ORTALIK TOZ DUMAN
Türkiye enteresan bir ülke. Zaman zaman demokrasinin askıya alındığı, zaman zaman demokrasi için şehitler verildiği, zaman zaman askeri vesayetin geçerli olduğu ve kimsenin gelecekle ilgili net bir şey söyleyemeyeceği bir ülke. Dün eleştirdiklerimizi bugün bizlerin yaptığı, mağdurları halkın desteklediği ülkemizde son günlerde enteresan işler yaşanmakta. Bir yandan CHP’de sandıklarda İmamoğlu tek aday olarak cumhurbaşkanlığı için seçime katılıyor, diğer yanda aynı İmamoğlu terör örgütü bağlantısı ve yolsuzluklarla suçlanarak tutuklanıyor. Ramazan ayının son haftasına girdiğimiz bu günlerde neyin ne olduğunu anlamak çok da kolay olmasa gerek. Bir önceki yazımda da belirttiğim gibi ortada seçim yokken sanki birkaç ay sonra seçim olacakmış gibi ön seçim yapmak, cumhurbaşkanı adaylığını açıklamak anlaşılır gibi değil. Kimilerine göre İmamoğlu bu yaşanacakları bildiğinden bir an önce cumhurbaşkanı adaylığını ilan edip mağdur edebiyatı yapmak için böyle bir yol izledi. Kimilerine göreyse amacı parti genel başkanı olup cumhurbaşkanı adayı olmaktı ama gelinen noktada elindeki belediye başkanlığını dahi kaybetme riskiyle karşı karşıya gelmiş durumda.
Diploma konusunda da birkaç kelam etmek isterim. Büyük oğlum 28 Şubat mağduru imam hatip mezunu olduğundan darbe zihniyeti imam hatip okullarının hem önünü hem arkasını kesince çocuğu yurt dışında okutmak zorunda kalmıştım. ÖSYM sınavında Doğu Akdeniz Üniversitesini tercih ederek merkezi yerleştirme ile bilgisayar mühendisliği bölümünü kazanıp oradan mezun olmuştu. İmamoğlu’nun diploma olayında böyle bir hiyerarşi yok. Girme Amerikan Üniversitesine ÖSYM yerleştirmesi olmaksızın giriyor, iki yıl okuduktan sonra Türkiye’deki üniversiteye yatay geçiş yapıyor. Daha da enteresan olanı farklı bölüme geçiş yaparak mezun oluyor. Sizin anlayacağınız sıkıntılı bir durum. Diplomanın iptal edilmesi bana göre doğru bir uygulama olmuş. Nice arkadaşımızın çocukları yurt dışında üniversite okudular ama YÖK tarafından denklikleri kabul edilmediğinden çocuklar Türkiye’de lise mezunu statüsünde işlem gördüler. Bu işler öyle kafanıza göre olmuyor, devletin belli başlı kuralları var onlara uymak zorundasınız.
Gelelim tutuklanma olayına. Belediye başkanları ve meclis üyeleri kamu görevlisi statüsündedirler. Onlarla ilgili yapılacak işlemler İçişleri Bakanlığının onayıyla olur. Normal şartlarda bu konuları önce İçişleri Bakanlığı müfettişleri sorgulayıp, ardından tuttukları raporlar doğrultusunda İçişleri Bakanlığından Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunmak üzere izin isteyip ardından alacakları izin doğrultusunda Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunup süreç ondan sonra bu noktaya gelmeliydi. Ancak ortada terör örgütü bağlantısı olunca iş değişiyor. Cumhuriyet Savcılıkları direkt olaya müdahil olabiliyorlar. Ulusal basına düşen telefon kayıtlarında İmamoğlu’nun terör örgütüne mensup bir kişiyle 187 defa görüştüğü tespit edildiği iddia edilmekte. Şayet bu doğruysa İmamoğlu’nun tutuklanması da normaldir. Bir belediye başkanının terör örgütü mensubu ile görüşmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Bu konuda İmamoğlu yanlış yapmıştır, savunulacak yönü de olmaz.
Diğer iddialarla ilgili çok fazla bir şey söylemek istemiyorum, çünkü olay henüz soruşturma aşamasında. İddialar ağır, ispatlanması halinde sıkıntılı günler İmamoğlu’nu bekliyor demektir. Peki, bundan sonra İBB’de ne olur derseniz; şayet terör iltisakı nedeniyle tutuklanmış ise kayyum atanır, yok diğer suçlardan tutuklanmış ise o zaman meclis içerisinden seçim yapılmak suretiyle başkan vekili seçilir. Her iki durumda da İBB’ye yeni bir başkan atanacak. Gönül bu tür olayların yaşanmasını hiç istemiyor ama maalesef oluyor işte. Tutuklananlar arasında Samsunlu meşhur bir avukatın avukat olan oğlunun da olduğu iddia edilmekte, şayet doğruysa onlardan bunu beklerim zaten. Babasını yıllardır tanırım, hiç hazzetmediğim bir insan. Paradan başka dostu olmayan, arkadaş olduğu insanların pek çoğuyla ters düşmüş sevilmeyen bir insan. Yaşanan olayların uhuletle ve suhuletle sonuca ulaşmasını ama adaletin terazisinin mutlak surette haktan yana olmasını temenni ederek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.