DEVLETİN MALI
Gün açarken ana yoldan tomruk yüklü bir kamyon geçti. Kamyon hedefine doğru yol alırken ben yıllar öncesine ve kamyonun geldiği istikamete yöneldim.
1987 yılı Çarşambanın bir köyünde vekil öğretmenim. Köyün adı Konukluk, adı gibi bir köy, gece gitseniz oraya hangi evin kapısını çalsanız sizi misafir ederler. Ellerinde ne yiyecek varsa bölerler, saygıyı görürsünüz orada. O köyden sonra Amasya iline bağlı köyler başlar, ulaşım kolay değildi o dönem, ya odun kaçakçılığı yapan kamyonuna rastlayacaksınız, ya ilçenin haftası olduğu günü bekleyerek ihtiyaç karşılamaya giden köylülerin traktörüne bineceksiniz veya hiç birini bulamazsanız birkaç saat yol yürüyerek günü birlik ilçeye giden minibüste yer bulacaksınız.
Misafire karşı oldukça duyarlı olan bu insanlar, ormancılarla çok iyi geçinmek zorunda idiler. Ormancı geldiğinde özel olarak ağırlanırdı. Ormaniye diye adlandırdıkları kurum onlara ağaçları korumaları için belli alanları tahsis etmiştir . Genelde kış mevsimi hariç gurbette çalışmaya giderdi köy halkının büyük bir bölümü kışın ise köylerine dönerdiler. Köyde kalanların bir bölümü de yasal olmayan odun kaçakçılığı yapardı. Nakliye işini çok düşük modelli kamyonlar yapardı. Yakalandıklarında kamyon gitse de ardına pek bakılmazdı.
Bir çok kez bu kaçak kamyonlarıyla ilçeye gittim. İlçenin Pazar haftası olduğu gün kamyon bir gün önceden odun, üzerine ot, saman yüklenir,onların üzerine de ilçeye inen insanlar oturtulur. Odun nereye bırakılacaksa üzerinde gelen ot veya samanla oraya indirilir,alış veriş yapılır akşam köye dönülürdü.
Bir gecede baraja kaçak odun getiren kamyon ile yolculuk yapıyorum, yol üzerinde iki kontrol noktası var. İlk kontrol noktasına yaklaşıldığında araç ışıklarını söndürdü ve bekledi. Kontrol noktasında ışıklar sönünce yoluna devam etti. Bir sonra ki kontrol noktasına uğramamak için yol değiştirildi. Onca ağırlıkla yüklü kamyon kapatılmış far ile dere içinden o bölgeyi geçerek yükün boşaltılacağı baraj inşaatına ulaştı .Kamyon tartıya girdi, yükü boşalttı, tekrar tartıya girdiğinde ilçenin orman kontrol ekibi geldi, kamyonu incelediler ama odun çoktan inmişti. O zaman köydeki ağırlamanın nedenini daha iyi anladım
Başka bir gün iki orman muhafaza memuru köye geldi, iki gece kaldı, bu esnada onları için hazırlanan kamyon yüklenmiş Samsun'a gitmek üzeri yola çıkmış bende onlar ile birlikte Samsun’a kadar yolculuk etmiştim. Yol üzerinde ki hiçbir kontrol noktasında durulmadan sabaha karşı şehre ulaştık . Araçtaki memur ile vedalaştık o gideceği son noktaya doğru devam etti.
Sizce ne yapmıştılar o odunu, ağaçları koruyanlar.
Ülkenin asıl sorunlarından bir tanesidir çıkarların kutsal sayılan bazı değerlerden daha ön planda tutulması. Siz nasıl tedbir alırsanız alın bir takım insanlar menfaatleri için o tüm tedbirlerin aksayan bir noktasını bulur ve oradan ona gelecek olan getiriyi düşünür.
Hangi meslek dalında olursa olsun bu zihniyetle karşılaşmanız mutlaktır. Siz istediğiniz kadar devletin malını, onun üzerinde hakkı olanlardan veya verilecek cezalardan bahsedin, kişinin ahlaki yapısında bir sorun var ise bu hırsızlığın önüne geçemezsiniz.
Bunun örnekleri oldukça fazla, siz kişinin ekonomik durumunu oldukça rahat bir pozisyona getirseniz de o bunu yapacaktır. Ülke bir silah üretiyor, ki ilk kez kendi silahını üretiyor devlet, başında ki müdür o silahın bilgilerini yabancılara satarken yakalanıyor.
Devlet ilaç desteği sağlarken insanlara, bir bakıyorsunuz ki bu ilaçları terör örgütüne aktarmak için kurulan şebekenin içerisinde o ilaçları yazan doktorları görüyorsunuz.
Bu ve buna benzer olayların önüne geçmek mümkün müdür, kesinlikle hayır. İnsanların aç gözlülüğü tamahkarlığını ne cezalar nede inançlar durdurabilmektedir.
İzmit geçiş köprüsünün yapım aşamasında kopan halattan kendisini sorumlu tutan Japon mühendisin intiharını herkes duymuştu. O mühendisin inancı her ne olursa olsun, o yaptığı işe inanmış ve bu ahlak ile yetiştirilmişti.
Amerika Birleşik Devletlerinin 16. Başkanı Abraham Lincoln , eğitimsiz çiftçi anne babanın ilk çocuğu olarak dünyaya geldi.Amerikan başkanlığına kadar yükseldi, kölelik onun zamanında kaldırıldı. Bu başkanın oğlunun öğretmenine yazdığı bir mektupta,
‘’ Ona kazanılan 1 doların bulunan 5 dolardan daha değerli olduğunu öğret’’ diyor. Her aile çocuklarına doğruluğu mutlaka anlatıyordur. İslam inancına sahip bir ülkede yaşıyoruz. Ayet ve hadislerin bu konuda öğrettiklerini hepimiz bir kere duymuş veya bir yerde okumuşuzdur. Sonuçta elinde ki ile yetinmeyip kendine ait olmayan maldan kazanç sağlamaya çalışan insanların hiçbir zaman eksilmediğini görmekteyiz. İnancına saygısı olmayan insanların devletine ve milletine de saygısı olmaz. Ne öğretirseniz öğretin olay kişiliklerde bitiyor, o kişilikte öncelikle aile içinde şekilleniyor.
Unutulmamalıdır ki, çocuk ailenin aynasıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.