Mehmet Büyükalbayrak

Mehmet Büyükalbayrak

Biliyorsan Konuş...

Akşamları, fırsat buldukça, TBMM yayınlarını izlerim. Milletvekillerinin, konu hakkındaki konuşmalarını dinleyerek, vekillerimize puan vermeye çalışırım. Verdiğimiz, dört yıl süresince azli mümkün olmayan vekâletlerin nasıl kullanıldığını ve kimlere verildiğini anlamanın en güzel yolu olarak bunu buldum.

Dün akşam yine Meclis Televizyonunu izliyordum. “2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”nin 8. maddesi üzerindeki görüşmeler devam ediyordu. Kürsüdeki sayın milletvekili: “Şimdi, bu bölgenin yenilenmesi için ben şunu öneriyorum: Kentsel dönüşüm projesinde mutlak surette orada kat yoğunluğu vererek bu işin çözülmesi lazım, binaların yenilenmesi lazım. Nasıl? Şimdi Suadiye'de her şey, daireler Caddebostan'da, Pendik'te, Kartal'da, her yerde para ediyor ama burada yoğunluğu fazla verirseniz, kat beş katsa yedi kat verirseniz bina yenilenirse o zaman o bina depreme dayanıklı olur...

(Devamla) - Yani, yoğunluğu biraz fazla verip, katı biraz fazla verdiğiniz zaman binanın içerisinde oturan mal sahipleri binasını kat karşılığı verirlerse o zaman, biraz da az para verdikleri zaman bütün binalar yenilenir. Yoksa, Allah göstermesin, bir depremde inanın çok sayıda -işte bütün uzmanlar söylüyor- insanımız ölür, çok sayıda binamız yıkılır. Bu nedenle TOKİ'nin ve Bayındırlık Bakanlığının bu konuya el atarak kentsel dönüşüm kanunuyla ilgili bu çalışmaları yapmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum.” diyerek sözlerini bitirdiğinde, hayretten ağzım açık kaldı. İşin garibi konuşan muhalefet partilerinden birine mensup bir vekildi. Milletvekilinin adını vermiyorum. Merak edenler, TBMM 23. Dönem 4. Yasama Yılı 66. Birleşime (25/Şubat /2010) ait tutanakların 59. sayfasında vekilin adını ve konuşmanın tamamını bulabilirler.

Yoğunluğu artırarak eski binaları yenileme mantığının şehirlerimizi nerelere getirdiğinin görülmesi için, daha ne kadar beklememiz gerekecek. Kentsel dönüşüm alanı ilan edilen yerlerde emsal değerini (arsa üzerinde yapılacak binanın toplam alanının parsel alanına oranı) 4'e çıkarmakta sakınca görmeyen zihniyetin, sadece Samsun'da değil, TBMM'de de temsilcilerinin olduğunu görünce fazla şaşırmadım ama, eskilerin bir deyimini hatırladım: “Biliyorsan konuş, ibret alsınlar, / Bilmiyorsan sus ki adam sansınlar...”

Şehircilik ve planlama konularında hiç bir bilgisi olmayanların, belki seçmene de şirin görünme gayreti ile, Meclis Kürsüsünden yaptıkları bu konuşmalar, yerelde hemen karşılığını buluyor. Sonuç: Yaşanamaz kentler, sefalet yuvası mahalleler... Sosyal donatı alanlarından geçtik, gökyüzünü görebilmenin bile mümkün olmadığı sokaklar... Yani, Tokikent'ler...

Ak Parti giderse, TOKİ'nin kontrol altına alınıp asli görevine döndürüleceğini düşünüyordum. Safdillik etmişim. İktidara kim gelirse gelsin, TOKİ nimetlerinden faydalanmaya devam edecektir. Her konuda “özelleştirmeye evet” diyenlerin, söz konusu TOKİ olunca, devletçiliğin de ötesinde komünist düşünceye yönelmelerinin sebebi araştırılmaya değer...

Rant ekonomisinin insanları getirdiği nokta bu olsa gerek..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Büyükalbayrak Arşivi
SON YAZILAR