DEMOKRASİ KONUSUNDA...
DEMOKRASİ KONUSUNDA EMEKLEME DÖNEMİNDEYİZ
Cumhuriyet Halk Partisi Samsun Milletvekili Haluk Koç, "Bir kişinin uyguladığı demokrasi sadece kendi sahasında olumlu bir karşılık buluyorsa ve diğer bölgelerde ciddi eleştirilere maruz kalıyorsa bu şartlarda demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. Biz demokrasi konusunda henüz emekleme dönemindeyiz" dedi
Denge Gazetesi olarak yürüttüğümüz "Pazar Sohbeti" bölümünde bu hafta Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Samsun Milletvekili ve Adayı Haluk Koç'u konuk ediyoruz. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Adnan Bahadır'ın konuğu olan Haluk Koç, gündeme ilişkin konularda oldukça önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye'deki demokrasi anlayışına dair değerlendirmelerde bulunan Koç, "Evinin içinde demokrasi yapamayan bir kişi sokakta da başarılı olamaz. Bir kişinin uyguladığı demokrasi sadece kendi sahasında olumlu bir karşılık buluyorsa ve diğer bölgelerde ciddi eleştirilere maruz kalıyorsa bu şartlarda demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. Biz demokrasi konusunda henüz emekleme dönemindeyiz" diye konuştu.
Adnan BAHADIR: Öncelikle hoş geldiniz. Teşkilat atamalarında yaşananlarla ilgili değerlendirmenizi alarak sohbetimize başlamak istiyorum.
Haluk KOÇ: 9 Ocak 2011 tarihinde Danışma Kurulu Toplantısı'nda ön seçim yapılmasını önermiştim. 2 dönem milletvekilliği yapan bir kişinin yıpranması çok normaldir ve böyle bir şey isteme talebi olumlu karşılanmalıdır. Samsun'da olmadı ancak Türkiye genelinde 29 ilde ön seçim yapıldı. 29 ilde alınan ve gerçekleştirilen ön seçim kararının diğer illere de sıçraması muhtemeldir. Ön seçimin yapıldığı illerde alınan kararlar milletvekili listesine olduğu gibi yansımış durumdadır. Ön seçimde belirlenen listenin bir kesinliği vardır ve bu değiştirilemez. Belirlenen bu liste YSK'ya gönderilir. Oluşturulan bu listeye genel merkez karışamaz. Bu tür uygulamaların büyük illerde biraz daha zor olacağını kabul edebiliriz ancak Samsun orta ölçekli bir il olduğu için bu uygulama hayata geçirilebilirdi. Aydın'da tam 25 bin CHP'li oy kullandı. Samsun'da ise 10 bin 200 kişi oy kullandı. Ön seçim kararının Samsun'da da hayata geçirilmesi oy kullanan kişi sayısına göre belirlenebilir.
BAHADIR: AK Parti'de her konuda genel başkanın inisiyatifi olduğu düşünülüyor. Bu durumu gözlemleyen toplumun yenilikler istediğini söyleyebilir miyiz?
PADİŞAH VE PADİŞAHCIKLAR
KOÇ: AK Parti'de alınan bütün kararla bir kişinin isteğine göre belirleniyor. İktidar partisinin tepesinde bir padişah var ve yerellere doğru inecek olursak karşımıza padişahcıklar çıkıyor. Durum böyle devam ederse gidişatın iyi olduğunu hiç kimse söyleyemez. Eğer bu ülkede alınan kararlar bir kişinin elinde olursa demokrasiden bahsedemeyiz. Padişah bu ülkedeki saltanatını devam ettirirse önümüzdeki yıllar oldukça tehlikeli bir hal alacaktır.
BAHADIR: Demokrasi anlayışınızdan bahseder misiniz?
KOÇ: Ülkemizde yargının takip altına sokulacağı çok önceden belliydi. Ülkemizin acil olarak ihtiyaç duyduğu en önemli şey demokrasidir. Ancak Türkiye'ye demokrasiyi getirecek olan kişinin önce demokrasi anlayışını kendi içine sindirmesi gerekiyor. Yani kişi önce demokrasiyi kabul edecek ondan sonra ülkede uygulamaya kalkacak. Evinin içinde demokrasi yapamayan bir kişi sokakta da başarılı olamaz. Bir kişinin uyguladığı demokrasi sadece kendi sahasında olumlu bir karşılık buluyorsa ve diğer bölgelerde ciddi eleştirilere maruz kalıyorsa bu şartlarda demokrasiden bahsetmek mümkün değildir.
DAHA EMEKLEME DÖNEMİNDEYİZ
Türkiye'de 1950 yılından sonra demokrasi emeklemeye başlamıştır. Biz şu an daha emekleme dönemindeyiz ve bunu henüz atlatamadık. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a baktığımız zaman ileri demokrasi anlayışının içini dolduracak bir yapı göremiyorum.
BAHADIR: Anayasa konusundaki düşünceleriniz nelerdir?
KOÇ: Ülkemize yeni bir Anayasa'nın gerekliliği artık tartışılmaz bir hal aldı. Şunu kabul etmek gerekir ki ülkemizde herkes 12 Eylül'ü sömürme yoluna başvurdu. AKP ne 12 Eylül'ün yaratıcısı ne de 12 Eylül'ün mağdurudur. AKP 12 Eylül ürünüdür. Ülkemizde demokrasiyi sağlamak istiyorsak yeni bir Anayasa oluşturulmak zorundadır. Anayasa'nın ilk 3 maddesinin değişmesini isteyenler var ancak Türkiye Cumhuriyeti'nin çimentosunu bozacak işlerin değişiklik maskeleri ile ortalarda dolaşmasına karşıyım.
ÜNİVERSİTELER SUSARSA DEMOKRASİ OLAMAZ
Bir siyasi partinin kendi doğruları ile Anayasa inşa edilmesi oldukça yanlış bir harekettir. Türkiye'de bir Anayasa oluşturulacaksa herkes bir görüş beyan etmelidir. İnsanlar yeni Anayasa için kendilerine sunulanların tam aksini düşünse de, her şey terste gelse görüşünü bir şekilde söylemelidir. Bu özellikle ülkemizdeki üniversiteler için geçerlidir. Eğer üniversiteli suskun olursa ülkede demokrasi olmaz. Üniversite öğrencileri mutlaka konuşmalıdır. Üniversitelerde her şey gerektiği gibi olmalıdır. Üniversiteler kışla görünümünden sıyrılmalıdır. Eğer üniversiteler aykırı düşünenleri bünyesinde barındırmayacaksa orada demokrasiden bahsedemeyiz.
BAHADIR: Samsun'daki siyasi gündemi değerlendirecek olursak neler söyleyebilirsiniz?
KOÇ: Ülke genelinde uygulanan politikalar, AK Parti'li yöneticiler tarafından Samsun'a olumlu yansıtılmaya çalışılıyor. Ama durum öyle değil. Samsun'a baktığımız zaman üretim anlayışını benimseyen bir şehir profilinden oldukça uzak bir görüntü seyrediyor. Samsun'daki hizmet sektörü her geçen gün büyüyor. Ancak üretmeyen bir şehirde hizmet sektörü artıyorsa bu hiç iyi bir durum değildir. Samsun'da işsizliğin ciddi boyutlara ulaştığı bir gerçektir.
10 KİŞİDEN 7'Sİ İŞ İSTİYOR
Samsun'un milletvekili olarak insanların sürekli işsizlikten şikayet etmesi beni gerçekten üzüyor. Bizi karşısında gören her vatandaşımız hemen iş istiyor. Bize herhangi bir taleple gelen 10 insandan 3'ünün problemi sağlık ise 7'si iş istiyor.
BAHADIR: Samsun'un ilçelerinden şehir merkezine gelmek isteyen bir kişinin tam 3 araç değiştiriyor olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
KOÇ: Büyükşehirleri geliştirmeye çalışmak mutlaka olması gereken girişimlerden birisidir. Ancak bunu yaparken de insanlara huzur ortamını sunmak gerekiyor. Eğer siz bir şehri geliştirmeye çalışırken insanları sıkıntıya düşürüyorsanız herhangi bir kazançtan bahsedemezsiniz.
CHP MAĞDURLARIN SESİ OLMAYA DEVAM EDECEK
İlçelerden şehir merkezine gelen insanların 3 araba değiştiriyor olması gerçekten ciddi sıkıntılar yaratıyor. Bu sıkıntıların mutlaka çözülmesi gerekiyor ancak en ufak bir problemde mahkemeye gitmenin bir anlamı yok. Bazı problemler uzlaşarak da çözülebilir. Konulan kurallar ve kanunlar her zaman tartışılabilir. Her şeye rağmen insanlar mutlu olabilir yeter ki diyalog olsun. Vatandaşlar mağdur edilerek kent yönetilmesi mümkün değildir. Cumhuriyet Halk Partisi her zaman mağdurların sesi olmaya devam edecektir. Bizi statükocu olarak suçluyorlardı ancak fotoğrafın arka yüzüne baktığımız zaman gerçekleri görme şansımız oldu. AKP devletin partisi olmuştur.
BAHADIR: Başkanlık sistemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
BAŞKANLIK MI PADİŞAHLIK MI?
KOÇ: Sohbet sırasında demokrasiyi özümsemekten bahsetmiştim. İşte bunu Tayyip Bey'de göremiyorum. Şu anki durum kuvvetli bir parti üzerinde imkanların oluşmasıdır. Bu durum devam ederse padişahlık meydana gelir. 'Ben yaptım olur' anlayışı tamamen yanlıştır. Eğer bu sistem hayata geçerse ülke farklı maceralara sürüklenir. Ancak şunu kabul etmeliyiz ki Türkiye maceralara atılmayacak kadar önemli bir ülke. Sosyal devlet ve demokrasi olmazsa olmazlardandır.
BAHADIR: CHP'nin uyguladığı politikalardan bahseder misiniz?
KOÇ: Artık top AKP'nin sahasında oynanıyor. AKP'nin mağdur edebiyatını bırakıp zulüm yaptığını halkımıza hatırlattık. İnsanları yıldırmak için davalar açılıyor. Bana açılan 2 tane dava var. Bu davalar Meclis'te yaptığım konuşmalardan dolayı açıldı. Ben görevimi yapıyorum ve konuşuyorum ancak sindirmeye çalışıyorlar. Artık cep telefonumuza gelen yabancı numaraları açamıyoruz. Çünkü her an hakarete uğrama şansımız var. Bunların artık aşılması gerekiyor.
TÜRKİYE BÜYÜK BİR BBG EVİ OLDU
Ben Silivri'ye gönderilen herkesin Ergenekoncu olduğunu düşünmüyorum. Bu kabul edilemez. Günümüze baktığımızda internetten haberleşmeyi tercih edemiyorum. Çünkü Türkiye büyük bir BBG (Biri bizi gözetliyor) evi haline geldi. Özel yaşam diye bir şey kalmadı. İnternet haberleşmesi artık çok tehlikeli. İnsanlarım başına neler geldiğini görüyoruz. Her şeyi yapabilirler ve kimin ne ile suçlandığı da belli değil.
CHP'DE KİMLER KAZANIYOR?
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu belli noktalara takılmayan ve toplumu kucaklayan bir insandır. Artık CHP'de genel merkez kapılarında bekleyenler değil halkın içinde olanlar kazanıyor. Bunun her kesim tarafından bilinmesi gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.