GEÇ DE OLSA DOĞRULAR ...
GEÇ DE OLSA DOĞRULAR ORTAYA ÇIKIYOR
Ülkemizde adalet mekanizması belki biraz ağır işliyor ancak olayların üzerine gidilmesi halinde yasal organların üzerlerine düşeni yaptığını görmekten mutluluk duyuyoruz. Dün bu mutlu günlerimden birisini yaşadım ve olayı dostlarımla, bazı meslektaşlarımla ve olaydan haberdar olan bazı insanlarla paylaştım. Bir yıl önce yaptığım bir şikayetin cevabı dün elime ulaştı, ancak bu zaman zarfında hayli ilginç çalışmalar yapılarak, şehrimizde yıllardır kendilerini dürüst olarak tanımlayan insanların gerçek yüzlerinin devlet tarafından yapılan titiz çalışma sonucu ortaya çıkmasını görmek çok güzel. Olay henüz savcılık aşamasında olduğundan detaylara girmek istemiyorum, ancak bazı olayları sizlerle paylaştığımda ne demek istediğimi ve geçmişte yaşadığım olayların nasıl çarpıtılarak kamuoyuna sunulduğunu rahatlıkla görme imkanınız olacak.
Gazetemiz kurulduğu günden beri ısrarla üzerinde durduğumuz konularla ilgili şahısların bizleri sindirebilmek için her türlü yasal, gayri yasal yola başvurmak sureti ile bizleri susturmaya çalıştıklarını hepiniz biliyorsunuz. Bu insanlarla uğraşma nedenimiz topluma, devlete, bulundukları makama ve partilerine vermiş oldukları zararı ortadan kaldırmak veya en aza indirmenin çabası idi. Yazdığımız yazıların ve yaptığımız haberlerin tamamına yakını ilgili makamlarca takibe alınması sonucu olaylarla ilgili şahıslar hakkında yasal takibatlar yapılmış ve birçok dava dosyası hazırlanıp, eski adı ile DGM, yeni adı ile CMK nun 250. maddesi ile yetkili ve görevli Başsavcı vekilliğine gönderilmiştir.
Bu dosyalarla ilgili geniş bilgileri ilerleyen günlerde sizlerle paylaşacağım. Bu evraka dayalı bilgileri okuduğunuzda eminim ki dudaklarınız uçuklayacak ve bu güne kadar söylediklerimde ne kadar haklı olduğumu bir kez daha görmüş olacaksınız. Olayların içerisinde iktidarından muhalefetine her partiden insanlar olduğu gibi, hiç ummadığınız haber ajansı müdürleri de var. Bilmem hatırlar mısınız geçtiğimiz yıl bu günlerde yaşamış olduğum saldırı olayını basına servis eden haber ajanslarından birisi sanki bana saldırılmamış da ben adam vurmuşum gibi haber yaptı, hatta hapishaneye gittiğimde görevli arkadaşlar aranızda alacak verecek mevzusu varmış, ondan bu olaylar olmuş deyince şaştım kaldım. Daha sonra gazetelere ve TV lere baktığımda sanki ben adam vurmuşum da karşımdakiler savunmaya geçmiş şeklinde haberlerin yapıldığını görünce olayın tamamen bir tezgah olduğunu ve bu tezgahta kimlerin olduğunu da teker, teker yazarak ilgili makamlara bildirmiştim.
Hatta o kadar enteresan bir tezgah hazırlanmış ki sormayın gitsin; yoldan geçmekte olan bir öğrenciyi vurmuşum, komada aylarca kalmış, beni hiç tanımazmış, mış, mış, mış. İşte tüm bu tezgahları çözen çok güzel bir çalışma yapılarak, olayları tüm gerçek yönleri ile ortaya koyan yeni bir iddianame hazırlanıp, Özel Yetkilerle donatılmış Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı"na (CMK nun 250. maddesi ile yetkili ve görevli) gönderildi. Bu iddianamenin detaylarını daha sonra sizlerle paylaşacağım, ancak şu kadarını bilmenizi isterim ki bu iddianame yayınlandığında yer yerinden oynayıp, şehirdeki taşların yeri değişecektir. Adam iktidar partisinin en etkili ve yetkili organında görev yapıp, muhalefet partisinin bir yetkilisi ile aynı çete davasında yargılanıyor ise ve bu durum savcılar tarafından tespit edilip, hakkında fezleke hazırlanmışsa bu adam ya siyaseti bırakıp, karanlık işlerle uğraşacak veya cezasını çekip, evine gidip oturacak. Eline hem iktidar gücünü hem de çete gücünü alıp, insanlara zulmedip, şehirdeki her türlü pis işlerle uğraşmaya kalkmayacak, kalkarsa akıbetinin ne olacağını herkes görecek. Diğer yandan görevi toplumu doğru şeylerle aydınlatmak olan haber ajansının başındaki adam veya adamlar habere takla attırıp, müftünün keçi çalması misali haber yapıp, zulme uğrayan insanları zulmetmiş gibi gösterecek şekilde haber yapıp, basına servis etmenin bedelini yasalar karşısında en ağır bir biçimde ödeyecektir, sadece yasalar karşısında ödemesi yetmeyecek, toplum vicdanında da hak ettiği yeri bulacaktır.
Peki bu saydıklarım cezasını çekecek de Vezir Hazretleri ne yapacak derseniz o uyanık, bu tip planlamalar yapılırken herkes bir şekilde kendisini açığa vurmuş, ya telefon görüşmesinden, veya arkadaşlarının ötmesi sonucu yakayı ele verirken Vezir Hazretleri işi ikinci elden yürüttüğünden şimdilik sıyırmış, sadece İtoğlu yakayı ele vermiştir. Yalnız şundan emin olunuz ki bizim Vezir Hazretleri"nin şayet dokunulmazlık zırhına bürünmeyi beceremez ise önümüzdeki süreçte Medresei Yusufiyyede hayli zaman geçireceğini bilmesinde yarar var. Zira son teftiş raporunu sizlerle paylaştıkça bunun ne kadar doğru olduğunu bir kez daha göreceksiniz. Dilerseniz geçmişte yazdığım yazıları ve bazı önemli haberleri hafızanızda canlandırın, önümüzdeki günlerde okuyacağınız belgeler kimin haklı, kimin haksız olduğunu görmenize daha iyi yardımcı olur. Bu günlük bu kadar yeteceği kanaatindeyim, kalın sağlıcakla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.