FAİK DÜNDAR

[email protected]

ABD’NİN VE BATI’NIN NİYETİ

Ne kadar uzak durmak, bulaşmamak istesek de belâ gelip bizi bulmak üzere. 1968 kuşağında üniversitede okurken, boykotlar, öğrenci hareketleri, sol-sağ çatışması, polis-öğrenci, asker-öğrenci çatışmaları. Daha sonraları mesela 1980 ihtilaline giden süreçte, okul, kahve, iş yerleri basmalar, öldürmeler, kurşunlamalar gırla gidiyordu. Kurtarılmış sokaklar, mahalleler. Siyaset de tam rayında idi diyemeyiz. Hükümetlerin ekonomide kemer sıkma gibi yanlış politikalar ha bire yükselmemizin önünü kesiyordu.

Zaten 25 milyon km kare olan cihan devletimiz, ırkçılık ve ihanetler sonucu bugün 776 bin km kareye kadar düşmüştür. Bu bile çok görülmekte iç ve dış mihraklar alışa gelmiş metotlarına doymadıklarından, bu mübarek vatanı bölmeye, yıkmaya  yaşanamaz hale getirmenin ihaneti içinde olmaya devam etmekteler.

İşte, Ortadoğu, işte, Kafkasya, işte Balkanlar ve işte kuzey Afrika. Ta o zamandan beri halen kan akmaya devam ederken, barut kokuları dinmedi.

Ülkemizde yapılan son seçimlerde, herkesin birleştiği ortak mesaj “Ak Parti kendine çeki düzen ver, bazılarının yüzünden kirlenme, arınmaya çalış, bunları yaparken de seni tek başına değil, ortaklarınla uyumlu çalışmaya davet ediyorum” dedi. Karşı tarafa da “ey muhalifler, iktidar olmanız için size yüzde 60 lık olanak sağlıyorum. Haydi seçim öncesi dediklerinizi yapın görelim” demiştir. Gerçekten de altmışlık blok, üçü bir arada olanlar, hükümet kurmayı beceremezlerse, Ak parti; “ey milletim işte gördünüz bunlar altmışta alsalar hükümet kuramadılar,..Siz yine bize güvenin” demekte haklı olmaz mı?

İç siyasette Davutoğlu ziyaretlerine başladı, umar ve dileriz istenilen arzu edilen, yönetim için başarı sağlanır. Bu böyle devam ederken ABD bu açmazımızı fırsat bilerek incirlik hava üssümüzü, IŞID’ı vurmak için kullanmak istemekte. Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan, “bölgede yalnız bunlar mı terörist ? PKK, PYD ve diğer unsurlar da var. Onlarında haritadan silinmesi gerekir.”demekte çok haklı. Ancak, Barzani, PKK ve PYD, Suriye’nin kuzeyini ta Akdeniz’ e kadar sahiplenip, Büyük İsrail Projesi gereği İsrail’e teslim etmenin hesabı içindeler.

İşte yine ABD ve yine Batı. Bunların yaşam şekilleri, başka insanları köleleştirmek, kanlarını emmek, madenlerine ve zenginliklerine sahip olmak, parazit olarak yaşamaktır. Bu son senaryolarında, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde 36. paralel gibi upuzun bir koridor açıp, Petrolünü İsrail’e ve Batıya akıtmak.

Bizim de görevimiz bu mazlum halkın malına, canına namusuna ve yaşama hakkına sahip çıkarken, bu amansız belâya mümkün mertebe bulaşmamak.

“Yurtta sulh, Cihanda Sulh”, savaşsız, sömürüsüz, sağlıklı, mutlu bolluk içinde yeni Türkiye ve yeni Dünya için el ele..Kadir gecenizi ve Ramazan bayramınızı candan kutlarız, güzel geleceklerde görüşmek üzere…