Garciaya Mektubu Tersten Okuyanlar
Garcia'ya Mektubu Tersten Okuyanlar
Bir gün önceki yazıda Garcia'ya mektup getiren çavuşun görev anlayışını yazmıştık,bilinmeyen bir yerdeki şahsa bir mektup getirmek üzere yola çıkan kişinin görev verildiğinde nereye gideceğim ? mektubu vereceğim kişi kimdir ? oraya nasıl gideceğim ? türü sorular sormadan zorlu bir yolculuğa başlamasındaki göreve bağlılığını ve disiplininden söz etmiştik.
Bu günde ülkemizde yaşanılan olaylardan Garcia'ya mektup getiren çavuşun hikayesini tersten okuyup gelecekte oluşacak sonu görmeyerek yıkımı kendilerine eylem başarısı olarak görev edinip, ülkede çıkacak kaosu bile hiçe sayanlardan bahsedeceğim.
Gelecek sonu bir Suriye, bir Ukrayna olarak defalarca burada anlatmaya çalıştık, karşılığında ise, ülkemiz büyük bir ülkedir, eylemler bu ülkeyi yıkamaz iyimserliği ile, taş ,molotof atılarak yapılan eylemleri demokratik hak arayışı olarak lanse etmeye çalışanların tepkisiyle karşılaştık.
12 Eylül ihtilalini gören insanların, anarşi konusunda yaşadıklarını, devletin yönetilemediğini, ülkenin 10 yıl daha geriye gittiğini, pkk terörünün bu sayede hortladığını unutarak, eylemlere destek vermesinin, sendikaların sadece eylemlerde flamalarla boy göstermesinin nasıl bir mantık anlayışı olduğunu çözememiştim.
Halk tepkisini mutlaka göstermelidir, bu onun demokratik hakkıdır, inandığı bir davası vardır, beğenmediği olayları protesto eder, tüm bu faaliyetleri yasaların belirlediği çizgi içerisinde yaparsa, herhangi bir tepki ile karşılaşılmayacağını bilmelerine karşın, provokatörlerin devreye sokulmasıyla, eylemlerin seyrinin bir anda değiştirildiğinin bilinmemesi veya buna alet olunmasını anlamakta zorlanıyorum. Mantıklı yaklaşımda eylemin amacını aştığı görülmesi gerekirken, olayları yönlendirenler kalabalığı çok iyi kullanarak toplum psikolojisi üzerinden gelişmelere başka boyut kazandırabildiklerini, bunca yaşanılan olaylara karşın hala ders alınmaması tamamıyla mektup hikayesinin tersten okunması ile ilgisi olduğu kanaatindeyim.
Devlet yıkıcı eylemleri önlemeye çalışırken, millet adına vekillik yapanların ateşin üzerine benzinle gitmeleri Garcia'ya mektup götüren çavuşun hikayesini yanlış algılamasından kaynaklandığının göstergesidir. Eylemlerin ön saflarında boy gösterenler bir nevi kendi reklamlarını yapmalarına karşın, destek verdikleri eylemlerin sonucunda neler oluşabileceğini görememeleri halkta '' biz sizlerimi seçtik '' düşüncesini oluşturmaktadır.
Mantıklı bir düşüncede, yapılan eylemlerin iktidarın halk ayaklanması ile uzaklaştırılmasının provası olduğu görülür. Sonra insanlara basit sorular sorulur.'' Yarın sizin başa getirdiğiniz iktidarın aynı şekilde indirilmeyeceğinin garantisini verebiliyormusunuz ?'' ülke içinde ırksal, mezhepsel onca sorun çıkartılmaya çalışılırken, terör belası başımızda iken, halkın kutuplaştırılmasının dönüşü olmayan bir yolun başlangıcı olduğunu anlayamayacak kadar gerçeklerden uzakmısınız ?
Partizanlığı vatan sevgisinin, bayrağın önüne geçirilmesi nasıl bir anlayışa hizmet eder. Siz bu kafa yapısındaki insana bin kez mektup hikayesini okuyun, o hikayeye yine tersten bakar, bu iktidar gitsinde diyerek.
Ya köşe yazarlarına, basını elinde tutanlara ne demeli, ellerinde benzinle ateşin üzerine doğru koşarken, hangi ruh durumunda idiler. Amaç vatan için bir adım daha ileriye gitmek iken, onlar nasıl bir adım daha geriye giderizin derdindeydi.
İşte vatanın bir adım daha ileriye adım atma mücadelesinde, ona köstek olmaya çalışanların, kendilerini vatandan, devletten üstün görüp, geçmişten ders almayanların,devlete karşı başkalarının planladığı oyunun figüranları olma görevini disiplin ve sadakat içinde yapmaları oldukça ilginçtir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.