Denktaş için
Mithatpaşa Lisesi'nden emekli olan öğretmen Şeref Acarel KKTC ilk Cumhurbaşkanı, önemli devlet adamı, dün defnettiğimiz Rauf Denktaş için bir yazı göndermiş. Yazarsak sevineceğini belirtiyor. Denktaş 1999'da Samsun'a geldiğinde kendisine konuk da olmuş Acarel'e. İşte o yazıyı sizle paylaşalım:
"Ömrünü milli davaya veren idealist insan seni tarih en mutena köşesine kaydetti. Oradan seni kimse kaldıramaz Çünkü; gücü yetmez. Çünkü orası vatanını, hürriyetini seven, yüce Türk ulusunun sinesidir. Senin büyüklüğünü ben anlatamam tarih anlatacak. Vatanını milletini seven herkes seninle gurur duyacak. Bazı çatlak sesler çıksa da buna üzülme. Aklı başında olanlar seni sevdi, inandı. Her şeyini kıbrıs davası uğrunda verdin. Gençliğin gitti. Seni her zaman fotoğraf makinanla görmek kalbimizzde yaşatmak istiyoruz. Atatürk her lütfu bir kenara bırakıp milletine güvenmeli. Siz de milletinize güvenmeye devam ettiniz. Daima baş tacısınız. Sizi hiç unutmam, unutmayacağım. İsmet İnönü Uşak'ta düşman başkomutanının kılıcını teslim aldığı yerde başı yarılmış kanlar içinde kalmıştı. Şunu bilelim güneş balçıkla sıvanmaz. Gemi batarken gemiyi ilk fareler terk eder. Sana yalakalık yapanları karşında görürsen üzülme. Vatan evlatları seni candan seviyor. Türklük davası senin idealin. Milli dava uğruna, ömrünü veren ulu insan sana saygılar. Işıklar içinde yatsın."
Hayatını Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne adayan KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş için başkent Lefkoşa'da tören düzenlenirken, Samsun'da da bazı sivil toplum örgütleri tarafından gıyabi cenaze namazı gerçekleştirildi. Samsun Büyük Camisi'nde öğlen namazının ardından kılınan cenaze namazına İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş, Türk Ocakları Samsun Şube Başkanı Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan, bazı sendika temsilcileri ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Din kültürü öğretmeni Şerif Yamanoğlu'nun kıldırdığı cenaze namazından sonra merhum Rauf Denktaş için dualar edildi.
BELEDİYECİYE REVA
Samsun Belediyeleri Emeklileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Bülent Güzelsever, dün gazetemizdeydi. Büyükşehir Belediyesi'nin kendilerine tahsis ettiği Dernek binasından zabıta marifetiyle sokağa attığını anlattı gözleri dolarak. Veee "Büyükşehir Sokak Hayvanları için barınak yapıp ambulans alırken, yıllarını Belediyeye veren yüzlerce insanı bulundukları binadan hiçbir ihtar ve uyarı yapmadan yaka paça dışarı atan belediyeyi Samsun halkına şikayet ediyoruz. Belediyenin vefası ve eski çalışanlarına gördüğü reva da bu kadarmış" diye sitem etti.
Samsun'daki belediyelerden emekli olan işçi ve memurların oluşturduğu Samsun Belediyeleri Emeklileri Derneği'nin Ticaret Merkezi'nde Büyükşehir tarafından tahsis edilen binasından hiçbir neden ve gerekçe yokken ve hiçbir tebligat yapmadan kapı dışarı atmasını içlerine sindiremediklerini anlattı Dernek Başkanı Bülent Güzelsever. "Ortada hiçbir şey yokken 15-20 Belediye Zabıtası gelip burayı derhal terkediyorsunuz diyerek içerdeki malzemeleri kapı dışarı etmeleri Büyükşehir'in insanlara, çalışanlarına ne kadar önem verdiğinin göstergesi. Böylece, sokak hayvanlarına barınak yaptırıp ambulans almasının belediyenin insan odaklı hizmet yaptığı anlamına gelmediğini bir kez daha görmüş olduk. Biz Belediye'ye 20,25,30 yıllar hizmet verdikten sonra emekli olmuş kişileriz. Biz reva görülen muamele de kapı dışarı edilmekmiş. Bu yetmezmiş gibi, Daha önce UKOME kararıyla özel halk otobüslerinden yüzde 50 indirimle seyahat ederken bu indirimimizi de kaldıran bu belediye anlayışıdır. 600 üyemizle bizi dışarı attıklarında görüşmek için Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Kenan Şara'nın kapısını çaldık. Bizimle görüşmeyi bile lütfetmedi. Yok dedirtti, toplantıda dedirtti. Ama bu belediyeler kimseye kalmadı. Onlar da erinde sonunda bırakıp gidecek. Gidecekleri yer mezardan önce bizim yanımız olacak." diyor. Biz de bize söylenenleri naklediyoruz.
UYUTAYIM SENİ!
Gazi Devlet Hastanesi Konferans Salonu'nda verilen hipnoz seminerine personelin yoğun ilgisi dikkat çekmiş. Dün gazetelerde okumuşsunuzdur. Hipnoz konusunda çeşitli eğitimler alan Opr. Dr. Şevket Kalyoncu, hipnozun, çevresel ve de düşüncesel uyaranlardan kısa bir süreliğine uzaklaşarak telkin alabilme düzeyine erişmek olduğunu belirtmiş.
İnsanların kendi yaşamlarında ve çevrelerinde karşı karşıya kaldıkları çeşitli durumların, psikolojik denge ve ruh sağlığı üzerinde etkiler oluşturduğundan söz etmiş Kalyoncu. Hipnoz sırasında birey kontrollü bir şekilde dış dünyadan uzaklaşır ve kendisine verilen telkinleri eleştirilmeden, analiz etmeden merkezi sinir sistemine ulaştırırmış. Hipnozu uygulayan kişi bu metodu kullanma yetkisine ve becerisine sahip bir kişi olmalıymış. Kişi kendi isteğiyle belirlediği amaca ulaşmak için hipnozu uygulayacak kişiye tam anlamıyla güven duymalımış. 5-6 yaşlarındaki çocuklardan başlayarak isteyen, inanan herkese hipnoz uygulanabilirmiş. Ancak iletişim kurulamayacak yapıdaki zeka özürlü ve çok yaşlı kimselerde yapılan uygulamalar sonuç vermezmiş. Hipnozun olumsuz bir etkisi yokmuş. Tam aksine kişinin hayatına olumlu yansımaları varmış. Kalyoncunun anlatmak ve dikkat çekmek istediği husus, zihinlerde oluşturulan ve değişmesine ihtimal verilmeyen kalıpların nasıl kırılacağını öğrenmek ve ışık tutmakmış.
ERDOĞAN'A DESTEK ARTIYOR!
Necdet Uzun yazmış gazetesindeki köşesinde "19 Mayıs 1919,büyük önderin doğum tarihidir. Bizzat kendi el yazısıyla bunu ifade etmiştir. "Mustafa Kemal, Selanik'te Atatürk ise Samsun'da doğmuştur" sözü de bunu anlatır...
Samsun, "Atatürk'ün şehri"dir.. Samsun, "19 Mayıs şehridir" Üniversitesinin adı Ondokuz Mayıs'tır...Bir ilçesinin adı da...Birçok resmi ve özel kuruluşun adında da 19 Mayıs ibaresi vardır...Üzerinde "Atatürk sevgisiyle" yazılı "Sevgi Bayrağı" da Samsun'dan yola çıkarılır, Ankara'da Cumhurbaşkanı'na teslim edilir...Madem "ithaf ettiği kitleler" söz konusu, bu saydığım gerekçelerle,19 Mayıs Atatürk'ü Anma , Gençlik ve Spor
Bayramı'nın Cumhurbaşkanı'nın da katıldığı devlet protokolü ile kutlama merkezi,neden Samsun olmasın?.." diye. Aynı gazeteden Osman Kara da "Bayramları güncellemek mi, unutmak mı?" başlıklı yazı kaleme almış. Yazısının dibinde Gençler için not bölümü ayırmış: "Hakimiyeti milliye ve istiklali tam" milli egemenlik ve tam bağımsızlık demektir ve Milli Mücadele'nin parolasıdır. İzmihlal ise İstiklal Marşı'nın son "Dalgalan sen de şafaklar gibi ey nazlı hilal/ Olsun dökülen kanlarımın hepsi sana helal/ Ebediyen sana yok ırkıma yok izmihlal/ Hakkıdır Hakka tapan bayrağımın hürriyet/Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklal" şeklindeki son kıtasında geçer; kelime anlamı "yok oluş, mahvoluş"tur. diyerek.
POLİTİK KULİS
Ne zamandır CHP yazmıyorum, CHP'den yazmıyorum ya, gördüm ki ortalık süt liman! Ben yazmayınca kimse de kalem sallamıyor koskoca CHP için. Oysa CHP'de şimdi ne kazanlar kaynıyor, ne kazanlar bir bilseniz! Ama nereden bileceksiniz? Biz yazmıyoruz herkes rahat. Şimdi yazmaya kalksak yine birileri sağda solda böcek falan aramaya kalkar. CHP de bizi hiçbir etkinliğinde aramıyor nedense. Bizim için "Aman ortalıkta görünmesin de.." diyen azınlıktan söz ediyorum. Yine yazabiliriz CHP'yi. Çünkü çok talep var, CHP'de ne olup bittiğini merak edenlerden! Yazarım haaa!!!
GÜZEL SÖZ
Kadın deyip geçme; Karnında dokuz ay bir bebeği. Kalbinde sonsuza kadar bir erkeği taşıyabilendir O .
KULAK
Temel inşaatta çalışırken, başına bir kalas düşer ve kulağını koparır.
Arkadaşları apar topar hastaneye kaldırırlar. Doktor, ameliyata girmeden Temel'e 3 kulak getirir ve tek tek göstererek sorar: "-Hangisi senin ki, bu mudur?" "-Yok" "Ya bu?" "-Yok"
Doktor:
"- O zaman budur.
Temel:
"- O da değuldur"
Doktor sinirlenir:
"- Be adam nasıl olur bunlardan birisi senin kulağın, uğraştırma bizi"
Temel, istifini bozmadan cevaplar: "-Benim kulağın arkasında kalem vardı.."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.