BİRLİK ZAMANI
BİRLİK ZAMANI
Eğitim birliklerinde bir çok mevzi çeşidi anlatılırken, U tipi mevzilerden bahseden eğitici ‘’kapalı ağız düşman, açık ağız dost tarafına bakmalıdır.’’ Diyordu. Senin düşmanın bellidir, genelde karşında olur, arkanı kollama ihtiyacı hissetmezsin. Klasik savaş düzeninde düşmana yüzünü dönersin de , günümüz savaşlarında düşmanın kim olduğu belli değilse ne yaparsın. Bir takım yaratıcılıklar yapmak zorundasın, mevzini her tarafa korunaklı ve birkaç değişik yerde hazırlarsın. Güneydoğuya gittiğimizde U tipi mevzilerin artık kullanılmadığını gördük.
Biz ülke olarak Ermeni meselesine U tipi mevzi mantığıyla her zaman yaklaştık. Son dönemlerde zeytin dalı uzattık, beyaz güvercin gönderdik, olaylar tarihçilere bırakılsın dedik, biz ülke olarak ne dediysek fark edilmedi fakat bir tane etini satarak para kazanan kadının gidip soykırım anıtında göz yaşı dökmesinin verdiği etkiyi dünyaya veremedik.
52 haftanın son bir haftasında yoğunluk ile 1915 olayları işlenir, son gün Amerika başkanının soykırım diyecek , demeyecek tartışmasıyla heyecanlı bekleyişe dönüşür, başkan konuşma yapar, yöneticiler ve basınımızda sevinç nidaları yükselir SOYKIRIM denmedi. Kalan 51 hafta yine anlamsız, boş gündemlerle kutuplaşma devam eder. Bir sonra ki 24 Nisan’a kadar bizim için konu kapanır.
2015 Soykırım iddiasının 100. Yılı, ne arkamızı koruyacak, nede önlem alınabilecek bir konuma gelmiş bulunuyoruz, bunca yıl tüm dünya bizi oyaladı, soykırım lafını direk kullanmadı, 2015 yılında tüm devletler 100 yıldır resmen söyleyemedikleri kelimeyi bu yıl hiç çekinmeden ardı ardına söylemeye başladılar.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, Papa'nın "Ermeni soykırımı" ile ilgili sözleri ve ABD'nin bu konudaki duruşunun sorulması üzerine, Obama'nın ve ABD yönetiminin "Osmanlı İmparatorluğu'nun sonlarında bir buçuk milyon Ermeni'nin katledildiği veya ölüme yürüdüğünü tarihi bir gerçek olarak kabul ettiğini" söyledi.
Türkiye'nin 'Ermeni Soykırımı' açıklamasına tepki gösterdiği Papa Franciscus, 'Gördüğümüz ve duyduğumuz şeyler konusunda sessiz kalamayız' dedi. Konunun devamında ise papa, kilisenin korkmadan konuşma özgürlüğü olmalıdır diyor. Kimse çıkıp resmi bir yazı ile ‘’sizden önce ki Papa ve Vatikan yönetimi mi, yoksa sizler mi yalan konuşuyorsunuz. Yada Türkiye’nin yükselişinin durdurma adına ortaya koyduğunuz bir oyundur bu ‘’demiyor
Alman hükümeti ise 1915 olaylarını 'tehcir ve katliam' olarak niteledi. Ve son vuruşu Avrupa Parlamantosu yaptı, 1915 soykırımdır dedi. Neden bu yılı beklediler, çünkü ellerinde tutamadıkları, bir Türkiye var artık, bir noktada dizginlenmesi gerekiyor. O nedenle haçlı zihniyeti ile Papa desteğinde kendileri çalıp kendileri oynayacak.
Bu olaylar gelişirken, muhalefet partisinin üç vekilinin’’ Türkiye soykırım ile yüzleşmelidir ‘’pankartının ardından verdiği poz ve mecliste 3 parti Avrupa parlamentosunu protesto ederken bir partinin çekimser kalması, mevzilerimizi U değil de kare şeklinde yapılmasında büyük bir etkendir.
Dost ile düşman bu tür olaylarda belli olur. Ve bazen bir neden birlik için ışık olur. Soykırım yalanı karşısında ülkece ayakta ve birlik içinde olmamız gerekmektedir. Bu mesele oy uğruna harcanacak kadar basit bir mesele değildir. Vatan bizim, toprak bizim ve bu topraklar üzerinde, Rus’ların desteğinde silahsız köylerimiz basılmış, insanlarımız katledilmiştir. Doğal sonucu olarak da aynı tepki verilir. Bu tepkiden kaçan devlet, o dönem en iyi yapacağı şeyi yapmaya kalktı. Ya orada sırtını döndüğünde seni arkadan vuran bir güç için kuvvet ayırıp, kendi gücünün kalanıyla başka cephelerde savaşacaksın, yada onları oradan çıkartarak arkanı emniyete alacaksın. Ya günümüzde ne yapacaksınız, sürekli seni arkandan vuran insanlar var. Onlar vuracak sen zeytin dalı uzatacaksın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.