Akreplerin dansı
Hintli bir adam suda bata çıka ilerlemeye çalışan bir akrep görür. Onu kurtarmaya karar verir ve parmağını uzatır ama akrep onu sokar. Hintli tekrar akrebi sudan kurtarmaya çalışır ama akrep onu tekrar sokar. Yakınlardaki başka birisi, onu sürekli sokmaya çalışan akrebi kurtarmaya çalışmaktan vazgeçmesini söyler. Ama Hintli adam şöyle der : "Sokmak akrebin doğasında vardır. Benim doğamda ise sevmek var. Neden akrebin doğasında sokmak var diye, kendi doğamda olan sevmekten vazgeçeyim?" Sevmekten vazgeçmeyin. İyiliğinizden vazgeçmeyin, etrafınızdaki akrepler sizi soksalar da...
Yukarıda anlatılan hikayeyi sanırım hepiniz bilirsiniz. Yüce Allah'ımız yarattığı canlıları değişik karakter ve yapıda yaratmıştır. Elbette vardır bununda bir hikmeti. Akreplerin doğasında nasıl bizleri sokmak varsa, bazı insanların doğasında da insanlara kötülük yapmamak vardır. Her ne kadar akrepler soksa da, akrep akrepliğini yapacak tıyneti gereği. Akrebe kızabilir miyiz bizi neden soktu diye? Elbette hayır. Köpeğe kızabilir miyiz, neden beni ısırdı diye? Isırmasa, sokmasa şüphelenmeliyiz, acaba düşündüğü başka daha büyük bir kötülük mü var? Yahut ben de akrep kadar,köpek kadar tıynetim mi bozulmaya başladı diye.
Ben şöyle düşünüyorum: Acaba canlılar arasında bir iyilik yarışması yapılsa ve her canlı yaptıkları iyilikleri bir kağıda yazsa, sonunda bir ay sonra bu kağıtlar toplansa nasıl bir sonuç çıkar tahmin edebilir misiniz? Ben bugün 3 kişiyi soktum, ben bugün iki kişiyi ısırdım, bugün ben ısıracak bir insan bulamadım ne yazık ki? Ama sonunda bu en az yapılan bir veya iki ısırmalar iyilik hanelerine yazılacaktır bu akreplerin. Hiçbir zaman ısırmadan geçecek bir günü tasavvur edemezler. Bugünden, yarın yolda bulacakları ısıracakları canlıların! planlamasını yaparlar: Doğru olan nedir bilir misiniz? Seni ısıracak akrepleri öldürmekle baş edemezsiniz. Onları yok etmenin en güzel yolu etraflarını ateşle çevirmektir. Sonunda dışarıya çıkamayacaklarını, insanlara kötülük yapamayacaklarını anlayınca, dönüp kendilerini sokacaklardır. Biz onları öldürüp Allah'ın ne maksatla yarattığını bilemediğim bu yaratıkların günahına girmektense, bırakalım onlar bir gün nasıl olsa kendi kendilerini sokacaklardır. Gönül isterdi ki Yüce Mevlam bu akrepleri zehirsiz yaratsaydı. En azından insanları zehirleyemezlerdi! Ama akrepler de bir gün birbirlerini ısıracaklardır, o pis zehirlerini bir birlerine akıtacaklardır. İşte o gün akrep olmayanların bayram günü olacaktır.
Sevgili akrepler, sizler akrep olduğunuzu belki de bilmiyorsunuz da...Her canlının birbirini ısırdığını ve soktuğunu zannediyorsunuzdur belki. Korkmayın bu dünyada akreplerin dışında, kelebekler, güvercinler, bülbüller, şahinler, v.b. Canlılarda çoktur. Bunların ömürleri kısa bile olsa Allah' a şükrederler.
Yüce Mevlam tüm inananları, inançsızların bu zehirlerinden korusun.
Bir hadisi şerifte şöyle buyrulmaktadır, Alimlerin ( mü'minlerin) kanı zehirlidir. Mü'min olan bir insanı akrep bile soksa mü'mine zarar veremez. Aksine akrep mü'min kişinin kanından zehirlenir ve ölür.
Akrepler hiçbir zaman Müslümanlara zarar veremez. Zarar verdiklerini zannederler ama Hadis-i Şerifte de peygamberimizin söylediği gibi, Müslümanın kanı mutlaka onları zehirleyecektir.
Müslüman inanan her zaman güçlüdür. Hiçbir zaman akreplerden korkmaz.
Biz yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz, seveceğiz. Bu akrepler bile olsa değişmez... Ancak Yüce Mevlamız, Beni sevmeyeni sizde sevmeyin, bana düşman olanı sizde düşman olarak kabul edin. Emri gereği mevlamızı sevmeyeni bizde sevemeyiz, O'na düşman olana dost olamayız.
Güzel bir hafta sonu dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.