"HÂLİMİZ İLKEMİZ ÜLKÜMÜZ" HAKKINDA
M. HALİSTİN KUKUL
Yıllardır, öğretmenlik, lise müdürlüğü, il millî eğitim müdür yardımcılığı, vakıflar bölge müdür yardımcılığı gibi, eğitim ve kültür kuruluşlarındaki faaliyetlerini öncü bir isim olarak devam ettiren Bilâl Gürer, büyük bir birikimin netîcesinde, emeklilik döneminin ilk meyvası olarak,"Hâlimiz İlkemiz Ülkümüz" adını verdiği ilk kitabıyla yeni bir güzelliğe daha imza atmıştır.
Okumak, yazmak ve bu yolla yakından uzağa, beyinlere ve gönüllere ulaşmak, apayrı bir zevk, yorucu bir gayret olduğu kadar, bir yazar için sağlayacağını ümit ettiği fayda nispetinde azîm ve teşvik unsuru da olur.
Yazar veya şâir; yazdığı her cümlenin veya şiirindeki her mısrâın, kendini teşekkül ettiren hece ve kelimelerindeki feyizli mânâlar değerinde ferahlık bulur ve gönül huzuruna kavuşur.
Şüphesiz ki, her şey şimdi söylenmiyor. Fakat, buna rağmen, bilinmelidir ki, herkesin söyleyeceği bir şeyler de vardır ve mutlaka da olmalıdır. Öyleyse, yazmaya ehemmiyet verilmeli, teşvik edilmelidir.
" Hâlimiz İlkemiz Ülkümüz"ün ÖNSÖZ'ünde, yazar Bilâl Gürer şöyle diyor:
"Beşer olarak aczimizi, fâniliğimizi hissettiğimiz zaman, yüce yaratıcımız ALLAH'a sığınırız.
Yazılarımda, milletimin, başka milletlerin kültürel, siyâsî ve ekonomik tesiri ve hâkimiyeti altına girmemesi üzerinde durmaya çalıştım.
(...) Bilhassa, Türk kültürünün temel değerleri olan güzel Türkçe'mize yeterince sahip çıkamadık. Mukaddes dînimize ve şanlı târihimize gerekli ihtimamı gösteremedik.
Millî varlığımızı daha mükemmel hâle getirmek için, mîmârî, mûsıkî, şiir, roman ve her türlü sanat dalını geliştirerek, örf, adet, gelenek ve göreneklerimize sıkı sıkıya bağlı olarak sahip çıkmalıyız.
Kültürlerin birbirlerinden beslenmeleri tabiîdir. Ancak, emperyalistler tarafından bir program dâhilinde kültürel değerler yozlaştırıldığı zaman yok olma süreci başlar. Buna çok dikkat etmeliyiz.
(...) Türk gencinin hedefi; kendi millî kültürünü korumak, sevmek, benimsemek, geliştirerek; kendisini, atalarından ileride; çocuklarını da, kendisinden ileride olmasını hedef olarak seçmek ve Türk millî kültürünün gelişerek güçlenmesini ve korunmasını sağlamak olmalıdır." (Sf. 8-9)
Esere, "Bilâl Gürer ve Kitabı" başlığını taşıyan geniş muhtevâlı bir takrîz yazan Prof. Dr. Mustafa Özbalcı ise, şu değerlendirmeyi yapar:
"Dışa vurulmamış, zaman ve mekân boyutu kazanmamış, yani "kuvveden fiile çıkmamış" bir görüş ve düşüncenin, ne kadar güzel, anlamlı ve faydalı olursa olsun, hiçbir önemi yoktur. O sebeple, aydın olma sorumluluğu taşıyan herkes okumalı, düşünmeli ve hatta yazmalıdır. Yazılanların bir değer taşıyıp taşımadığına ancak zaman hükmedebilir ve değerli olmayanlar zaten tasfiye olup giderler. Fakat hiç bilinmez, bir yazı veya onun bir cümlesi, meçhul okuyucularından birisinin zihninde bir şimşeğin çakmasına veya yüreğinde yepyeni bir duygunun filizlenmesine yol açabilir. O itibarla, okuyup öğrenmekten çeşitli meseleler üzerinde düşünmekten, yeri geldikçe bunları yazıya dökmekten çekinmemek lâzımdır. Bir ülkede sosyal hayatın ve kültür hayatının gelişip zenginleşmesi de ancak böyle mümkün olur. " (Sf. 16)
168 sayfalık "Hâlimiz İlkemiz Ülkümüz", Bilâl Gürer'in husûsî neşriyatıdır. Esere, "Hâlimiz İlkemiz Ülkümüz" başlığıyla yazdığım takrîzden de, okurları, az da olsa bilgilendirmek bakımından birkaç cümle nakletmek isterim:
"Bilâl Gürer; "Hâlimiz İlkemiz Ülkümüz" adlı bu eserinde, bölümler hâlinde, zaman içinde, müşâhede ettiği ve bizzat yaşadığı hâdiselerden çıkardığı bâzı dersleri, birer ibret unsuru olarak paylaşmak istiyor.
İhmâllerimizin, gafletlerimizin, bananeciliğimizin, tembelliğimizin, birbirimize karşı güvensiz oluşumuzun, Türk milleti olarak, bizi getirdiği yerin hiç de olması gereken bir yer olmadığının tahlilini yapmaya çalışıyor.
Yâni; eser, bir cephesiyle, yaşanmışlıklarımızı/yaşadıklarımızı/ mâzîmizi tahlil ile, "Hâlimiz"i, ardından, "İlkelerimiz"e ne kadar sâdık kalarak onları tahakkuk ettirdiğimizi veya ettiremediğimizi ve bunların sebeplerini ortaya koyuyor.
Ülküsüz hiçbir cemiyet, topluluk, millet ve devlet düşünmek mümkün değildir. Milletleşmemiş en iptidâî topluluklarda bile, az veya çok bir gaye ve hedef birliği mevcuttur. ..
(...) O hâlde; Türk milleti olarak, bizim de, bir "Ülkümüz" vardı, olmalıdır, olacaktır. Fakat; bu ülkü nedir? Bunda ne kadar mesâfe aldık veya alamadık, aldıklarımızın ve alamadıklarımızın sebepleri nelerdir?
Bilâl Gürer; "Hâlimiz İlkemiz Ülkümüz" adlı bu ilk kitabında, bize, bunları düşündürme gayretindedir. Bir eser; düşündürmeli ve soru sordurmalıdır. Hâlimiz nicedir? İlkemiz nedir? Ülkümüz, yolumuz, istikametimizin sonunda nereye ulaşma gaye ve hedefindeyiz?
Zaman zaman değil, sık sık geriye dönüp muhasebe yapmak mecburiyetindeyiz. İşte bu eser, o bakışlardan biridir!.." (Sf. 18-19)
Okumaktan, düşünmekten, yazmaktan ve çalışmaktan başka çâremiz yoktur!..Çâreden kaçmanın bedeli ise, yok olmaktır!..
(İsteme adresi: Bilâl Gürer: 0. 532. 425 16 16; Stüdyo Star Ajans Ltd. Şti: 0.224. 249 33 20)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.