Barış günü

Dünyada kutlanan özel günler, anma ve etkinliklerin  birkaç tanesi şöyle sıralanır. Dünya su günü, Veterinerler günü, Meteoroloji günü, Tiyatro, Felsefe, Gazeteci ,Gümrük, Tüketici, Şiir, Eczacı, Çiftçi, Hostes, Standartlar, Hayvanları koruma, Mimarlık, Öğretmenler günü. Bunların yanı sıra anlamları itibarıyla daha özel olan, Anneler günü, Babalar günü, Sevgililer günüde mevcuttur. Bu üç günü amacına uygun kutlamak için birtakım harcamalar yapmak zorundasın. Tüketim toplumu olmanın gereğidir bu harcamalarınız. Bir ay önceden bilbordlarda, basında boy boy afişler, reklamlar, annenize en güzel hediye, albeni çamaşır makinesi, küçük ev aletleri vs. bu reklamın büyüsüne kapılanda, sadece hayal kurup karamsarlaşan insanlarda mevcut. Sevgililer gününde aynı reklamlar, pırlantanın büyülü dünyası. En güzel yüzükler, ayrılık başa gelirse, ver tek taş pırlantamı. Yine bu pırlantanın hayalini kuran fakir ama onurlu gençler.
Özel günlerden bir tanesi de Dünya Barış günü,  21 Eylül tarihinde Birleşmiş Milletlerce kutlaması için karar alınmışken 1 eylülde kutlanma nedenini en  güzel Polyanacı düşünce sistemi açıklamaktadır. Barış bir gün değil 365 gün olmalıdır. Birleşmiş Milletler  21 Eylül'ü  Dünya Barış günü ilan etmesine karşın, Varşova paktı ülkelerinin  Hitlerin Polonya'yı işgal etmesi ve ikinci dünya savaşı'nın başlaması nedeniyle 1 eylül tarihini  barış günü olarak kutlamaktadır.
Dünya barış gün'ünde, dünyadaki savaşların ,yıkımı, acı bilançoları veya hiç çıkmaması  yönünde bir takım konuşmalar, konferanslar,sempozyumlar yapılarak kutlanırken, kanın akmaya devam ettiği bölgelerde çatışmanın neden çıktığı yönünde insanların beyninde soru işareti oluşmaktadır. Nasıl anneler günü adı altında tüketim yapılması sağlanıyor ve duygudan çok maddi kazanç ön plana çıkıyorsa, barıştan söz edip, silah sanayine hareket sahası açmakta  aynı yaklaşımın bir sonucudur.
Dünya coğrafyasındaki savaşların, kardeş kavgalarının, iktidar çekişmelerinin, kaosun  nerede olduğuna baktığımızda, bizlerin nasıl bir oyunun parçası haline getirildiğimiz gerceğinin acı bir yansıması ile karşılaşmaktayız. Tüm islam çoğrafyası bu sıkıntıların odağında durmaktadır.
Dünya barış günü adı altında kutlama yapılırken, diğer taraftan barışa ihanet edilmektedir. Üretilen savaş silahlarının bir yerlerde kullanılması veya denenmesi için savaşların çıkartıldığı günümüzde, barış günü kelimesi ne kadar hafif kalmaktadır. Sahi savaşlar neden çıkar sizce, iki ülke arasında sorun vardır. Nedir o sorun diye irdelediğiniz zaman karşınıza çıkan gerçek, bu gün size Dünya Barış günü safsatasını sunan inanların, o bölgede ektikleri şer tohumlarının, sürekli canlı tutulması ve zamanı geldiğinde amaçları uğrunda, bölgede kanın akmasını sağlamaktır. Ülkeler savaşırken sürekli kazananlar, savaşın çıkması için mesai harcayan ülkeler olmaktadır. Savaşı kazanan ülke ve yenilene sattıkları silah teknolojisi, onların ekonomik olarak borçlandırılıp kendilerine bağlanması, yeraltı zenginliklerinin emperyalistlerin eline geçmesiyle, yer üstünde  dört beş nesilin sürekli bağımlı olacağı sistem içine çekilir bu hedef ülkeler. 1 Eylül geldiğinde savaşan ülkeler Barış Gününü kutlarken, onların kanını emenler, bu ülkeleri nasıl kontrol altında tutuklarının kutlamasını yaparlar.
Barış günü nasıl kutlanır sizce, demokratikleşiyorum diyen bizde, otuz yıldır kan dökülmesine neden olan örgüt taraftarları, yeşil, kırmızı, sarı renklerle dolu flamalarla sokaklarda olur. Sol örgütlerde sokaklarda yer alırken, ,işçi sendikası ve muhalefet olmazsa olmazıdır bu toplantıların. Sürekli kolluk kuvvetleriyle dirsek temasına geçilerek, sürtüşme ile bir kıvılcımın ateşlenmesi sağlanmaya çalışılır. Eğer polis istekleri doğrultusunda hareket eder ve çatışma ortamı sağlanırsa adı geçen unsurlar eylemin amacına ulaştığı kanaatiyle huzur içinde evlerine dönerken, hizmet ettikleri ve  karşıyız dedikleri emperyalist güçler küçük notlar tutarlar, eylemler hakkında. Barış günü kutlanırken  Peygamberimizin Veda hutbesinin altında yatan gerçek ,konu bile edilmez, aynı şeyler Karl Marks, tarafından kaleme alınsaydı insanların  başucu kitapları olurdu bu notlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bayram Ocak Arşivi

ALGI

24 Kasım 2019 Pazar 10:30

TBMM

05 Ekim 2019 Cumartesi 11:50

KUKLA

31 Ağustos 2019 Cumartesi 12:42
SON YAZILAR