Bu da Damlanur'un dramı
Şenol Akgül isimli vatandaş yaşadığı çaresizlik karşısında gazetemize kadar gelerek hayırseverlerin desteğini beklediğini dile getirdi. 6 yaşındaki kızının doğuştan kalp kapakçığının delik olduğunu söyleyen Akgül, Kızım haftalık 480 TL'lik iğneyle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Kesin tedavisi için ameliyat olması gerekiyor. Ameliyat masrafları 10 bin Euro tutuyor. Şu an İstanbul'dayız doktordan Ocak ayının 25'ine randevu aldık. Ama ameliyatın yapılabilmesi için gerekli olan parayı temin edemedik. Hayırsever iş adamlarımızın ve vatandaşlarımızın desteğini bekliyoruz. Kızımın yaşamasını istiyorum diye yakardı. Parayı bulabilirse OMÜ Tıp Fakültesi'nde yardımcı olacaklarmış. Şenol Akgül iletişim numarası: 05373823185.
Bilemiyoruz artık, hayırsever vatandaşlarımız nasıl bakar bu meseleye. Biz duyuralım da..
MEDYADAKİ ARTÇILAR
Van'daki 7,2'lik deprem sonrasında medyada canlı yayında yapılan nefret söylemi ve bu kapsamda değerlendirilen yorumlar neredeyse acımızı ikiye katladı. İlk belirlemelere göre 250'den fazla ölü ve binin üzerinde yaralı olduğu tahmin edilen depremin bilançosunun önümüzdeki günlerde daha da artması bekleniyor. Bin civarında binanın tamamen yıkıldığı açıklamasının ardından yapılan kurtarma çalışmaları ile ölü sayısının artacağı tahmin edilmekte. Kış soğuklarının geldiği şu günlerde Van'daki yurttaşlarımıza destek için başta Kızılay olmak üzere pek çok kurum harekete geçmiş durumda.
Medyada yardım çağrıları yapılırken, bir yandan da deprem haberlerini yanlı yorumlar eşliğinde veren ve "nefret söylemi"nde bulunan bazı program sunucuları adeta felaketi katmerlemiş durumdalar. Evleri yıkılmış, çadırlarda yaşamak durumunda kalan 500 bin insanımız için topyekûn yargısız infazda bulunmak, zor anlarda husumeti unutup yardım elini uzatma kültüründen bihaber olmak ve ekranları başındaki binlerce kişinin evine nefret söylemini sokmak etik sorumluluklarının bilincinde bir yayıncılık ilkesi ile bağdaşmamaktadır.
Zor günlerin dayanışmayı, barışı, kardeşliği pekiştirmek için fırsat olduğunu görmek ve bu fırsatları Türkiye'nin geleceği için olumluya dönüştürmek için hep birlikte sağduyulu hareket etmek durumundayız. Burada kitlesel etkisinden dolayı medyaya ve program yapımcılarına, köşe yazarlarına, editörlere çok büyük sorumluluk düşmektedir. Basına sansür hiçbir zaman kabul edilebilecek bir mekanizma değildir ancak halkı düşmanlığa sevk eden, ırkçı ve belli bir kesimi hedef gösteren söylemler hukukun denetimine girmek durumundadır. Ancak hukuk olay gerçekleştikten sonra devreye giren bir mekanizmadır. Bu durumda en başta meslek etik ilkelerine yüzde yüz bağlılık ekseninde tüm medya kuruluşlarının üyesi olduğu bir üst kurumun gerekliliği, gerek birkaç hafta önce bir gazetenin manşetten verdiği cinayet olay mahallinin fotoğrafı, gerekse Van depreminin ardındaki söylemler, bir kez daha ispatlanmıştır.
(Umut Vakfı)
YÜCEL TANYERİ
Ben, Yücel Tanyeri
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela hekimim, yani
Büyücü falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Lojmanda otururum,
Üniversitede çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır uşağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Orhan Veli ile Melih Cevdet'tir
En sevdiğim şairler.
Bir kızım vardır,
İki de torunum pek muteber;
İsmini söyleyemem
Çiçekle uğraşanlar bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya.
Onlar da bunlara benzer...
Beni, benden iyi anlatan Orhan Veli'ye teşekkürlerimle...
Niye yazdım Prof. Dr. Yücel Tanyeri'yi diye sual edecek olursanız, onu da kendi yazdıklarından çıkartın lütfen
"Annem 1907 yılı doğumludur. Doğma büyüme Sinop'ludur. Babamla Sinop'ta evlenmişlerdir. 1933 yılında
Murtazaoğulları'nın kızıdır. Annem, Fahriye Hanım.Zehra Hanım'dır onun da annesi. Babası ise Ahmet Tevfik Bey...
Evi, Sinop'un merkezindeydi. Dedem, Ahmet Tevfik Bey'in. Hemen Halkevi'nin yanında. İki katlı ahşap bir ev
Burada geçmişti. 35 yıllık yaşamı annemin.
Ablası Veliye. Ve ağabeyi Mahmut ile
Ben de kalmıştım. Bir kaç kez, bu evde.
1950-1955 senesinde. Yaz tatillerimde
" Demek ki neymişşş? Haydi bakalım niye yazdığımı bilene Othana'da ısırgan çorbası benden. Hadi gene şanslısınız. Bu soğuk günlerde sıcak çorba da iyi gideerrr..
DAVET
Yarın bir kitap tanıtım günü var. Kitap tanıtımları Samsun'da az rastlanır vak'alardan. Elimize bir davetiye geçti Canik Belediye Başkanı Osman Genç imzasıyla. 28 Ekim Cuma günü Canik Kültür Merkezi Çırağan Salonu Saat 19:00'da "İlkçağdan Cumhuriyete Canik" adlı kitap tanıtılacak. Prof. Dr. Cevdet Yılmaz yazmış. Valla bu daveti ben de size yapıyorum. Kitap sahibi olacaksınız kitappp..
SON KEZ EREN ALİ
Dün dedik ya siz bu satırları okurken biz Fatih Temiz İlköğretim okuluna gideceğiz müdür beyin çayını içeceğiz Eren Ali ile ilgili konuşacağız diye. Dediğimiz gibi yaptık İşte bize müdür Nusret Sarı'nın anlattıklarının özeti:
Eren Ali Tinçay kayıt bölgemizde olduğu için okulumuzun aday listesine otomatik olarak kaydolmuştur. Okulların açıldığı hafta aday kayıtta bulunan tüm öğrencilerimiz kesin kayda geçirilmiştir. Devam etmeyen öğrencilerimizin devam takip işleri yapılmıştır. Bununla ilgili yapılması gereken işlemler 25/10/2011 tarihli e-okul modülünün ana sayfasında yer almaktadır. Eren Ali Tinçay okula devam etmediği, velinin bu konuyla ilgili okula hiçbir başvurusu olmadığı için devamsızlığı e-okula işlenerek 10/10/2011 tarihinde 235/601 sayılı yazı ile devamsızlık mektubu gönderilmiştir. Gönderilen bu mektup e-mektup modülünde yer alan Milli Eğitim Bakanlığı'nın hazırlamış olduğu standart mektuptur. 14/10/2011 tarihinde (devamsızlık mektubu gönderildikten sonre) Hanife Tinçay okulumuza gelip, çocuğunun durumunu anlattı. O güne kadar Eren Ali Tinçay'ın özür durumu ile ilgili okulun bilgisi yoktur. Hanife Tinçay bu yıl okula gönderemeyeceğini, biraz daha zamana ihtiyacı olduğuklarını belirtti. Bunun üzerine 14/10/2011 tarihinde kayıt erteleme yapıldı. Devamsızlık sorunu çözüldü.
Tanıdınız mı?
EMİR BALIK MARKET KATKILARIYLA
Yeniden başlattığımız Samsunluyu balık-ekmeğe doyuralım kampanyamız sürüyor. Şimdi size bir fotoğraf sunacağız. Fotoğraftaki yeri soruyuz. Onu bilmeniz oluyor tek isteğimiz. Dün sorduğumuz fotoğraf Fırtına Deresi idi. Fotoğrafı doğru bilen arkadaşımız Kader Gedik oldu. Emir Balık Market Restoran'da Balık-Ekmek ziyafeti için kartı bizde kendisini bekliyor. Fotoğrafı tanıdıysanız cevaplarınızı Saat 18.00'e kadar bekliyoruz. [email protected] veya [email protected] Tel: 420 04 28
GÜZEL SÖZ
'Savaşlar bize, düşmanlarımızı sevmeyi değil, müttefiklerimizden nefret etmeyi öğretir.'
W.L. George
GÜNÜN ÇOCUĞU
İlköğretim Okulu öğrencisi Kadriye, okul bahçesinin çevresinde soğuktan çaresizlik içinde büzüşmüş bir kuş gördü. Kimbili kuş belki de sakattı da ondan uçamıyordu. Ama Kadriye o kuşu aldı, sevdi, okşadı ve "Ben bunu eve götürüp sağlığına kavuşması için yardımcı olacağım" dedi. Kadriye'nin bu çok güzel davranışına tanık olmak bizi de son derce mutlu etti. Hayvanları sevmeyen insanları nasıl sevecek ki. Teşekkürler sana Kadriye. Yolun ve bahtın açık olsun
ALBAYRAK
Atakum Belediye Başkanı Metin Burma bir demet çiçek alıp SAMGAZ Genel Müdürü Murat Albayrak'ı ziyaret etmiş. SAMGAZ ve Murat Albayrak yaptıkları hizmetle takdiri hak kazanıyor hiç kuşkusuz. Bir de PTT'ye yatırılan SAMGAZ borçları için fatura başına alınan 1 liralık komisyon meselesin halletseler çok daha güzel olacak doğrusu.
Günün Fotoğrafı
EN İYİ
Adam, şişeden çıkan cinden sadece iki şey istedi
"Bana dünyanın en iyi içeceği ve en iyi kadınını ver.."
Arzusu hemen yerine geldi..
Önünde bir şişe maden suyu ile Florance Nightingale belirdi.
Tacan Munar'ın Objektifi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.