Arap Turist
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ‘’ 8-10 bin Arap turistle başladık ,turist sayımız 500 bini buldu. ‘’ diyor.
İlk Sera gölüne uğradık,yolu bakımda olmasına karşın göl çevresinde ki tesislerde Türklerden daha çok Arap turist vardı. Bir panelvan geliyor içinden birkaç çocuk ,anne ve baba iniyor, araç şoförü Türk personel , yolcuları tesisleri yöneldiğinde o aracının içerisinde temizlik yapıyor ve oraya getirdiği aileyi beklemeye başlıyor. Çevremizde onlarca bu şekilde gelen araç ve onun hemen hemen üç katı fazla ise kiralanan araçları görüyoruz.
Sumela manastırındayız, manastır kapalı olmasına karşın kalabalık bir insan ve araç topluluğu. Ülke içerisinden gelen tur kafileleri rehberleri eşliğinde bölgeyi geziyor,gezi süresince kafileler içerisinde hediyelik eşya reyonlarında gezinen birkaç kişi ve bir o kadarda çay içmek için oturan şahsın dışında tesisleri kullanan yokken, tüm masalar Arap aileler ile dolu.
Tur ile gelenlerin harcamaları sadece hediyelik eşya ve birkaç ufak tefek yiyecek üzerineyken Arap turistler bunlara ailece yemeği eklemiştiler. Peki böylesi bir tesiste bir akşam yemeğinin maliyeti ne olabilir.
İki çocuk ile dört kişilik bir aileyiz, iki çorba, bir kuymak, iki kişilik saç kavurma,ortaya salata sonrasında çay ve ödenen para 100 tl.
Arap ailelerin o tesislerde bıraktığı parayı siz düşünün. Peki hizmetin kalitesi nedir o ailelere karşı. Ben onların yerinde olsam sorumlusu kim ise o tesislerin sahiplerini bulup bu ne rezalettir diye sorardım.
Görevlilerden bir tanesine nereli olduğunu sordum, Akdeniz kıyısından bir şehirden on günlüğüne geldiğini fakat zamanın uzadığını bunaldığını anlattı, zaten soru sorma nedenimde umursamaz tavırlarıydı, onlar uzaktan geldi ya yerlileri, hepsi değişik havada mecbursunuz bize tavırlarında.
Kiralanan evlerin hali içler acısı, inter nete konulan resimlerden yola çıkarak oraya gidiyorsunuz ve temizliğin sıfır olduğu o evlerde kalıyorsunuz. Görevli bayana burası temiz mi diye sorduğunuzda bu gün temizledim diyor ve siz yanınızda getirdiğiniz nevresimleri kullanmak zorunda kalıyorsunuz.
Dönüşte Trabzon içerisinde ki Boz tepe tesislerine çıkıyorsunuz,o tesislere çıkarken park ve bahçelerde hatırı sayılır Arap turistlerle karşılaşıyorsunuz, Boz tepeye çıktığınızda yine turistlerin sayısının yerli halktan fazla olduğunu görüyorsunuz.
Sahilde meşhur bir köftecinin tesislerine gidiyorsunuz, her yer pırıl pırıl garsonlar saygılı çevre tertemiz ve orada yine Arap turistlerle karşılaşıyorsunuz, o zaman sorguluyorsunuz yukarı ile burası arasında ki farkın nedeni nedir? Ben olsam nereyi tercih ederim diye sorgulamaktan kendini alamıyorsun.
Turistlerin bölgede dağ ve yaylalar tarihi ve doğal güzellikleri tercih ettiklerini görüyoruz ve her bir turistin bölge ve dolaysı ile ülke ekonomisine katkı sağladığı bilindiğine göre, ziyaret edilen bölgelerde daha çok tertip düzen ve saygı üzerine kurulu bir sistem kurulamaz mı ?
Eminim ki birkaç yıl sonra mutlaka kurulacaktır, gelen turist verilen hizmeti seçmeye başladığında tüm bu olumsuzlukların düzeleceğini düşünüyorum. Çünkü olayın geçmişinde bir Akdeniz ve Ege bölgeleri örneği var, oteller yıldız sayısını artırdıkça verilen hizmet yarış halini almıştı.
Ülke ekonomisine katkı sağlayacak olan bu turist kapasitesinin kaybedilmeden kazanılması için sorumlu olan herkesin olayın üzerine içtenlik ile gitmesi gerekiyor. Altın yumurtlayan tavuğu kesmeyin nasıl daha fazla yararlanırız diye kafa yorun, çünkü mesele sizin günlük kazancınız değil , ülkenin kazanımlarıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.