Cengiz'in toplantısı iptal edilmelidir!

 

Samsun Çevre Birlikteliği, Cengiz Enerji'ye dava açmaya hazırlanıyor! Cengiz Enerji San. Tic. A.Ş'nin Tekkeköy'deki 240 MW'lık termik santralinin kapasite artırımına ilişkin 21 Aralık 2010 tarihinde gerçekleştirilen 'Halkın Katılımı Toplantısı'nın iptalini talep ettiklerini dile getiren Samsun Çevre Birlikteliği Sözcüsü Metin Telatar, "Samsun Valiliği ile Çevre ve Orman Bakanlığı'na konuya ilişkin yazımızı gönderdik. Eğer toplantı iptal edilmez ise konuyu yargıya taşıyacağız" dedi

Zamanı kim okşayabilir ki... Evet belki zamanı okşayamazsınız ancak, geleceğinize sahip çıkabilirsiniz diyor Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Genel Merkez Denetleme Kurulu Başkanı ve Samsun Çevre Birlikteliği Sözcüsü Metin Telatar. 2000 yılında Bartın ve Dalaman da halkın birlikte hareket etmesi sonucu bölgeye tesis edilmesine izin verilmeyen 2 adet 100 MW'lık 'mobil santral' için, o dönem Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından yazı yazılarak kentimize davet edilmesiyle başlayan çevre birlikteliği hareketini gazetemize değerlendiren EMO Genel Merkez Denetleme Kurulu Başkanı Telatar, bu hafta Pazar Sohbeti'nde 2011 yılının ilk konuğu oldu...

'HALKIN KATILIMI TOPLANTISI İPTAL EDİLMELİDİR!'

-Metin bey, çok konuşacağımız konular olacaktır ancak, geçtiğimiz haftalarda biliyorsunuz Cengiz Enerji'nin Tekkeköy'deki 240 MW'lık termik santralının 850 MW güce çıkartılmasına ilişkin 'Halkın Katılımı Toplantısı' gerçekleştirildi. Ancak toplantıya halktan daha çok kurum ve firma personeli iştirak etti. Siz toplantıda da dile getirmiştiniz, toplantının iptal edilmesi gerektiğini. Birliktelik olarak ne yapacaksınız?

Telatar: "Ercan, öncelikle beni bu hafta pazar sohbetine konuk ettiğiniz için teşekkür ederim. Bu konuyu biz önceki gün zaten Çevre Birlikteliği olarak masaya yatırdık. Hem Samsun Valiliği'ne hem de Çevre ve Orman Bakanlığı için yazı hazırladık. Yarın bu yazılarımızı ilgili kurumlara ileteceğiz."

-Bu yazılarda toplantının iptalini istiyorsunuz değil mi?

Telatar: "Evet."

-Yazıların içeriğinden bahseder misiniz.. Toplantının iptal edilmesindeki gerekçeleriniz neler?

'TOPLANTI ÇED YÖNETMELİĞİNE AYKIRIDIR'

Telatar: "Halkın katılımı toplantısı  resmi kamu kurumu niteliğindeki meslek odamız EMO'ya ilgi yazı ile bildirildi. Ancak toplantı 'Halkın Katılımı Toplantısı' olmasına rağmen toplantıda halkın katılımı gözlenememiştir. Zira ilgi yazı bölge muhtarlarına veya muhtarlar derneğine de gönderilmemiştir. Yine yazı Tekkeköy Kaymakamlığı'na ya da Belediyesi'ne gönderilse dahi halk için duyuru veya anons yapılmamıştır. Toplantıda öylece zaten resmi kurum temsilcilerinin katıldığı dar kapsamlı bir şekilde gerçekleşmiştir. Öte yandan danışman firma EN-ÇEV tarafından hazırlanan tek sayfalık broşür, toplantıda okunmuştur. Ancak ÇED hazırlık dosyası sorulduğunda böyle bir dosya hazırlamadıklarını söylemişlerdir. Sonuç olarak, halkın katılımının olmadığı 'Halkın Katılımı Toplantısı'nın ÇED Başvuru Dosyası dahi hazırlanmadan oldubittiye getirilerek gerçekleştirilmesinin doğru olmadığını düşünerek, Samsun Valiliği ve Çevre ve Orman Bakanlığı"na toplantının iptal edilmesi yönündeki talebimizi ileteceğiz."

'KASITLI YAPILMIŞTIR'

-Anlıyorum Başkanım. Tekkeköy'den o gün toplantıda zaten en fazla 10 kişi vardı. Ve hepsi de duyurunun yapılmadığını belirtti. Peki, bu 'Halkın Katılımı Toplantısı' nedir? Neden yapılır? Birkaç cümle ile anlatır mısınız?

Telatar: "Halkın bilgilendirme toplantıları, herhangi bir yatırım için yapılır. Ve halka neler getirip, götüreceği önceden paylaşılır. Yani önlemlerin alındığı bir toplantıdır. Cengiz Enerji'nin yapacağı kapasite arıtırımı halkında düzenlenen toplantıda ÇED hazırlık dosyası olmayınca bu kapasite ki termik santralın çevreye vereceği zararlar söylenmemiştir. Dolayısıyla 2000 yılından bu yana çevrenin bu santrallerden kurtarılmasına verdiğimiz mücadele askıda kalmıştır. Bunun kasıtlı olarak yapıldığını düşünüyoruz. Kaldı ki ÇED raporunun Ankara'da hazırlanacağını söylemeleri ve dağıtılan broşürde doğaya salınacak karbonmonoksit (CO), kükürtdioksit (SO2) ve azotoksit (NOx) gazları ile ilgili tedbir alınacağının belirtilmesi düşüncemizide pekiştirmektedir."  

SAMSUN ENERJİ HAVZASI İLAN EDİLDİ

-Kaç yıldan beridir EMO'nun içersindesiniz Başkanım?

Telatar: "Ercan, 1988'den beridir EMO'nun farklı organlarında görev aldım. Halen EMO Genel Merkez Denetleme Kurulu Başkanıyım ve 2000 yılından bu yanan da Samsun Çevre Birlikteliği Sözcüsüyüm."

-Bunu şunun için sordum; bu bölgede biliyorsunuz çok verimli topraklar var. Ancak baktığımızda bölge enerji havzası. Sadece Samsun'da yapılması planlanan tamamlanan ve faal olan 8 santral var. Neden burası seçildi?

'TÜRKİYE AVRUPANIN ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİNİN GÜVENCESİ OLACAKTIR'

Telatar: "EPDK'nın verdiği lisanslardan anlaşıldığı gibi Çarşamba ovası bir enerji üretim havzası olarak belirlenmiş durumda. Bunun sebebi çok açık, mavi akım. Mavi akımın Samsun'un Çarşamba ovasından çıkartılması olarak görünüyorsa da asıl neden; mavi akımın çarşamba ovasında çıktığı gün gerçekleştirilen törende Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İtalya Başbakanı Berlusconi ve Rus Lider Putin ile birlikte yaptığı toplantı sonrasında Başbakan Erdoğan'ın, 'Türkiye Avrupa"nın enerji arz güvenliğinin güvencesi olacaktır' sözüdür. Yani doğalgaz ve ithal kömür Rusya'da temin edilecek. Türkiye'de bu fosil yakıtlar ile elektrik üretilecek ve Avrupaya temiz enerji olarak nakledecektir. Yani kirlilik Türkiye'de kalacak, Rusya kar elde edecek. Avrupa ise halkı temiz sağlıklı bir çevrede yaşama şansı tanıyacaktır. Bunun göstergeleri sadece Samsun'da yapılan santraller değildir. Karadeniz'de ve Türkiye'nin her tarafında yüzlerce santralın yapımı için lisanslar verilmiştir. O kadar ki çantacı diye tabir edilen ve bu sektörün dışındaki firmaların dahi lisans aldığı bir pazar oluşturulmuştur. Açıkçası Türkiye'nin birçok bölgesi enerji çöplüğüne dönüşmek üzeredir. Biz sanayileşmeye yatırıma karşı olmadığımız gibi halkımızın ve ülkemizin çıkarlarının gereğini de düşünerek bilinçli bir mücadele yürütüyoruz."

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAMSUN'A DAVET ETTİ

-Evet, tam bu noktada bize biraz Samsun'un başlangıç sürecinden bahseder misiniz?

Telatar, "Bunun başlangıcı 2000 yılında Bartın ve Dalaman'da tesis edilemeyen 2 adet 100 MW'lık mobil santralların Samsun'a davet edilmesi ile başlamıştır. Hatırlanacağı gibi 2000 yılında Bartın ve Dalaman'da yöre halkı 6 numara fuel oil ile çalışacak mobilleri kendi bölgelerinde yapılması için birlikte hareket etmişler ve kurtulmuşlardır. Ancak Samsun Büyükşehir Belediyesi o dönemde bu santralların ilimize konuşlandırılması için yazılı olarak davet edilmişlerdir. ÇED raporu almadan, çevreyi ve halkın sağlığını oldukça kötü etkileyecek bu santralların Samsun'da konuşlandırılması için o dönem çalmadık kapı bırakmadık. Vali'den, Belediye Başkanı'na, siyasi partilere kadar hatta OMÜ'ye varana kadar bütün dernek, vakıf, kurum ve kuruluşları gezdik. Ve 2000 yılında birçoğunun desteği ile Samsun Çevre Birlikteliği'ni oluşturduk. Başlattığımız mücadele Samsun kamuoyunun bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi ağırlıklı idi."

HUKUKİ SÜREÇ DEVAM EDİYOR

-Metin bey, peki bu süreç içersinde birçok dava açıldı. Bu davalar şu an ne durumda?

Telatar: "2002 yılında Samsun'da, 2003 yılında ise Tekkeköy ve Çarşamba'da mitingler düzenlendi. Basın yayın kuruluşları aracılığı halk bilgilendirildi. Dergi, broşür, arşiv gibi dökümanlar ile Samsun'un başına bela edilen bu tehlikeden herkese bahsedildi. Ancak o zaman ki siyasilerin adeta oyalama taktiği ile santralın yapımı sağlandı. Santral çalışmaya başladığında gerçekleri gören halk 2003 yılında Tekkeköy"de yapılan mitingden sonra Cengiz ile Aksa'nın santrallarını taş yağmuruna tuttu. Bütün bunların yanında uzun süren hukuk mücadelesi de nihayet Samsun kamuoyunun lehine sonuçlandı. Mobiller ile ilgili kapatma davası sonuçlandı. Bunun yanında Samsun Barosu tarafından hukuki mücadelede başlatıldı. Baro Cengiz'in şu an kapasite arttırımı yapmak istediği termik santral hakkındaki davası sürüyor. Yine Baro ve Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Samsun Şubesi'nin Terme'de geçtiğimiz aylarda OMV tarafından temeli atılan termik santrale ilişkin davası sürüyor."

ENERJİ KULLANIMI TASARISI RAFLARDA TOZLANDI

-Az önce Başbakan'ın açıklamalarından bahsettiniz Başkanım. Türkiye'nin enerji arzı yok mu?

Telatar: "Samsun'un elektrik enerjisi bakımında bir problemi yok. Türkiye"nin Kurulu gücünün yaklaşık 43 bin MW olduğunu göz önüne alınırsa ve bugün için herhangi elektrik enerjisi sıkıntısı olmadığı hesaplanırsa, yapılacak bu kadar çok sayıda ki yatırımların baştanda söylediğimiz gibi Avrupa"nın enerji arz güvencesini sağlamak için olacağı ortaya çıkmaktadır. Türkiye'de üretilen elektrik enerjisinin yüzde 5 civarı doğalgazdan üretiliyor olması sektörümüzün de ne kadar dışa bağımlı hale getirildiğini göstermektedir. Oysa Türkiye'nin doğal kaynaklarını değerlendirilecek olsak, gelecek yıllara yetecek elektrik enerjisi elde edilebileceğimiz enerji kaynaklarının başında rüzgarın bugün Türkiye'de 48 bin MW kapasitede rüzgar enerjisi kaynağı olduğu bilinmektedir. Ancak 48 bin MW'lık bu potansiyele karşılık yatırımcıların 78 bin MW'lık lisans başvurusu yaptığını ise gelin siz yorumlayın. Bu gerçekler ortada iken rüzgar enerjisinin yeterince kullanılmadığı bilinmektedir. Alternatif enerji kaynakları kullanımı hakkındaki kanun tasarısı yıllardır meclis raflarında tozlanmaktadır. Ayrıca bu tasarıyı kimlerin ne amaçla beklettiğini de merak ediyoruz."

'HES'LERİN AMACI SUYUN KULLANIMINI SATIN ALMAKTIR'

-"Su akar Türk bakar" hatırlayacaksınız Başkanım. HES'ler hakkında bir değerlendirme yapar mısınız? Birçoğu elektrik üretmek için değil de sanki su kullanımını satın alma konusunda kuruluyor...

Telatar: "Siyasiler bu tanım ile halkı su potansiyeli bakımından yanlış yönlendirmişlerdir. Siyasilerin açtığı bu yolda özellikle Doğu Karadeniz'in vadileri özel sektörün insafına terk edilmiştir. Doğu Karadeniz vadilerinde HES adıyla yapılmaya çalışılan küçük santraller aslında faydadan çok doğayı tahrip eder niteliktedir. Bu santrallerin inşası dahi devletin kontrolünün dışında yapılmaktadır. Adeta dozerini kepçesini alan firmalar o güzelim vadilerin doğasına saldırmışlardır. Uzun cebri borular içinde akıtılan sular, talan edilen dere yatakları vesaire... Bu tip küçük santrallerin yapılmasındaki amaç elektrik üretmekten çok, geleceğin kıymetlisi olan suyumuzun kullanım hakkını satın alınmasıdır."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Pazar Sohbeti Arşivi
SON YAZILAR