EZİLENLER
Özgürlükler ülkesi Amerika’ya ülkemizden kaçarak yerleşen gazeteci, bir haber ajansının muhabiri tarafından görüntüleniyor.
Ülkede, vatanını satmış, devletin her yerine girmiş elemanlarının verdiği haberlerle gazetecilik yaparak başarı gösteren bu şahıs, lüks içinde yaşarken, onlara hizmet eden, kendilerine ‘’Hizmet Er’’i diye verilen adın hakkını vermeye çalışan, resmen gariban takımının cebinden, nasibinden, çocuklarının nafakasından çaldıkları ile özgürlükler ülkesinde huzur içinde yaşıyorlar.
Hizmet erlerine ‘’Neden hocanız Amerika’da’’ dediğimizde, ‘’Amerika özgürlükler ülkesidir’’ diyecek kadar uyuşturulmuş beyinleri ile, işlerinden, ekmeklerinden olmuş ,sefalete bir adımları kalmışken hala onları kandıranlardan beklenti içerisinde ise, kandıranların Amerika’da huzur içerisinde yaşamasından daha doğal ne olabilir ki.
Ne kazandırdı size bu yapılanma dediğimizde, yükünü tutanların miktarının çok olduğunu görecektik. Onlar rahat yaşarken, çalıştıkları devlet dairelerinden eşi ile birlikte kovulanlar hala umut içerisinde durumun düzelmesini beklemektedirler. İşte bu beklenti devletin derinliklerinde hala daha aktif durumda olan hücrelerin olduğunun göstergesidir.
Aslında Müslüman olduğunu söyleyerek elde ettiğiniz haksız kazançlar sayın bunları demek gelse de insanın içerisinden ,çocuklarını gördüğünüz zaman suskunlaşıyorsunuz. O çocuklar bunu hak etmemişti, onların haklarını Amerika’da sefa içerisinde yaşamaların cebine koyan sizlersiniz. Çocuklarınızın yüzüne bakarken hiç utanıyor musunuz ?
Oysa devlet o kadar uzak değildi size, aileniz için,vatanınız için gidip devletinize pişmanlığınızı anlatmanız gerekiyordu. Mantık bunu ön görür,oysa sizler ne yapıyorsunuz ?
Devlet yöneticileri İran’a gittiğinde dilinizden düşürmediğiniz Muta nikahı meselesi vardı. Ülkesi veya insanlık adına bir şey bulmuş gibi, gördükleri yerde , bir çok sahte hesaplarıyla sosyal alemde gündem oluşturmaya çalıştığınız gibi, sürekli küçük oyuncaklar, hayaller ve beklentileri size sunarak umutla beklemenizi sağladılar.
Sizleri bu şekilde kullandılar, inandırdılar sonra kanınızı emdiler ve hala emmektedirler. Tüm ideolojik oluşumlar böyledir. Önce bir dava belirlenir, etkin olabileceğiniz gözlenirse, sizi kullanacak olan karanlık eller uzanır size o eli dost sanırsınız, sonra çevrenizde davanın hızlı savunucuları oluşur, onlar ceplerini doldurur. Davanın başındakiler ceplerini doldurur, en altta ceplerini,onurlarını her şeyini boşaltanlar olur. En alttakilerden bazıları ellerini uzatıp ne çalar salar onunla en hızlı dava adamı olurken, sadece inandırılmışlar kendilerini paralarlar. Kaybedenler o inandırılmışlar olur her zaman, kaybeden,umutla bekletilen,ezilen.
Hala anlayamadığınız olay, devlet olmadıktan sonra sizin hayallerinizin, düşüncelerinizin ne önemi var.
Siz devlet memuruydunuz ve işinizden atıldınız. Devlet memurlarının ideolojik düşüncelerini dışarıya vurmalarına ve bu yönde çalışmalarına karşıyım. Çünkü onları da sizin yaşadığınız son bekliyor. Bulunduğu makamda en yüksek seviye ulaşanların hayatlarının bir günde karardı, çocuklarınızın geleceğini bir günde çöpe attınız. Evlatlarınıza karşı sorumlusunuz, bu vatan uğruna şehit olan insanlara karşı sorumlusunuz. Bu vatana karşı sorumlusunuz. Sorumsuz olan, paranızla yurt dışına kaçtı, sefalet size kaldı.
Haklı olduğunuz konu yok mu ?
Mutlaka var, sizin bu duruma düşmenizi engelleyemeyen devleti yöneten iktidarlara karşı siteminiz olursa orada haklısınız, ama siz o devlete sitem değil düşmanlık ediyorsunuz. Sizi kullananlar, milletinizi,vatanınızı yok etmek isterken devlet yanlışı gördü ve pozisyonunu değişti, sizin yapacak olduğunuzda budur. Yanlışı görüp devletin yanında olmanız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.