Biz Yapamayız
Biz Yapamayız
''Kahrolsun emperyalizm, yaşasın tam bağımsız Türkiye'' '' Emperyalizme karşı omuz omuza '' söylemler kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi ? Şimdi kim emperyalizmin kuklası, kim emperyalizme karşı, kim herkese, çarşı neye karşı ? hepsi karıştı.
Emperyalizme karşı olarak veya ona kahrolsun diyerek emperyalizmin kahrolmadığını gördük. Bu ülkede yıllarca omuz omuza veya karşıyız diyenlerin, onun kontrolünde kendi ülkesine bilinçsiz ihanet ettiğini de ne yazık ki tarih not düştü. Sokaklarda emperyalizme hizmet ettirilenler bu sloganları atanlar ile onların karşıtı olduğunu sananlardı.
100 gündür terör örgütünün elinde özel harekatçı polislerle rehin olan konsolosluk çalışanlarımız vardı, o esaret boyunca neden operasyon yapılmadığını, yada neden faaliyete geçilmediği hakkında sayfalarca karşıt yazı yazılmış, onlarca tartışma programlarında devletin beceriksizliğinden dem vurulmuş, devlette bu olay ile ilgili haberlere sınırlama getirmişti. Bu sınırlama karşıt görüşlüleri daha da hareketlendirmişti.
Bir kişinin rehin alındığını düşünün, polisler saatlerce dil dökerler kurtarmak için, ellerinde her türlü silah vardır da, nedense kimse kullanamaz o silahları. Neden silahla çözüme gidilmez hiç düşündünüz mü? Adam rehinenin başına silahını dayamış, sen ateş ediyorsun ve zanlı alnından vurulduğu anda , rehinede şakağından vuruluyor. Neden mi ? Silahın tetiğini tutan parmak, aldığı merminin etkisiyle, istem dışı kasılmasıyla tetiğe baskı uygulayacak, tetik horoza, horoz iğneye, iğne kapsüle ve mermi rehinenin şakağından girip beyninden çıkacaktır. O zanlının vurulmasının tek yöntemi merminin ağız bölgesinde girip ensedeki sinirleri parçalaması, böylece parmaklarda kasılma olmayınca rehine sağ salim kurtarılmış olacaktır. Onca kişiyi rehin alan örgütü,aynı zamanlamayla bir araya topladın, her teröristi aynı anda,aynı salisede vurdun, ve rehineleri kurtardın, hayal mi bu. Oldukça uçuk bir hayal, ancak ''Dünyayı Kurtaran Adam'' türü bir senaryonun eseridir.
Varsayalım büyük bir devletiz, başka ülkede bulunan rehinelerimizi kurtarmaz için operasyon yapacağız, bir birlik operasyonu yapmak üzere, ikinci destek , üçüncüsü emniyet birliği olarak hazırladın, bunların araçları, yolları açık tutacak destek birlikleri, lojistik birliği, hava destek unsurları, ve tüm bunları savaş durumu olmayan bir ülkeye sokacaksınız, hava kuvvetleri bölgede uçacak, sizde operasyonla rehine kurtaracaksınız, sadece hayal ürünü ve boş konuşmadan ibarettir.
Devlet yapılabilecek olan hareketin en doğrusunu yaptı, tavizse, taviz verdi, sonuç ortada. Oradaki insanlar burunları kanamadan ülkelerine döndüler. Bu ülkenin başarısıdır, eğer derseniz ki, o konsolosluk basılmadan önlem alınsaydı, bu konuda hem fikir olabilirdik bir çok kişiyle, ülkenin politikasının ne olduğunu bilmeden.
Bir rehinenin kurtarılması sorun teşkil ederken, onlarca rehinenin böylesi bir baskında kaçının öleceğini düşünmeden konuşmak başka bir sorunu teşkil eder . Asıl sorunda bu noktada başlamaktadır. Emperyalizme karşı olacaksan güçlü bir ülke olman gerekmektedir, eğer ülken güçlü değilse yüzlerce yıl sen ''Kahrolsun Emperyalizm'' diye bağırırsın, birilerini de senin karşına diker ''kahrolsun bunlar'' diye bağırttırırlar, yüz yıllarca bu sloganla yaşar gideriz.
Eğer sloganda söylenen emperyalizme karşı olunacaksa ülkede birlik beraberlik olmalıdır, bunu sağlayamazsanız söylemleriniz sadece boş bir hayalden öteye gidemez. Halkı ortak bir noktada toplama adına küçükte olsa bu başarının kutlanması gerekirdi. Çünkü küçük başarılar geleceğin şekillenmesinde söz sahibi olacaktır.
Başarıyı kendi içinde başarısız gösterme yarışına gidilirse, siz büyük bir devlet olamadığınız gibi, emperyalizmin boyunduruğundan da kurtulamazsınız. Bu boyunduruktan kurtulmanın göstergeleri de, olay meydana gelmeden olayı bertaraf etmekle başlar, muhalifinden, vurdumduymazına kadar herkesin bir ideal etrafında toplanması ile devam eder.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.