünkü iletişim araçlarının bu son derece hızlı gelişimi ve dünyayı avucunun içine alması kültürler arası bir gerilla savaşını başlatmıştır. Berger"in dediği gibi bir terör aygıtı gibi görev yapmakta olan iletişim araçları insanlar üzerinde baskıcı, sindirici bir araç olarak görev yapmaktadır. Yine onun deyimiyle siyasal terör yerini ruhsal ve diğer terör tiplerine terk etmiştir.

                Sınırlar bu iletişim araçları ile ihlal edilmekte ve karşılıklı bir gerilla savaşı yürütülmektedir. Artık o eski klasik biçimiyle siyasi iktidarı devirebilmek için orduyu ve güvenlik güçlerini kontrol altına almak yetmiyor. Eskiden böyleydi, ancak şuanda iletişim araçları bunların yerini almıştır. Bugün bir ülke, bir anlamda ülkedeki kitle iletişim araçlarını kontrol eden kişilerin iktidarındadır. Bunlar istedikleri kişileri iktidar yapmakta istediklerini iktidardan uzaklaştırmaktadır.

                Kitle iletişim araçları sadece ideolojileri taşımakla yetinmiyor, bizzat kendisi bir ideoloji hanine geliyor. Tüm insanlar televizyon ve diğer iletişim araçlarının ortaya koymuş olduğu yeni ideolojiyi benimsemektedir. Değer yargılarını düşüncelerini hep bu yeni ideoloji belirlemektedir. Medyanın etkisi esasen kısa dönemde değil uzun dönemde kendisini göstermektedir.