ADAYLARLA İLGİLİ BUNDAN SONRAKİ SÜREÇ NASIL OLACAK?

Milletvekili aday adaylıkları  ile ilgili  en  yoğun döneme  girdiğimiz şu  günlerde  en çabuk  davranan  parti  Ak  Parti oldu. Aday  adaylarının müracaatları  ile  ilgili süreç  geçtiğimiz  hafta  başı bitti ve teşkilat  temayülleri  tüm Türkiye'de  dün itibarı ile bitti. Teşkilat temayülleri bu işin  yüzde 10'unu teşkil eder, kalan  yüzde 90'lık  kısmın yüzde 40'lık bölümünü  kamuoyu yoklamaları, yüzde 50'lik  kısmını da adayların genel  merkezdeki  gücü ve lobiler oluşturur.

            Başbakan   iki  hafta  önceki  grup  toplantısında  yaptığı  konuşmada  teşkilat  temayüllerine  çok fazla  önem  vermeyeceklerini, zira  teşkilat mensuplarının  bazen  manuple  edildiğini, bazen de duygusal  davranıldığını  bu  nedenle çıkan  sonuçların sağlıklı olmadığını ifade etti. Bu yaklaşım çok doğru bir yaklaşımdır, ancak  teşkilatların  hiçe  sayılmaması için bu tür bir uygulamaya da ihtiyaç olduğunu kabul etmeliyiz. Teşkilatlarda çalışan insanlar  bu işin hamallığını yapan insanlardır, hem zamanlarını harcıyorlar,  hem de para harcıyorlar. Bu insanları yok saymak  teşkilatçılığı bitirir.

            2002  seçimlerinde  teşkilat temayüllerinden birinci  çıkan  Mehmet Kurt  önce   havalara girdi ve sıralamanın o şekilde yapılacağını sandı, ne zaman ki listenin yedinci  sırasına  yazıldığını gördü dünyası yıkıldı. Önce istifa  etmek istedi, yakınları olmaz dedi, ardından  belli bir dönem  çalışmadı, seçimin sonlarına doğru yapılan anketlerde Ak Parti'nin yedi milletvekili çıkarabileceği ortaya çıkınca son bir ay  araba  kaplatıp, çalışmaya başladı. Mehmet Kurt'un listenin yedinci sırasına girme  nedeni Kavak bölgesinin  oylarının başka partilere gitmesini önleme  politikası idi, yoksa  Mehmet Kurt temayül  yoklamasında  birinci  olduğundan  listeye girmedi.

            Başbakan  grup toplantısında  yaptığı  konuşmanın  devamında  yapılacak olan  kamuoyu yoklamalarının çok önemli olduğunu ve  liste  sıralamasında bunun dikkate alınacağını söyledi. Teşkilat temayülüne girmeyen mevcut  milletvekilleri ile eski İl Başkanı  Adem  Güney kamuoyu  yoklamalarına  dahil olacaklar. Bir kaç akşam önce evde oturur iken ev telefonu  çaldı, arayanın İstanbul'dan bir numara olduğunu gören çocuklar  telefonu bana  verdiler, telefonda  Ademciğimin  aday olduğunu ve destek istediğini söyleyen bir bant  kaydını duyunca  ne demek Ademciğim emrin olur demekten kendimi  alamadım!..

            Bu  hafta  başlayacak olan  kamuoyu  yoklamaları ay  sonuna  kadar devam edecek, ardından  anket sonuçları bizzat  Başbakan'a  mühürlenmiş zarflarla teslim edildikten sonra  Başbakan  durum değerlendirmesi  yapacak.  Başbakan'ın  yapacağı  durum değerlendirmesinde  en önemli  ölçü  halkın  desteği  olacağı  muhakkaktır. Her konuşmasında  halk iradesinden bahseden ve bugüne kadar sürekli anketler marifeti ile halkın nabzını  tutan  Başbakan'ın aday  tespitinde de aynı yöntemi uygulayacağı bir gerçektir.

            Peki  anketlerde çıkmadığı halde listelere girenler olacak mıdır  derseniz elbette olacaktır. Zira geçmişte de anketlerde  hiç  oy  alamadığı halde listede olan  milletvekilleri olduğunu hep biliyoruz. Örneğin Cemal  Yılmaz  Demir bu şehirde hiç kimse tarafından sevilmez, bu dün de böyle idi, bugün de böyle ama Başbakan ahde vefalı olmak adına onu iki dönem listeye koydu.  Kanaatimce Başbakan'ın C. Yılmaz Demir'e olan vefa borcu bitmiştir. Gazetemizin yapmış olduğu ankette en istenmeyen milletvekillerinin başında olması da bunun delilidir. 26.000 kişinin oy kullandığı  noktasına   virgülüne dokunmaksızın  yayınladığımız ankette durum ortadadır.  

                Ak  Parti Genel  Merkezi'nin geçtiğimiz hafta yaptırdığı  anketle  bizim  gazetenin anketi aynen   örtüştü. Şimdi  biz  yeniden  mevcut aday adayları içerisinden güçlü olan yirmi tanesi üzerinden bir anket  daha başlatıyoruz, bu anket üç aşağı beş yukarı adaylarla ilgili  kamuoyunun düşüncelerini ortaya koyar. Anket sonuçlarını da sizlerle paylaşacağız. Gayemiz şehrimizin gelecek dört yıllık süreçteki TBMM'deki temsilcilerinin kendilerine  değil, topluma  çalışan, kamunun menfaatlerini  şahsi  menfaatlerinin  üzerinde tutacak  insanların seçilmesi  noktasında  toplumumuzu bilgilendirmektir. Şayet  gazeteciliği  para kazanma sanatı  olarak görmüş olsa idik başkaları gibi havadan sudan konuları yazıp, paraları cukka yapardık, ama bizim için öncelik para değil  şehrin menfaatleridir. Önümüzdeki yazılarda aday adayları ile ilgili  daha detaylı bilgiler vermek üzere kalın sağlıcakla.