ABİ FORMULÜNDEN
Birkaç gündür bizim gazetelerimizin ön sayfalarında bir haber yer alıyor. Hemşehrim Ahmet Muhip Dıranas'ın şiirindeki gibi "Ne güzel başkanımızdın sen Ersoy Abi"yi çağrıştıran haber ve yazıları okuyoruz. SGK İl Müdürü Selami Göz, CHP'li Ersoy Üstay'ın, "Açıklama yaptık, emekli maaşıma haciz geldi" iddiasını, "Haciz, 5 sene önceki bir hatadan kaynaklandı" diye yanıtlamış. CHP İl Başkanı Ersoy Üstay'ın, Atakum Belediyesi lehine yaptığı açıklamanın ardından emekli maaşına haciz geldiği iddiasını yanıtlayan SGK İl Müdürü Selami Göz, "Haczin açıklamayla ilgisi yok. 5 yıl önce yapılan bir hatadan kaynaklanıyor. Bunu anlayınca zaten derhal haczi kaldırdık" demiş.
Çok satışlı bir gazetemizin manşetinden okuyoruz. "CHP İl Başkanı Ersoy Üstay'ın iddialarıyla ilgili konuyla gazetemize açıklama yapan Selami Göz, 'İl Başkanı 5 yıl kadar önce bir şirketin ortağı gibi yazılmış. Şirketin ilk tescilindeki Ticaret Sicil Gazetesi'yle ilgili bir hata. Bunun Atakum Belediyesi'yle ilgili yapılan açıklamayla alakası yok. Kurum olarak otomatik icraya geçtiğimiz için, maaşlarına haciz işlemi uygulanmış. Bize yapılan başvurunun ardından yaptığımız araştırmada yanlışlığı tespit ederek ödeme emrini kaldırdık. Şuan sorun düzeltilmiş durumdadır' diye konuştu." yazıyor haberde. Yine aynı gazetenin bir köşe yazarı da "Ersoy Ağabey" başlığını attığı makalesinde "Bu kentte ve bu ülkede 'sehven' ya da kasten mağdur edilen en azından mağdur edildiğini düşünen yüzbinler varken ve bu kentin, bu ülkenin sorunları birbirinin üstüne dağlar gibi yığılırken; Ersoy Üstay gibi bir insanın basın toplantısında gündeme getire getire iki ay maaş alamamasını getirmesini ne anlamak mümkün, ne de o kaliteye yakıştırmak! Muhalefet bir an önce Samsun'un gerçek gündemine dönmek zorundadır. Kimse susmak ya da Ankara'daki parti yöneticisi "kıymetli büyüklerinin!" bir gün evvel söylediğini bir gün sonra ters yüz edip basına servis ederek muhalefet görevini yerine getirdiğini iddia edemez. Üzüldüm; keşke Ersoy ağabey hiç konuşmasaydı; hafızalarda konuşmayan başkan olarak kalması daha iyiydi!" diyor. Biz bir şey eklemiyoruz ve size bırakıyoruz. Siz her şeyin farkındasınız çünkü!
SATIR ARALARINA DİKKAT
İstanbul'da yapılacak Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) yıllık olağan kongresi öncesi UEFA Genel Sekreteri Gianni Infantino, basın toplantısı düzenlemiş. Infantino, şike konusunda yargı kararını değil Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) kararını beklediklerini belirterek şöyle konuşmuş: "Bu konuda açıklama yapmam doğru değil. İcra komitesinin toplantısı yapılıyor. Bu yüzden dün ve bugün gündeme gelmedi. Türkiye, büyük bir futbol ülkesi. Bu nedenle buradayız. Türkiye'de şike iddialarıyla ilgili davalar var. Gerekli kararları onlar alacaklar. Türkiye'de ve Türk makamları tarafından alınacak kararlardır. Ondan sonra durumu inceleyeceğiz. Şikeyle ilgili bütün kurallarımız açık. Şike konusunda sıfır tolerans olmalı. Uygun ve orantılı yaptırımların verilmesi gerekiyor. Şu anda gündemimizde 58. madde ile ilgili bir konu yok. Karalardan sonra duruma bakacağız. Türkiye'de pek çok olay gazetelerde başlayıp bitiyor. Basında çok şey konuşuluyor. Sıfır tölerans deyince her tür katı tedbiri içerir içermez diye düşünmeyin. Bu Türkiye'nin meselesidir. Türk makamları buna bakacaktır. Sıfır tölerans en uygun kararları almak demektir. Ancak UEFA'nın organize ettiği bir turnuvada oynanan bir maçta şike varsa veya ülke federasyonu devreye girmezse biz gireriz.Disiplin prosedürleri hızlı kararlarla ilerler. Türkiye açısından hızlı karar verilmesi iyi olacaktır"
Evet aynen böyle demiş Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) yıllık olağan kongresi öncesi UEFA Genel Sekreteri Gianni Infantino. Şimdi seyreyleyin siz yapılacak yorumları. Küme düşme yok diyenlerin söylemlerini. Biz ise bu sözlerin satır aralarında neler olduğunu size bırakıyoruz. Sahi sizce neler olacak Süper Lig'de? Küme düşürebilecekler mi? Puan silecekler mi haa ne dersiniz? Bana yazın dediğiniz çıkarsa size Yeryüzü cenneti Sinop'ta 3 gün 3 gece tatil. Bendensiniz.
KENAN PAŞA
Haberiniz olmuştur. Olmadıysa şimdi olsun. 12 Eylül Darbesine ilişkin davanın sanıklarından dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın avukatı Bülent Acar, davaya ilişkin bazı tespit ve itirazların bulunduğu dilekçeyi, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunmuş. Türk ceza düzeninde, anayasal düzenin kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması suçu diye bir suçun bulunmadığı savunularak, ''Böyle olunca, Türk ceza düzeninde hiç kimse, anayasal düzenin kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması suçu diye bir suçu işlediği iddiasıyla soruşturulamaz, kovuşturulamaz ve yargılanamaz'' denilmiş. Söz konusu savunma dilekçesinde, 1982 Anayasası'nın, Türk toplum, hukuk, devlet düzenini kuran temel yasa olduğu belirtilerek, ''Bunun içindir ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde kaynağını Anayasa'dan almayan hiçbir kişi, organ ve kurum yetki kullanamaz. Türk hukuk düzeninde 1982 Anayasası'nın 6/son maddesi hükmünden kaynaklanan bir yetkiye dayanmayan, yani 'yetkisiz' her işlem, 'yetkisizlikten' hukuken yok hükmündedir'' ifadesi kullanılmış.
1982 Anayasası'nın 38/1-2 maddeleri hükümlerine göre, kimsenin Ceza Kanunu'nun suç saymadığı fiillerden dolayı adli ve yargılama işlemlerine bağlı tutulamayacağı savunulan dilekçede, şu görüşler ileri sürülmüş:
''Kurucu iktidarı kullanan kişilerin, ortadan kaldırdıkları Anayasal düzeni kuran Anayasa'dan kaynaklı, yani olmayan bir yetkiyle, kendi kurdukları yeni Anayasal düzende, önceki Anayasal düzeni ortadan kaldırma, yani ihtilal veya darbe fiillerinden dolayı yargılanabilmeleri, fiilen ve hukuken imkansızdır. Bunun içindir ki Anayasal düzeni ortadan kaldırma fiili suç değilken, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya kalkışma, teşebbüs etme fiili suç olarak düzenlenmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri emir komuta zinciri içinde, 1961 Anayasası'nı ve bu Anayasa ile kurulan düzeni ortadan kaldırmış, yani ihtilal ve darbe yapmıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtilal veya darbe yapan üst komuta kademesi, Milli Güvenlik Konseyi adını almış, fiili güçten hukuki güce, yani kurucu iktidara dönüşmüştür. Milli Güvenlik Konseyi'ni oluşturan asker kişiler, bizzat 1982 Anayasası'yla, devlette Cumhurbaşkanından bile yüksek dereceli hukuki güvenle sahip kılınmıştır. Mahkeme resen kamu davasının yokluk durumunu tespitle görevlidir. Hukuken yok hükmündeki bir kamu davasının yargılamasına da devam edilemez. Mahkeme, hukuken yok hükmündeki kamu davasının yokluğunun tespiti itirazımızı derhal ve öncelikle inceleme ve karara bağlama görevini erteleyemez. Bu demektir ki Milli Güvenlik Konseyi Başkanı ve üyesi, Anayasa'nın 6/son maddesinden kaynaklanan bir yetkiye dayanmaksızın, yani yetkisizlikten dolayı olmayan, hukuken yok hükmündeki kamu davasında sanık sıfatını almaz. Hukuk devletinde kimse fiili yargılanamaz, bu nitelikte bir işlemin muhatabı bile yapılamaz. Anayasa'nın 38/1, 765 sayılı TCK'nın 1/I, 2/I, 5237 sayılı TCK'nın 2/1. maddeleri hükümleri gereğince, her iki Türk Ceza Kanunu'nda anayasal düzenin kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması, yani 'ihtilal yapma', 'darbe yapma', 'kurucu iktidar olma' fiili herhangi bir suçun konusu değildir. Türk ceza düzeninde, anayasal düzenin kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması suçu diye bir suç yoktur. Olan suç, anayasal düzeni değiştirmeye ve ortadan kaldırmaya kalkışma, yani ihtilale kalkışma, darbeye kalkışma suçudur. Böyle olunca, Türk ceza düzeninde hiç kimse, anayasal düzenin kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması suçu diye bir suçu işlediği iddiasıyla soruşturulamaz, kovuşturulamaz ve yargılanamaz."
MEDİVA
Samsun'da belki de ilk özel hastane olan Özel Mediva Hastanesi, son zamanlarda neredeyse unutuluyordu. Hiçbir ses soluk çıkmaz olmuştu. Gazetelerin intenet adreslerine Samsun'daki ve Samsun dışındaki pek çok hastaneden haberler yağmur gibi yağarken Mediva garip bir sessizliğe bürünmüştü her nedense. Dün baktık ki, Mediva hastanesi'nden Reşat Erol imzasıyla e-posta adreslerine bir haber düştü. Mediva Hastanesi, kalp ve damar cerrahisinde iddialı. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Hüseyin Soydemir, "Sürpriz fatura ve ek ücret farkı yok. Bu nedenle özel devlet hastanesi gibiyiz" demiş ve "Özel hastanede olan güler yüz ve yoğun ilginin yanı sıra devlet hastanelerinde olduğu gibi sürpriz fatura ve ek ücret farklarımız yok. Bu nedenle burası 'Özel Devlet Hastanesi' gibiyiz. Devlet hastanesi kavramını da şundan dolayı kullanıyorum. İnsanlar devlet hastanelerine neden gider? Kendisine ek bir maliyet yâda fark çıkmasın diye. Aynen bizim hastanemizde de hiçbir sürprizle hastalarımız karşılaşmaz" diye eklemiş.Hüseyin Soydemir, "Çocuk kalp ameliyatları haricinde tüm kalp ve damar ameliyatlarını hastanemizde yapıyoruz. Bununla da kalmayıp çok zor bir ameliyat olarak bilinen şah damarı ameliyatlarını da başarıyla gerçekleştiriyoruz. Ben geldiğimden bu zaman kadar burada 11 ayda 260 ameliyat yaptık ve bunlardan sadece ikisini eks oldu. Onlarda bize çok acil olarak getirilmiş hastalardı. Hasta kaybetmede Amerika ortalaması yüzde 3 ile 5 arasındadır. Bizde ise bu oran yüzde 1'den bile düşük" ifadeleriyle oldukça iddialı açıklamalar da yapmış. Haydi bakalım Mediva da Sağlık kenti (!) Samsun'da yeniden hareketleniyor anlaşılan..
GÜZEL SÖZ
Cahil ile tartışırken ona verdiğin her kelime yakılmış ateşe attığın odun gibidir!!
(Tostoy)
BALE
Temel ile Fadime bir gün baleye giderler. Temel biraz sonra sıkılır ve uyumaya başlar.
Fadime:
-Ula Temel, ha bu kadar insana ayıp olayi, uyan der.
Temel:
-Kim fark edecek benu?
Fadime:
-Ula Temel öyle deme. Seni uyandirmamak için parmak uçlarina basaydilar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.