ANLAŞILAN BU İŞ DE DELİKÇİ MEMEDE KALDI

Daha önce yazdığım Delikçi Memed hikayesini bilmeyeniniz olmadığını düşündüğümden tekrar etmek istemiyorum, bilmeyenler olacak olursa eski köşe yazılarımıza girip Delikçi Memedin kim olduğunu ve ne iş yaptığını veya ne işe yaradığını rahatlıkla öğrenebilirler. Peki şimdi nereden çıktı bu Delikçi Memed işi derseniz mahallenin dölleri rahat bırakmadığı için delikçi memed ister istemez bu olaya müdahil olmak zorunda kaldı.

Konumuza gelince konumuz Samsunspor, bazı okurlar şu işe bir el at diye ısrar edince dayanamadım ve yazmaya karar verdim. Tabii bu işin şakası işin ciddi boyutuna gelince son günlerdeki Samsunspor üzerinde yapılan spekülasyonları ve düşmanlık noktasına gelen gerilim beni de bir hayli rahatsız ettiğinden olaya farklı bir noktadan bakmak kaydı ile görüşlerimi siz değerli okurlarımla paylaşacağım.

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki ben takım işinden anlamam, her ne kadar Samsunspor yüzünden bir hayli sıkıntı çekmiş isem de bu spordan anladığım anlamına gelmez. Benim o dönemde Samsunspor'a destek olmamdaki asıl neden şehrin takımının Süper Lig'e çıkması için taşın altına elimi koymaktı ama çileyi biz çektik sefasını başkaları sürdü, umarım gün gelir her şey tüm detayları ile ortaya çıkar.

Her fırsatta Trabzonlu olduğumu söylerim, zira aslını inkar edenler soysuzlar olduğundan riyakarlık yaparak yok şu zaman dedelerim geldi, bu zaman böyle oldu deyip riyakarlık yapacak değilim. Ben Trabzon'un Of ilçesi'nde dünyaya geldim, ilkokul üçüncü sınıftan itibaren bu şehirde yaşıyor, bu şehrin ekmeğini yiyor, bu şehrin her nimetinden istifade ettiğim gibi her külfetine de katlanan bir insanım. Bu şehri her türlü sömüren insanların nereli olduklarına bakmaksızın gözlerinin yaşına bakmadan onlarla mücadele ediyorum. Mahkemedeki davalarımın yüzde doksanı Trabzon kökenli insanlar olduğu bir gerçektir.

Samsunspor bu şehrin ortak markası, ortak değeri ve küme düşmemesi için her türlü fedakarlığı hepimiz çekinmeden, kıvırmadan yapmak zorundayız. Küme düştüğünde bunun suçlusu sadece kulubü yönetenler değil, hepimiz olduğunu da unutmayalım. Burada asıl sorun Trabzon – Samsun kavgası değil Samsunspor Kulübü'nün küme düşmesi sorunudur. Bu sorunun nasıl halledileceğine gelince herkes kulüp başkanını ve teknik direktör Vladimir Petkoviç'i suçluyor. 70'li yılların sonunda benzin ve yağ bulamayan insanlara Süleyman Demirel'in verdiği 'Benzin vardı da biz mi içtik' misali iyi futbolcu vardı da, kulüp başkanı ile hoca mı oynatmadı. Peki neden iyi futbolcu yok, çünkü para yok. Parası olan varda Yozgat'a gidip camii yapıyorlar. Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse Kazım Yılmaz spordan anlamasa da adam kimseye dilenmeden bu işi götürdüğü bir gerçek. Peki Kazım Yılmaz'ı bu kulübün başına getiren insanlar neden arkalarından çekildiler, hatta daha önce verdikleri paralarla ilgili kulübe haciz getirdiler derseniz izin verin onu da yazayım, zira bu şehirde onu yazacak ne köşe yazarı, ne spor yazarı, ne de gazeteci olmadığından bu iş de Delikçi Memed efendiye düştüğünden onu da yazayım.

Kulübü Kazım Yılmaz'a teslim edenlerin asıl amacı kulübü şirketleştirip, kendi kontrollerine aldıktan sonra babalarının çiftliği gibi kullanmaktı, bu işi fark eden siyasetçiler, bürokratlar ve kanaat önderleri Kazım Yılmaz'a bu işi yapmaması yönünde telkinlerde bulununca Kazım Yılmaz'da kulübü şirketleştirmedi. Bunun üzerine Kazım Yılmaz yönetiminde ki bazı isimlere etkili şahsiyet veya şahsiyetler bu isimleri yönetimden istifa ettirmekle kalmayıp, kulübe icra dahi getirerek kulübün küme düşmesi için düğmeye bastılar.

Bu gerçekleri bu şehirde herkes bilmesine rağmen hiç kimse seslendirmiyor, Kazım Yılmaz'ı günah keçisi ilan edip işin içerisinden çıkmaya çalışıyorlar, kimse yalandan deliliğe vurmasın bu şehirde herkes olan biteni görüyor ama kimsenin gıkı çıkmıyor. Kazım Yılmaz ile karşısındaki adamla arası çok iyi olan gazeteciler ikili oynuyorlar her ikisine bir yandan gaz veriyorlar, diğer yandan ise masum rollerine girip güya kulübü çok sevdiklerini söyleyecek kadar iki yüzlü davranıyorlar. Bu işleri anlatabilmek için geçen hafta İstanbul'a gittim, muhatabım bana verdiği randevuya sadık kalmadığı için gerçekleri buradan sizlerle paylaşmak zorunda kaldım, sizin anlayacağınız iş delikçi memed efendiye kaldı. Ancak böyle olması daha iyi oldu, her şeyde hayır olduğu gibi bu işte de hayır olduğunu düşünüyorum, zira ta Yozgat şehrinde camii yapan zihniyet kendi şehrindeki kulübü kontrolüne alamadığı için icra getiriyorsa bunu kamuoyu bilmeli. Önümüzdeki günlerde bu konudaki yazılarım da devam edecek. Kalın sağlıcakla


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR