BİRLİK-2
Türk tarihi Orta Asya'dan itibaren anlatılır bize, bazı hızını alamayanlar ise tarihin Türk'lerle başladığından söz eder, doğruda olabilir, Kızılderililerde bizim akrabamız olabilir denir. Hiç birine hayır deme şansımız yok, tarihi biz yazmadık. Kızılderililer bu işe pek yanaşmaz, onların avcı göçer olmaları, ayinlerinde ölü ağlayıcılar,yakılan ağıtlar,çadırların modelindeki benzerlik ile bizler akrabalık bağı kurmaya çalışsakta, onların akıllarından'' acaba Türk'lerle akraba olabilirmiyiz'' diye bir düşünce geçmezken, adamları bizler sahiplenmeye çalışırız . Kızılderililerin akrabalık bağının araştırılması boş bir bardağın içerisinin öylesine doldurulmaya çalışılmasıdır.
Çok çekmiştir elimizden Çin'liler, koca seddi yaptırmışız onlara. Onlar yıkamamıştır bizide, yine içten yıkmışızdır kurduğumuz imparatorlukları. Anadolu'ya girdiğimizde Bizans'lılar bela geliyorum demez, gelir demiştiler. Çin'lilerle yarım kalan mücadeleye onları dahil etmiştik. Sonra bizi merak edip gelen Timur ile koca imparatorluğa yine veda etmek üzereyken,adeta küllerimizden yeniden doğarak koskocaman bir imparatorluk kurduk. Sonra o imparatorluk yine dış destekli, iç mesele ve elemanların çalışmaları sonucu tarihin derinliklerindeki yerini aldı. Timur bizi kızdırsada akrabalık bağımız üzerinde kafa yoran aydınlarımızda olmuştur. Timur ile akrabalık bağımızın Ankara savaşının sonuçlarına nasıl bir etkisi olabilirdi. Osmanlının kuruluşu ve yükselişi ile çöküşünün nedenleri hakkında tarihi bilgilerin milli bir ruh içerisinde verilmemesi nedeniyle,şimdi Osmanlının saray entrikalarının nasıl toprak kaybettirdiğini, padişahların uçkuruna düşkünlükleri nedeniyle karalanmaya çalışılmasının önüne geçiline bilinirdi.
Cumhuriyet döneminde,çıkan ayaklanmalar , terör, anarşi ve ihtilaller ile geçen günlerin sonunda halkının veya politikacılarının yaşanmış olaylardan ders almaması,yada ülke meseleleriyle fazla uğraşmaktan, bazı konulara zaman ayıramamaları nedeniyle yüzeysel bir tarih bilgisine sahip olmamızın yanı sıra milli bir duruş halkımıza kazandıramamışız. Bunca tarihe rağmen devlet politikalarının birlik ve baraberlik yönünde dizayn edilmemesi manidardır. Amaç Cumhuriyeti yüz yıllarca yaşatmaksa, mutlak süretle tarihten ders alınmalı ve bu çıkartılan derslerden devlet politikalarının alt yapısını oluşturmalıdır .
Orta Asya'dan itibaren kurulan imparatorlukların hepsinin içten yıkıldığını milli bir politik anlayış olarak halka verebilsek, Osmanlı'nın çöküş yıllarında yaşanılanları doğru anlata bilseydik topluma, sanırım daha fazla mesafe kat etmiş olacaktık birlik olma adına.
Milli birlik ve duruştan kastım, tek tip insanlar yetiştirmek değil mutlaka. Herkesin inandığı veya benimsediği doğrular olacaktır. Sadece nasıl milli maç , doğal afet dendiğinde herkes aynı düşünce etrafında birleşe biliyorsa, ülke meseleleri söz konusu olduğunda partizanlıktan ziyade, yapılacak olan bir eylemde, bu eylemin, ülkeye zarar verip vermeyeceğinin bilincinde olacak gençlik yetiştirilmelidir. Peşinden koştuğu ideolejik yaklaşımın, ülkenin milli menfaatleriyle çatışma ihtimali doğduğunda , tercihini ülkenin yararına yapabilecek kadar ruhu o gençliğe vermesi gerekir devletin.
Ülke olarak milli bir politika geliştiremezsen eğer, senin adına başkalarının ürettiği politikaların esiri olursun. Olayın özü Orta Doğu halklarından bir tanesiysen eğer, senin üzerinde planlana oyunları yine senin halkına oynatarak, istediklerini elde edecektir emperyalizm. Bu oyundan tek kurtuluş noktası halkın ülke için birlik olmasından geçer.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.