Denge Gazetesi'nde yazmaya başlayalı çok kısa zaman geçmesine rağmen;

Haklarında yazmış olduğumuz yazılardan dolayı bizi fena halde merak eden,

Kimliğimizi ve kişiliğimizi öğrenmek üzere Gazete Sahibi'ni arayarak; bizi, halimizi hatırımızı, yakın bağlantılarımızı, kimin nesi neyin fesi olduğumuzu sorup soruşturan,

Yazılarımızda bahsettiğimiz konu, kişi veya kişilerden veyahut kişiliklerinden dolayı rahatsız olan, canları sıkılan, moralleri bozulan, gelecek projeksiyonları tehlikeye girecek diye derin endişelere sevk olan,

Okurken tebessüm eden, gülerken çayını masasına döken, yetmedi kimliğimizi deşifre etme heyecanıyla kaleme, (ah artık kalmadı) daktiloya (ah o da kalmadı) klavyeye ve dahi telefona sarılan,

Deşifre ettim sevinç ve heyecanıyla köşelerinden 'evraka' naraları atan, 'Deşifre ettum Oni' aceleci acemiliğiyle ilgili ilgisiz isimler üzerinden 'thing – thank' egzersizleri yapan, külü neresine basacağını bilemeyerek, ağzına yüzüne gözüne bulaştıran, mangaldaki kül ile uğraşırken merkepteki nem oranını ayarlayamayan;

Bizi seven sevmeyen, yazılarımızı pehlivan tefrikası veyahut cep foto roman aşk-ı heyecanıyla bekleyen,

Yazılarımızı, e - posta, belgegeçer, güvercin, duman gibi yöntemlerle uzak vilayetlerdeki bağlılarına arz eden bütün sevgili, muhterem okuyucularımıza,

Böylesi varken düşmana ne hacet dedirten dostlarımıza,

Dost mu düşman mı olduğu belli olmayan, 'araf'ta gidip gelen suret-i Hakk'tan adamlara, 'Burada ne demek istemiş, beni mi kastetmiş' diyerek elinde gazeteyle 'sağdan sola' koşturan komedyenlere,

En derin sevgi ve içten muhabbetlerimizi arz ediyor ve bu uzun 'Açık Teşekkürümüzü' az önce Ufuk Uras'ın tweetlediği bir söz ile hitama erdiriyoruz;

" Biz insanlardan değil, yaptıklarından nefret ediyoruz." Isabel Fonseca.

Eksik kalmasınlar…

4M'lerin İl Başkanlığı Dansı Başladı; Başrollerde Mustafa Acar

Mustafa Acar, Murat Yurt, Muzaffer Altuntaş ve Muhsin Topaloğlu'dan oluşan 4M Kutsal Koalisyonu'nun AK Parti Samsun İl Başkanlığı İçin yürüttükleri kulis faaliyetleri gün güzüne çıkmaya başladı..

Mustafa Acar biliyorsunuz doğuştan oyuncu yeteneğine sahip bir kardeşimiz.. Tiyatroculuktan gelme ekip çalışması ruhu ile etrafında biriktirmeye çalıştığı kadroyu İl kongresine kadar yanında tutmaya çalışacak..

Ne var ki, Acar işi baştan sıkı tutamayarak kadrosunu oluştururken ince eleyip sık dokuyamamış..

Yukarıda isimlerini zikrettiğimiz M'lerden birisi olan Muhsin Topaloğlu henüz kadroya girip girmemekte mütereddit bir arkadaşımız..

Acar ile birlikte fotoğraf vererek Osman Çetinkaya'ya, “ Bakın ben gidiyorum, beni değerlendirecekseniz fazla vaktiniz kalmadı” mesajı vermeye çalışıyor.. Mesajı aynı zamanda da Osman Genç'e yolluyor..

Bir diğer M olan Murat Yurt ise bilindiği gibi Mustafa Acar'ın yakın akrabası. Siyasette daima bir gelecek peşinde olmak için her türlü hizip, klik ve muhalefetin içinde yer alabileceğinden endişeniz olmasın..

Murat Yurt'un Samsun'daki bir internet sitesindeki reklamı ile Mustafa Acar'ın aynı sitede yer alan MÜSİAD haberine bir göz gezdirirseniz parçaları birleştirmiş olursunuz.. Bu arada MÜSİAD'ın çiçeği burnundaki başkanı da fena halde ters köşeye yatırılmış oldu, AK Parti'nin muhalif kanadıyla aynı fotoğrafa girerek..

Muzaffer Altuntaş, Adem Güney'in has adamlarından, O'nun neredeyse sağ koludur. Adem Güney, Altıntaş'ı önce yönetimine aldı sonra da hastanesine müdür yaptı. Altıntaş şimdilerde Mustafa Acar'ın yanında gözükse de Adem Güney'den ayrı siyaset yapması ihtimal dahilinde değil.

Aktör Acar'ın kadrosuna girip girmemekte tereddüt eden bir başka isim var ismini çok sık duyduğumuz o da Hüseyin Toptan: Toptan, gündüz Osman Çetinkaya ile il binasında mesai yaparken akşamları da ikamet ettiği ilçenin belediye başkanıyla beraber. Toptan'ın henüz safı netleşmemiş ve aklı bir hayli karışık.. Allah yardımcısı olsun..

İl Başkanı Osman Çetinkaya ile beraber siyaset yapan Nadir Kuru ise nedendir bilinmez (aslında tabi ki bilinir) bir anda saf değiştirerek karşı tarafa geçti.

Mustafa Acar sahneye sürerek suflesini verenlerin kimler olduğunu bir düşünün hele taşlar nasıl da yerine oturuyor..

Nadir Kuru'nun kırk satır mı kırk satırı mı tercih ettiğini, Çetinkaya'ya karşı aldığı talimatı mı yerine getirmek içi istifa ettiğini zaman gösterecek..