Esnaf Dernekleri Nerede?
Haftaya, komşu ilçelerden şehrimize yolcu taşıyan minibüs ve otobüs esnafının, büyükşehir belediyesinin kendileri ile ilgili olarak almış olduğu kararı protesto etmek için giriştikleri eylemin yankıları ile başladık. Salı günü, büyükşehir belediyesi önünde devam eden gösteriler şimdilik durulmuş görünüyor.
Benim dikkatimi çeken husus, Samsun esnafının konuya olan duyarsızlığıydı. Konunun doğrudan muhatabı olanlar dışında, hiç bir dernek ya da odadan ses çıkmadı. Oysa, konunun doğrudan etkilediği kişilerin başında bu esnaf kesimi gelmektedir. Lokantacıdan konfeksiyoncuya, nalburdan hırdavatçıya kadar tüm esnaf bu uygulamadan etkilenecektir. Şoför esnafının yanında bunlarında yerini alması, öncelikle, kendi çıkarlarınaydı.
Protestonun, etrafı kırıp dökmek, başkalarına zarar vermek, hastaları yollarda bekletmek olmadığını da belirteyim. Protesto, yasaların elverdiği oranda tepkiyi ortaya koymaktır.
Burada biraz çok bilmişlik yaparak, bu sonucun geleceğini önceki yazılarımda ön gördüğümü de belirteyim. 22 Ağustos 2009 tarihli yazımda, Kapalı kapılar ardında nelerin planlandığını bilmiyorum. Ancak, konunun önümüzdeki dönemde çok baş ağrıtacağı kesin. Yapılması gereken, düşünülenlerin bu günden masaya yatırılarak konunun kamuoyu ile paylaşılması ve sonuçlarına, tarafların hazırlıklı olmasıdır. demişim...
Ardından, uygulamanın diğer esnafımıza getireceği olumsuzluklar için de, Hem ücret hem de zaman kaybına neden olabilecek bu uygulamanın, bu istikametten gelen yolcu sayısında neden olacağı düşüşün, şehrin ticari hayatındaki etkilerinin neler olabileceğinin düşünülmediği veya önemsenmediği düşüncesindeyim. Şehirlerarası otobüs terminalinin hizmete girmesinden sonra, komşu il ve ilçelerden şehrimize günübirlik yolcu taşıyan otobüs ve minibüslerin şehir merkezine girişleri yasaklanmıştı. Şehir merkezine ulaşabilmek için ikinci bir araca binmek zorunluluğu doğunca yolcu sayısında hatırı sayılır bir düşüş meydana gelmişti. Bunun sonucunda, özellikle şehir merkezindeki perakendeci esnafın satışlarında büyük düşüşler olduğu, bizzat esnaflar tarafından dile getirilmişti. diyerek tespitlerime devam ettim.
Çözüm önerisi olarak ta, Artık büyükşehir olduk, bunu yapmak zorundayız düşüncesi, bugün için sakattır. Geçmişte sadece komşu il ve ilçeler için değil tüm bölge için ticaret merkezi konumundaki Samsun, ulaşım olanaklarının artması ile bu özelliğini yitirmiştir. Şimdi, sadece ilçelerimiz için geçerli olan günübirlik ticaretin, bu uygulamaların sonunda ne hale geleceğini kestirmek için uzman olmaya gerek yoktur. Bunlardan, her yönden gelen araçlar için şehir merkezinde garajlar oluşturulsun gibi bir sonuç çıkarılmamalıdır. Araçlar şehir merkezinden geçirilerek otogarda depolanabilir. (Batıdan gelen araçlar Belediyeevleri'nden, doğudan gelenler de Eğitim Fakültesi'nden dolaşarak otogara gidebilir) Doğudan gelen araçlar için Atakum civarında, batıdan gelen araçlar için de Belediyeevleri vaya Gülsan Sanayi Sitesi civarında garajlar oluşturulabilir. Yapılması gereken, iyi bir planlama ile, soruna kalıcı ve geleceğe dönük çözümler üretilebilmesidir. sonucuna vardım. Amaç üzüm yemekse bir yolu bulunur.
Şehir esnafı, şikâyete başlamadan önce, şoför esnafı ile beraber tepkisini göstermeliydi. Esnaf dernek ve oda yöneticilerinin, bu güne kadar hiçbir tepkisel açıklamasına şahit olmadık. Demek ki durumdan memnunlar. Daha doğrusu, üyelerinin durumundan habersizler. Sırça köşkte oturanlar, alttakilerin farkında olmazlar...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.