Dilenmek
Dünyanın en eski mesleklerinden birisidir dilencilik. Ustalık gerektirir, beceri gerektirir, oyunculuk gerektirir ,ciddiyet gerektirir. Hem ciddi bir rol yapacaksınız, hem işinizde ciddiyeti muhafaza edeceksiniz. Şaka yapamazsınız mesela dilenirken, ses tonunuz eziklik üzerine kurulmuşsa konuşmanın yarısında o tonu değiştiremezsiniz, hem yüzünüzde ki acıyı değiştirmeyeceksiniz, hem ses tonunu hemde anlattığınız hikayeyi el kol hareketleri ile desteklerken yüzünüzde ki mimikleri ona eşlik ettireceksiniz. Herkesin harcı değildir.
Suriyeli dilencilerin öğrenmesi gereken çok şey var bizimkilerden. İki grup arasında en belirleyici olan konulardan bir tanesi dil sorunudur. Dil olmayınca acıyı yansıtamıyorsunuz. El kol hareketlerini ekle-yemiyorsunuz anlatımınıza, katı bir acı ifadesi veya normal bir olay havasında açılan el. Oyunculuk,mimik ,ciddiyet,tondan yoksun yavan bir dilenme.
Saatler çok önemlidir aslında, geldiğiniz bölgenin özelliklerini bilmiyorsanız ,orada aynı işi yapan insanları inceleyin. Ekipmanınızı kontrol edin, cümbür cemaat dilenmeye gitmeyin. Akşam hava kararmak üzereyken evine yorgun dönen insanların önüne çıkıp para isteyemezsiniz. Sabah erken saatte işe gitmenize de gerek yok, gece karanlığa kalmanıza da gerek yok. Kısaca mesaiye hiç gerek yok.
Ama Suriyeli dilenciler öyle değil, gece saat on, mert ırmağı bulvar köprüsü. İki yetişkin erkek, iki kadın, 4 çocuk, bana doğru yaklaşırken önde olan çocuklar ellerini açtı. Muzip bir tebessüm var yüzlerinde, baktılar benden iş çıkmayacak yürümeye devam ettiler. Bayanlar ile aynı doğrultuya geldik, bir tanesi sesini çıkarmadan elini uzattı. Hemen köprünün sonuna gelindiğinde durdular, kadınlar çocuklarla kahvehaneye giderken erkekler köprü başında bekli yordular.
Mekanda önemlidir bu konuda, ara caddelere postu serenden tutun, kalabalığın olduğu yerlerde, işlek camilerde ,hastahanelerde,yer edinenlere kadar sabit olanlarına rastladığınız gibi, alanda gezinenlere rastlamanız da mümkündür. Hatta yanılıp yardım ettiğiniz seyyar bir dilenci, iki sokak ötede yine karşınıza çıkabilir. Bunların ‘’Biraz önce verdim ya’’ dediğinizde ‘’Pardon’’ diyenleri çok şeker. Hiç karşılaşmadığınız birine ‘’ Az önce verdim ya’’ dediğinizde sizle tartışmaya girmeyerek yüzünde ki acı ifadeyi birden umursamaz şekle sokanların iş ahlakından uzaklığı ciddiyetsizlik belirtisidir. Ola ki meydan da dilenen genç bir kız ile karşı karşıya iseniz, ‘’Neden çalışmıyorsun ?’’ sorusunu, kaba bir dille size iade etmeleri mutlaktır. Problem çıkmamasını istiyorsanız sessizce uzaklaş malısınız.
Hafta sonu Fakültede hasta ziyaretinden yaşlı annemle çıkıyoruz. Kapı önünde bir kadın yanında çocuğu. Annemin kolunu tuttu,’’ Hastahaneye geldik, Çorum'a dönecek paramız yok yardım eder misin’’ dedi. Annem 20 lira verdi, bana döndü, 5 lirayı uzattım 10 lira daha annem alıp dilenciye verdi. Parktan arabayı aldık, kavşakta 15 dakika bekledik ve anneme olayı izlettim. O süre içerisinde 6 kişi cebine uzanmıştı.
Eski Doğum hastahanesinin orada ki ışıklarda araç ile beklerken hemen ilerde sırtında özürlü bir çocuğu taşıyan adamı far kettim. Yanlarında durdum, gidecekleri yere kadar götürebileceğimi söyledim. Biraz uğraşarak çocuğu oturttuk, babası yanına ben şoför koltuğuna geçtim. Nereye gideceklerini sordum,’’ Tekkeköy’’ dedi adam. Hareket ettik, yardım isteği başladı, ‘’Evinize bırakacağım ancak bunu yaparım’’ dediğimde, İlim Yaymanın ışıklara gelmiştik, adam ‘’ Beni doğumun karşısında bırak ‘’dedi. Aldığım yerin karşısında adamı indirdim.
Bunlar işlerini yapıyor, ya yarışma adı altında bin bir rol yaptırılıp, kendini jüriye beğendirme yarışına girenlere ne denmeli.pardon onlar yarışmacıydı. Her radyo programında bir şarkının ardından çıkıp, son iki ürün kaldı, çok yoğun aramadan dolayı hatlar kitlendi deyip, sonraki bir çok programda bitmeyen 2 yi anlatan adamların yaptığı nasıl bir dilencilik tir. Pardon oda reklamdı değil mi ?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.