Diş Sağlığında İbre Hızla Düşmekte!

Türkiye Dişhekimleri Birliği Genel merkez Üyesi Dt. Abdullah İlker ve TDB Genel Başkanı Prof.Dr. Murat Akkaya, ülkemizin ağız diş sağlığı haritasında ki   hızla düşüşe ilişkin   söylemlerini siz okurlarımızla paylaşmak istiyorum! Çünkü sevgili okurlarım bende dahil olmak üzere yumurta kapıya dayanmadıkça ağız ve diş sağlığımıza hatta genel sağlığımıza önem vermiyoruz. Daha geçenlerde Kayseri"de 16-17 yaşlarında su gibi bir gencimiz apse yapan dişlerini dişhekimi çekmedi diyerek sahte dişhekimine gidiyor. Sahte dişhekimi gözünün yaşına dişinin apsesine bakmadan   çekiyor ve kana karışan apseden dolayı gencimiz yaşamını yitiriyor. İşte bu nedenlere dayanarak siz okurlarıma bıkmadan ve usanmadan sağlığımızı nasıl korumalıyız sağlığımız için neler yapmalıyız konularını bilim adamlarından ve konunun uzmanlarından aldığım bilgileri sizlerle anında paylaşacağım. Tıp ki şimdiki yazımda olduğu gibi!...

 "Türkiye"de geçen yıl yapılan diş tedavi işlemleri, ideal rakamların çok altında. Diş hekimlerinin yeni istihdam koşulları temel insan haklarına aykırı. Tedavi işlemleri hem sağlık sorunlarını hem de tedavi giderlerini arttıracak türde. Buna karşın Türk Dişhekimleri Birliği, 32 Avrupa ülkesinde kamuda çalışan diş hekimlerinin toplam diş hekimine oranının Türkiye"de oldukça yüksek olduğunu açıkladı.
Türkiye"de hiç diş hekimine gitmeme oranı 5 yaşındakilerle yüzde 82 iken, 12 yaşındakilerle yüzde 41 ve 15 yaşındakilerle yüzde 41 oranında. Diş hekimine gitme sıklığı da Avrupa"nın oldukça gerisinde.
biz bu kadar mı bilinçsiz bir halkız sevgili okurlarım. Verilen oranlara bakın lütfen. Bu kadar da olmaz dedirten rakamlar. Devam ediyoruz:  TDB yöneticilerinin anlatımlarına: “Yine çürük prevalansı bütün yaşlarda yüksek. Çekim gereksinimi 5 yaş grubunda yüzde 10"dan 35-44 yaş grubunda yüzde 26"ya yükseliyor. Türk Dişhekimleri Birliği (TDB), Türkiye"de ağız-diş sağlığı göstergelerinin gelişmiş ülkelerin çok gerisinde olduğunu belirterek, kamunun yetersiz hizmete mahkûm edildiğini ve hastalıklarının arttığını, buna bağlı olarak tedavi maliyetlerinin yükseldiğini açıkladı. TTB Genel Başkanı Prof. Dr. Murat Akkaya, “Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası” dolayısıyla bir basın açıklaması yapmıştı. Açıklamasında  muayenehaneleri kapsayan bir ağız-diş sağlığı politikası oluşturulması gerektiği bildirildi. Ağız-diş sağlığında Türkiye"de mevcut durumu değerlendiren Akkaya, erişkin yaşta yüzde 15,9 olan diş fırçası olmama yüzdesinin yaşlı grupta yüzde 39,2"ye çıktığını vurgulamıştı.
Akkaya, açıklamada şunları kaydetti: “Ülkemizdeki ağız-diş sağlığının durumuna baktığımızda ise; bir yandan kamuda diş hekimi istihdamı artarken, diğer yandan yeni tesisler kurularak, devletin temel görevi olan koruyucu hekimlik yerine döner sermaye gelirlerini arttırmak üzere planlanmış tedavi edici uygulamalara yönelişi görmek mümkündür.”

Türkiye"de kamu çalışanı fazla

TDB, 32 Avrupa ülkesinde kamuda çalışan diş hekimlerinin toplam diş hekimine oranının ortalama yüzde 11, Türkiye"de ise yüzde 24 olduğunu kaydetti. Bazı  Avrupa ülkelerinde kamuda diş hekimi bulunmadığına dikkat çekildi.  Ayrıca, ülkemizde diş hekimlerinin yeni istihdam koşulları (4/B); temel insan haklarına, mesleki onura yakışmayan ve işlemde nitelik yerine, ne pahasına olursa olsun daha fazla hasta bakma gibi popülizmi öngören bir yaklaşımla hastaların uzun vadede sağlık sorunlarının ve tedavi giderlerinin artmasına neden olmaktadır.

Hızla fakülte açılıyor

Akkaya, Türkiye"de özellikle 1990 yılından itibaren hiçbir plan ve program yapılmadan, teknik ve fiziki altyapıları hazırlanmadan ve öğretim elemanı açığına karşın hızla diş hekimliği fakülteleri açıldığını bildirdi.  Birlik, Türkiye"de nüfus artış hızı yüzde 1.31 iken, diş hekimliği fakültelerinden son 5 yılda mezun olanların ortalama artış hızının yüzde 17.13 olduğunu bildirdi. Akkaya, “Nüfus artış hızı, diş hekimliği hizmetlerinin kullanımı ve diş hekimi artış hızı göz önüne alındığında insan gücü planlamasının herhangi bir bilimsel altyapıya dayanmadığı görülmektedir” demişti.
24 bin diş hekimi görmezden geliniyor

Ağız-diş sağlığı hizmetleri tutarının, AB ülkelerinde KDV"den muaf olduğu, fakat Türkiye"de hastalardan yüzde 8 oranında KDV alındığı bildirildi. TDB, ağız-diş sağlığı hizmetlerinde hizmete erişimi engelleyen maliyet faktörlerinden biri olan KDV"nin kaldırılması gerektiğini açıkladı. TDB"nin asgari muayene ve tedavi ücret tarifesinin 2008 yılından bu yana Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmadığı ve diş hekimi emeğinin değersizleştirildiği bildirildi. Açıklamada şunlar kaydedildi: “Uygulanan yanlış politikaların en belirgin sonucu; ağız-diş sağlığı göstergelerinin gelişmiş ülkelerin çok gerisinde olmasıdır. Diş hekimliği mesleğini yakından ilgilendiren hizmet alımı, uzmanlık, TDB asgari muayene ve tedavi ücret tarifesi, özlük hakları, yeni diş hekimliği fakültelerinin açılması vb konularda 24 bin diş hekimini, onların örgütlü gücü dişhekimleri odalarını ve TTB"yi görmezden gelmeye devam eden Hükümeti, Anayasa ve yasaların meslek örgütümüze verdiği yetki ve sorumlulukları tanımaya çağırıyoruz dediler.” Fakat sevgili okurlarım ve eğer okurlarsa ki okuyan dişhekimi arkadaşımız çok sayıda. Bence sizlerde elinizden gelenizi ardınıza koymamalısınız. Taşın altında birazda sizin elleriniz olmalı hep tanıdık ve bildik dişhekimlerinin yanında yeni ve genç dişhekimleri de olmalı. Bunu ben dışarıdan birisi olarak gözlemlediğim için yazıyorum. Ne zaman odların veya sendikaların etkinlerini izlemeye gitsem kesinlikle hep aynı tanıdık insanlar var. Kesinlikle bütün yapılar için söylüyorum her gün yeni yeni kişiler haklarının alınması için mücadelede ki saflarda yerlerini almalılar. Aksi takdirde neler olacağını aslında siz bizlerden daha iyi biliyorsunuz. Ya aç kalırsınız yada gider ciğeri beş para etmeyen birinin yanında kul köle olarak yaşamınızı sürdürürsünüz. Bence siz mesleğinizin onuru ve haklarınız için kimseye kul köle olmayın hak alma mücadelesinde en ön safta yerinizi alın. Yoksa elinizdeki hazır işlerini özel sektörlere peşkeş çeken kamu çalışanlarından bir farkınız kalmaz ve de kalmayacaktır. Sonunuz onlardan daha da berbat olacaktır. Merak ediyorum bundan böyle etkinliklerine gittiğim her yapıda özel olarak notlar almaya çalışacağım yine aynı şahıslarla mı mücadelede bulunuyorlar özellikle incelemeye çalışacağım. Bu arada çuvaldızı kendime de batırmayı eksik etmeyeceğim. Bende özelleştirilen bir yerde çalışıyorum ve sesimi sendikamın izin verdiği kadar çıkarabildim. Sendikam sustuysa bende sustum. Sendikam eylem yapacağız dediyse bende eyleme iştirak ettim. hiçbir yapıda odada sendikada bireysel olarak eylem veya etkinlik yapılamadığı için bir elin nesi var iki elin sesi var mantığıyla hak alma mücadelesinde hep birlikte olalım. Saygılarımla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR