Dursen Özalemdar

Dursen Özalemdar

BEHLÜL DANE’ DEN İBRET

Bir gün Harun Reşit’in vezirlerinden birisi ; Sultanım, Halife efendimiz, Behlül senin kardeşin, niye Saraya gelmiyor, Tek başına divane gibi dolaşıp duruyor. Sen onu iyilikle buraya çağırsanız, Sen bir Halife kardeşisin, Böyle divane gibi dolanıp, beni rezil etmesen iyi olur desen der. Harun’u Reşit Behlül-ü çağırtıp vezirin dediklerini aynen söyler.

Behlül de, O zaman bana müsaade edin, ben bunu gidip bir danışayım aksam üzeri gelir size cevap veririm der.

Behlül gidince, Harun’u Reşit ve vezirleri, Acaba bu deli kime gidip danışacak, diye merak etmeye başlarlar. Behlül ü takip etmesi için bir adam gönderirler.

 

Akşamüstü takip için gönderdikleri nefes nefesi huzura gelir. Halife ve vezirler. Hep bir ağızdan. Haydi söyle Behlül kime danıştı, Adam, Valla Behlül kimseye danışmadı. Kimseyle de konuşmadı. Buradan çıktı, bir dükkânda kebap yedi, bir başka dükkânda da tatlı yedi. Başka şeylerde yedikten sonra bir kahvede oturup çay ve kahve içti. Şimdi de buraya geliyor. Behlül den evvel bilgi vereyim diye diye koşarak buraya geldim der.

 

Adamın dediği gibi az bir zaman sonra, Behlül huzura girer. Halife Behlül e; Evet Behlül, ne yaptın, danıştın mı. Behlül, Danıştım der. Halife takip etmesi için peşinden yolladığı adamdan aldığı bilgi ile her hangi bir kimseye danışmadığını bildigi halde, Peki kime danıştın diye tekraren sorar.

Behlül ; Ben buradan giderken, acaba kime danışsam diye düşünüp kafa yorarken, Karnım acıktı, Dönercinin önünden geçerken, Nar gibi kızarmış kebabı gördüm, bir porsiyon yedim. Üzerine ceviz ve fındık kırığı serpilmiş tatlıları gördüm ondan da yedim. Manav’ın önünden geçerken Hurma yı canım çekti bir miktar da orada atıştırdım. Sonra bir kahvehane de oturdum, Çay ve kahve içtim. Danışacak kimseyi de göremedim. Bu arada tuvalede gitme ihtiyacım oldu. Akşam da oluyordu. Buradan yanınıza gelirim dedim.

Tuvalette dışkıları gördüm. Bari bunlara danışayım dedim. ‘Siz ne dersiniz, Ben artık insan lar içine gireyim mi ‘ diye sordum. Dile geldiler ve bana,” Biz sana tavsiyede bulunamayız, ama sen bizim durumumuza bakıp bir fikir sahibi ol.Bir müddet evvel, Bizim Kebab çının tezgahında Nar gibi kızarmış insanın istihasını açan ve çeken nefis et. Hünerli parmakların süslediği tatlı. Tezgahta istah kabartan Hurma, ve Billur gibi bardaklar içinde çay ve fıncandaki nefis kokulu kahve idik. İNSAN İÇİNE GİRDİK BÖYLE OLDUK. Var gerisini sen düşün dediler.Anlıyan ve ibret alana aşk olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dursen Özalemdar Arşivi
SON YAZILAR