1453-Dombira
01.10.2013'te ''Gökçek, elini Odtü'den çek'' pankartlarıyla yapımı protesto edilen yolun 26 Şubat'ta açılışı yapılırken yine protesto gösterileri yapılmış, adını 1071 Malazgirt savaşından alan yolun protestosunda Bizanslılar mezarlarından çıkıp gelemeyecekleri , Yunanlılarda burada eylem yapamayacakları için, bunların eylemde temsilcilerinin olması oldukça mantıklıdır.
Gezi olayları esnasında duvara yazılan ''Zulüm 1453'te başladı ''yazısı ile Bizans figürü üst üste konulduğunda bu kadar aydın bir gençliğin varlığına şahit oluyoruz. Mükemmel bir düşünce yapısına sahip olan genç beyinler eğer 1071 Malazgirt savaşı olmasaydı, 1453'te İstanbul feth edilemeyecekti. 1453'te İstanbul feth edilmeseydi zaten duvara zulümün başlangıç tarihini yazmanıza gerek kalmayacaktı. Eğer bu mantık kendini özgür hisseden her gruba hakim olsaydı ve tarihin, kavimler göçünde akışı dursaydı meşhur Çin seddinin duvarlarına ''Zulüm bizden başladı'' yazısını yazar, sonra '' Affet bizi Çin sana uzaydan bile görünen seddi yaptırdığımız için'' sloganları ile bağlı oldukları yeri gösterirdi o muhteşem beyinler. Bu çok gelişmiş beyin yapınızdan dolayı ülke genelinde bulunduğunuz band % 0.01 dir.
1915 yılında bir tehcir olayı yaşandı, Ermeniler Amerika'da bunun lobisini yapıp yaygara kopartırken bizde iki gelişme göze çarpıyor.
1. Bizden Amerika'ya gidip ülke için lobi faaliyeti yapması gerekenler, ülkeyi arkadan vurma yarışında
2. Bir Ermeni asıllı vatandaş öldürülünce insanların genlerinde saklı bulunan asıllarını dışa vuruyor.
''Hepimiz Ermeniyiz'' kelimesi her yıl gözümüze sokulurken, ne 24 Nisan günü kopartılan yaygaraya dur diyebiliyoruz nede 26 Şubat'taki katliamı dünyaya anlatabiliyoruz. Hocalı katliamını anlatmak için hiç kimse ''Hepimiz Karadağlıyız'' , '' Hepimiz Azeriyiz '' diyemedi. Oysa yurt içinde Hırant Dink'in ölüm yıl dönümleri unutturulmamakta, dışarda 24 Nisan 1915 koz olarak kullanılmakta. 1453'ü zulüm görenlerde, hepimiz Ermeniyiz diyenlerde genlerinde saklı olan şifreleri deşifre etmektedir.
Aslında siyasetimizde kavgalarımızda günlük , bu gündelik olayların peşinde mücadele edilirken arkadan nasıl bir gündemin perdelendiğini görmemekteyiz. Seçim çalışmaları için müzik seçimleri yapılıyor, renga renk müziklerle araçlar sokaklarda gezmekte, gürültü kirliliği kimsenin umurunda değil,herkes reklamın peşinde,idealleri uğrana koşturmanın derdinde umarım her şehir ve vatan için seçim sonuçları hayırlı olur. Bu şarkı seçimleri esnasında ''Dombira'' şarkısını iktidar seçtiğinde ortalık ayağa kaldırıldı. Dombira Türk müziğidir Akp kullanamaz. Dombirayı kullanan kesim başka bir milletten mi ?
Dombira , Tataristan,Özbekistan,Tacikistan, Kazakistan,Afganistan gibi Orta Asya'da yaşayan Türk topluluklarında kullanılan telli bir çalgı olup,bu çalgı için bestelenen şarkı Nogay Türklerine aittir. Nogay Türklerinin yaşadıkları alanlar ise, Hazar bozkırları, Kuzey Kafkasya, Kırım,İdil-Ural havzası, Batı Türkistan, Kırkızistan,Litvanya,Dobruca( Romanya) Deliorman (Bulgaristan) ve Türkiye'dir. Dombira şarkısı 1997 yılında St.Petersburg'ta Aslanbek Sultanbekov tarafından yazılmıştır.Karaçay-Çerkesya doğumlu olan sanatcı şimdi Kazakistan'ın başkenti Astana'da yaşamaktadır.
Bestesinin Türkiye'de bir parti tarafından kullanılmasına başka bir partinin Türk müziğini bunlar kullanamaz tarzındaki yaklaşımı puan kazandırmaz, aksine puan kaybettirir. Bu tür gündelik kavgalar sayesinde bazen bilgi dağarcığımız gelişmekte, mesela Nogay Türk'leri nerde yaşarlar,nasıl bir tarih yaşadılar,soyları nereden gelmektedir, bizler onlar için neler yapmışız, bu soruların cevaplarını bulmamıza vesile olmaktadır. Eminimki bu soruların cevaplarını bildikleri için insanlar bu şarkının iktidar tarafından kullanılmayacağına karar vermiştiler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.