ÇGD'den medyaya çağrı: ırkçılığa "dur" de!
Önceki gün gazeteye uğramıştım. Bütün arkadaşlar can hıraş işlerini yapmaktaydılar. Fakat ŞEF yani eskiden beri ŞEFİM dediğim Şevki abim, harıl harıl yazısını yazarken gördüm. Her zamanki gibi kendisinin yönettiği sayfaya yazılarını birbiri ardına döktürmekteydi. Şefimle yani Şevki abiyle ve diğer arkadaşlarla Van felaketini konuşurken yapılan yardımları ve nasıl gönderileceği konusunu tartıştık. Ben bir ara Şevki abiye: Abi Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay'ın açıklamasını ne zaman haber yaparız? diye sordum. Ben ilgili servise verdim, sanıyorum yarın bir gün yayınlanır dedi. Bu sohbetimizin üzerine şefim ÇGD'den bir açıklama servis edildiğini, onu yayınlamayı düşündüğünü söyledi. ÇGD, genel olarak bütün açıklamalarını üyesi olan gazeteci arkadaşlarımıza servis eder ve yayınlanmasını ister. Şefime gelen yazının aynısı ona da servis edilmiş. Yazıyı okuduğumda sinir katsayım daha da yükseldi. Nasıl insanlarımız ya da gazeteci meslektaşlarımız böylesine olumsuz düşünceler içinde olabiliyorlar anlayabilmiş değilim. Hangi akla hizmet ettikleri ise tamamen bir muamma! Akılları sıra ülkemizdeki insanların akıllarını bulandırıp Van'da yaşam mücadelesi veren tüm insanları yok sayıyorlar. Bilmiyorlar ki yarın bir gün aynı konuma kendileri düştüklerinde, Van'da ya da bir başka ilde yaşayanlar İLAHİ ADALET demeyecekler. Şefimin sayfasında da yayınladığı ÇGD ( Çağdaş Gazeteciler Derneği) genel yönetim kurulu açıklamasından bazı pasajları size aktarmak istiyorum:
"Van'da meydana gelen depremin ardından, en az ölümler kadar sosyal medyada yer alan yorumlar canımızı yaktı. Gencecik yaşta hayatını kaybeden 24 askerle, depremi ilişkilendiren, yüzlerce kişinin ölmesini, sakat kalmasını, binlerce kişinin evini kaybetmesini intikam çığlıklarıyla karşılayan insanlık dışı yorumlar, depremin olduğu andan itibaren internet medyasının, büyük gazete ve televizyonlarımızın internet sitelerinin yorum bölümlerini süsledi. İnternet siteleri, hoşgörüsüzlüğün, ırkçılığın, ayrımcılığın en açık biçimde yapılabildiği alanlar haline geldi. Depremden sonra, medya profesyonelleri tarafından, üstelik canlı yayında yapılan yorumların vehametini dile getirmek bile gereksiz. Yine de tarihe not düşmek adına birkaç örneği anımsatmak isteriz:
Canlı yayında haber spikerinin Deprem doğuda da olsa Van'da da olsa üzülüyoruz ifadeleri, programcının maalesef bilim adamı konuklarından da alkış alan Önce taş at, polisi, askeri kuş gibi avla, sonra yardım iste. Herkes haddini bilsin sözleri, gelinen noktada, medya yöneticilerinin acil olarak önlem alma gerekliliğini ortaya koyuyor.
Terör brifingi alan, bir bölümü sansüre gönüllü olan yöneticilerin propaganda çizgisinin nereden geçtiğini düşünmeden önce ırkçılık ve ayrımcılığa dur demesi gerekiyor. Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak, bütün medyayı bu noktada sorumlu davranmaya davet ediyor, ırkçılık, ayrımcılık yapılan haber ve yorumlara internet sitelerinde yer verilmesinin suç olduğunu anımsatıyoruz. Irkçılık, yasalarımıza göre suçtur. Irkçılık, müsamaha gösterilemeyecek, düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi söz konusu bile olamayacak bir insanlık suçudur. Medya yöneticilerinin bu tip haber ve yorumlara ekranlarda, gazetelerde ve internet sitelerinde yer vermemeleri hem mesleki hem de insani bir zorunluluktur."
Buraya kadar ÇGD'nin, açıklamasını okuduk. Şimdi de bu satırları okuyun ve Çağdaş Gazeteciler Derneğinin bu açıklamayı yapmakta ne kadar doğru bir iş yaptığına Samsun kamuoyu olarak varın siz karar verin.
"Van'da yıkıma neden olan, çok sayıda insanın yaşamını kaybetmesine ve yaralanmasına yol açan deprem konusundaki ekranlar ve İnternetten gelen ayrımcı, ırkçı çıkışlar büyük bir tepki yarattı. ÇGD Genel Başkanı Ahmet Abakay, "Ölümler kadar sosyal medyada yer alan yorumlar canımızı yaktı" dedi.
TEPKİ ÇIĞ GİBİ
Habertürk TV spikeri Duygu Canbaş, depremin ardından canlı yayında "Her ne kadar Van'da olsa da acımız büyük" dedi. Canbaş bu tepkiler üzerine "dilinin sürçtüğünü" söyleyerek özür dilemek zorunda kaldı.
Canbaş'a tepkiler sürerken, ATV'de yayınlanan "Tatlı Sert" programında, programın sunuculuğu yapan eski magazin muhabir Müge Anlı, "Herkes haddini bilecek. Yeri geldi mi taş atacaksın, Mehmetçik'i kuş avlar gibi avlayacaksın sonra zor günlerde canım cicim deyip, yardım isteyeceksin. O polisler hemen yardımına koştu oradakilerin. O taş atanların eli kırılsın. Askerlerimize polislere zeval vermesin" diye konuştu.
Anlı'nın bu sözleri büyük bir tepkiye neden oldu. Vatandaşlar, Anlı'nın istifa etmesini ya da atv'nin durumla ilgili bir açıklama yapması istedi. Şikâyet etmek isteyenler için atv müşteri hizmetlerinin telefonu sosyal medyada yüzlerce kişi tarafından paylaşıldı. atv müşteri hizmetlerinin telefonları kısa sürede kilitlendi. Vatandaşlar Anlı ve atv'nin özür dilemesini istiyor.
DAVA AÇILIYOR
Cevat Beşi ve Fatih Mehmet Şahin bianet'e Müge Anlı hakkında dava açacaklarını belirtti. İzmir Barosu Yönetim Kurulu üyelerinden avukat Ayşegül Altınbaş'la görüştüklerini ve Anlı hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" başlıklı 216. maddesinden dava açma hazırlığında olduklarını ifade eden Beşi, şöyle dedi: "Sessizlik ve itirazla bu durum düzelmiyor. Medyada bu tür söylemlerin önlenmesi amacıyla hukuki yollara başvurmak şart. Şu anda müdahil olarak Fatih Şahin ve ben başlıyoruz ancak çok sayıda talep var; toplu bir dava açılabilir."
Çevremdeki insanların da söylemleri o kadar sert ki. Bu medya çalışanlarının(!), yazarlarının(!) bence de ırkçılığa çanak tuttukları alenen ortada. Bir medya çalışanı nasıl oluyor da kendi ülkesinde doğal afetlerden birisini yaşayan Van halkına karşı İNTİKAMCI olabiliyor.
Van'da ve Erçiş'de büyük felakette yaşamlarını yitiren bebelerimize ve insanlarımıza allahtan rahmet diliyorum. Göçük altında kurtarılmayı bekleyen binlerce insanımızı kurtarmak için ne ya da neler yapmalıyız ülke olarak bunu başarmanın derdinde olmamız gerekir. Bu tarz bir Ülke olarak topyekün Van'da ve çevresindeki depremzedelere destek olduğumuzda onların yaşamlarına yaşam kattığımızda işte o zaman, biz adam gibi bir millet oluruz. O zaman bizim bileklerimizi kimse bükemez. Bir kere daha depremde yaşamlarını yitiren yurttaşlarımıza baş sağlığı diler, yaralı olanlara da acil şifalar dilerim. Yineliyorum ülke olarak Van'daki, yurttaşlarımızın yanında olmalıyız...
Not: Belediyeler, bazı kargo şirketleri, Ptt, bazı kurum ve şirketler ücretsiz olarak yardımlarınızı Van'a ulaştıracak, bilginiz olsun.