Konumuza girmeden önce dikkatimi çeken bir detayı paylaşma gereği duydum. Geçtiğimiz cumartesi günü KADEF’e adaylığını ilan eden bir arkadaşın basına servis edilen fotoğrafını görünce bu olmadı dedim. Olmayan neydi derseniz; İlkadım Belediyesinde başkan yardımcısı olan bir arkadaş adaylığını ilan eden arkadaşın yanında basına poz vermesi ben bu adayı destekliyorum anlamına gelir. Ben bu hemşehri derneklerinin bir işe yaradıklarını düşünmem, zira bugüne dek bu derneklerde görev alan yöneticilerin çoğu ya çoluk çocuklarını belediyelerde işe koydular ya meclis üyesi olmak istediler ya da belediye başkan adayı olmak istediler bunun dışında hemşehrileri için iş yapanına şu ana kadar rast gelmiş değilim. O yüzden de hiçbir toplantılarına katılmam, ilgilenmem, ciddiye de almam. Ancak bir belediye başkan yardımcısının ki meclis üyeliğinden başkan yardımcısı olmuş bir arkadaşın adaylığını ilan eden bir kişinin yanında oturup basına poz vermesi olacak şey değil. Bu, belediye başkanına zarar verir, taraf olduğunu ilan etmiş olur. Hiç şık bir davranış olmamış. Bu konuyu WebTV’deki programımızda da işlemeyi düşünüyorum, arkadaşlarımla istişare edeceğim, konuşalım derseler konuşacağız.

Gelelim yazı başlığımıza; son yazımda yapılacak kongrede MKYK’ya girmemesi gerekenlerin başında Vezir Hazretlerinin olduğunu belirtmiştim, aynı sözümdeyim. Sadece Vezir Hazretleri değil, eski MKYK’dan yüzde sekseni olmamalıydı ama yine yazımda dediğim gibi büyük bir mücadele vardı. Mücadele sonunda Tayyip Bey, kimseyi küstürmemek adına Erkan Kandemir’i de koymuş, Efkan Ala’yı da koymuş, Mustafa Elitaş’ı da koymuş, Ali İhsan Yavuz’u da koymuş, Arınç’ın oğluyla Gökçek’in oğlunu da koymuş, seçim kaybeden eski belediye başkanlarından da koymuş… Sizin anlayacağınız mevcut dengeleri korumak adına eski ekibin tamamını koymuş. Peki, yerel seçimlerde ülkenin büyük bir bölümünün kırmızı renge dönmesine neden olan ve yaptığı yanlış tercihler nedeniyle AK Parti’ye büyük bir hezimet yaşatan genel başkan yardımcılarını tekrar MKYK’ya koymanın anlamı nedir? Yerel seçimlerden sonra günlerce morali bozuk bir biçimde halkın huzuruna çıkan ve “Halkın verdiği mesajı çok iyi anladık.” diyen Reis, böyle bir hatayı neden yaptı anlamış değilim. Hepsi bir yana, Fatma Betül Sayan gibi kamuoyundan ciddi tepki alan birini o listeye nasıl koydu, onu da anlamış değilim. Yazı başlığında da dedim ya eski tas eski hamam. Hiçbir şey olmamış gibi mevcut isimlerle yola devam etmek istemesine Allah selamet versin seçimlerde bunun sonucunu görürsünüz demekten başka denilecek bir şey bulamıyorum.

MKYK çok önemli değil, ayda bir toplanır. Karar verme organı gibi gözükse de asıl karar vericiler MYK’daki genel başkan yardımcılarıdır. Bakalım orada ne yapacak, mevcut yönetimle yola devam ederse çok daha vahim olacağını kendisinin de bilmesi lazım. Gerçi 78 kişinin öldüğü otel yangınından sonra turizm bakanını görevden almak yerine nerede bir üçüncü sınıf pansiyon, konaklama tesisi varsa onları kapatma kararı alması en büyük hatalarından biriydi. Orada yapılması gereken şey otele ruhsat vereninden, yangın merdiveniyle ilgili denetimi yapmayanına, denetlemekle görevli bakanlık yetkililerinden tut bakanına dek herkesle ilgili eşit muamele yapacak şekilde bir uygulama yapılmasıydı. Böylece halkın gönlüne taht kurulurdu ama maalesef yapılmadı. Her ne hikmetse AK Parti artık ders alan değil cezalandıran bir parti olarak karşımıza çıkıyor. Bu da ömrünü kısaltmadan başka hiçbir işe yaramayacağını bilmelerine rağmen ısrarla aynı politikaları uygulamaları onlar adına fevkalade üzücü bir durum.

Son olarak bir hususa daha değinip konuyu kapatmak istiyorum. Siyasette başkalarının önünü keserek kendi önlerini açmak isteyenlerin ömrü çok kısa olmuştur. Tayyip Bey’in önünü kesmek isteyip bir şiir yüzünden ceza almasını sağlayanların tamamı siyaset sahnesinden yok olup gitti. Bunu bizatihi yaşayanlar şimdi Ekrem İmamoğlu’nun önünü keserek sonuç alacaklarını zannediyorlarsa çok yanılırlar. Bu toplum çok enteresan bir toplumdur. Önüne dayatmayla kimi getirirseniz getirin asla oy vermez. Ekrem İmamoğlu’nun önünü tıkarsanız Tayyip Bey’in karşısına kimi koyarsanız koyun halk onu seçer, bunu bir kenara not edin. Toplum mühendisliği yaparak siyaset yapanlar hep tarihin derinliklerine gömülüp gitmişlerdir. Halkın gönlünü alarak siyaset yapanlar bedelini canlarıyla ödeseler dahi her zaman kahraman olmuşlardır. Bu gerçekleri de hatırlatarak sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.