HASAN UMUR'A GÖRE MİLLİ MÜCADELE'DE SAMSUN /3
HASAN UMUR'A GÖRE MİLLİ MÜCADELE'DE SAMSUN /3
(Dünden devam)
Hasan Umur Hoca, 10 Ocak 1934 tarihinden 25 Ekim 1934 tarihine kadar, 288 gün Samsun Belediye Başkanlığı görevinde de bulundu. Bilâhare, İstanbul'da ticâretle meşgul oldu. 1965 yılında hacca giden Hasan Umur Hoca, 10 Ağustos 1977'de, 97 yaşında, İstanbul'da vefât etti. Vefâtından iki gün sonra Teşvikiye Câmii'nde kılınan öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
Dördü kız ve dördü de erkek olmak üzere sekiz çocuk babası olan Hasan Umur Hoca, 1934'te ilk eşi Ayşe Hanım'ın vefâtı üzerine Muhsine Hanım'la evlenmişti.
Hasan Umur Hoca; ikisi Samsun'la ilgili olan, toplam altı kitaba imza atmıştır. Bunlar-târih sırasıyla-şunlardır:
1.Samsun'da Müdafaa-yı Hukuk ( Âdil Pasin'le müşterek)( 1944)
2. Samsun'da On Beş Sene ( 1947)
3. Of Ve Of Muharebeleri ( 1949 )
4. Of Tarihi ( Vesîkalar ve Fermanlar) ( 1951)
5. Of Tarihine Ek ( 1956 )
6. Kuyucu Murat Paşa ( 1973)
Bütün bunlardan anlıyoruz ki; Hasan Umur Hoca mükemmel bir insandı. Her bakımdan, üstün bir dinî, ilmî ve kültürel mevkiye sâhip, ahlâkî ve millî vasıflarla tezyîn edilmiş bir şahsiyet olduğu gibi; çektiği her türlü eziyet ve çilelere rağmen, millî heyecan ve şuûrla, istikametinden ve emelinden zerre tâviz vermeden, büyük bir gayret ve azimle ilmini yazıya dökmüş ve mücâdelesini de fiilî olarak, hem cephede ve hem de cephe gerisinde sürdürmüştür.
Bu noktada, bir hususa daha dikkat çekmek isterim ki, o da, görünür bir vaziyette bulunan çökmekte/yıkılmakta olan Osmanlı Cihân Devleti'nin maarif sistemindeki üstün mertebedir. Bu nasıl bir maarif sistemidir ki, mensubu bulunduğu Devlet çökerken bile; bunu, cumhuriyeti kurucu öncü kadrolarda da müşâhede edebildiğimiz gibi, o, böyle mükemmel ve numûne şahsiyetler, şâir, edîb, mütefekkir ve komutanlar yetiştirebilmiştir.
Hasan Umur'un, Samsun hakkında yazdığı iki kitap, muhakkaktır ki, - bilenler/idrâk edenler için- hazîne değerindedir. Zîrâ; yaşayanların kaleminden hâdiselerin naklinde, kan-ter ve gözyaşı müşterekliğinin " hakikat elmas"ı vardır. Bu hakikat, bizi incitse bile, bu böyledir ve böyle olmalıdır.
Öyleyse; bu hakikatı arama yolculuğuna çıkabiliriz.
c . MİLLÎ MÜCÂDELE'NİN BAŞLATILMASI VE MONDROS MÜTAREKESİ GÜNLERİNDE SAMSUN
Millî Mücâdele; 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa'nın, on sekiz arkadaşıyla birlikte, 19 Mayıs 1919 târihinde Samsun'a çıkışıyla başlatılan Türk millî hareketinin umûmî adıdır. Bu vesîleyle;Mustafa Kemal Paşa'nın maiyetinde bulunan bu kıymetli zevatı da zikretmekte fayda mülâhaza ediyorum:
* 3. Kolordu Kumandanı Miralay Refet (Bele) Bey
* Müfettişlik Kurmay Başkanı Miralay Kâzım ( Dirik) Bey
* Kaymakam Mehmet Ârif (Ayıcı) Bey, Kurmay Başkanı Yardımcısı
* Binbaşı Hüsrev ( Gerede) Bey), Karargâh Harekâtı Şubesi Müdürü
* Binbaşı Kemal ( Doğan) Bey, Müfettişlik Topçu Sağlık Bakanı
* Miralay Doktor İbrahim (Tali Öngören) Bey, Müfettişlik Sağlık Bakanı
* Binbaşı Doktor Refik (Saydam) Bey, Sağlık Başkan Yardımcısı
* Başyaver Cevat Abbas (Gürer) Bey, Müfettişlik Başyaveri
* Yüzbaşı Mümtaz (Tunay) Bey, Kurmay Yardımcısı
* Yüzbaşı İsmail Hakkı ( Ede) Bey, Kurmay Yardımcısı
* Yüzbaşı Ali Şevki ( Öndersev) Bey, Müfettişlik Emir Subayı
* Yüzbaşı Mustafa Vasfi ( Susoy) Bey, Karargâh Komutanı
* Üsteğmen Hayatî Bey (Soyadı Kanunu çıkmadan önce vefât etmiştir), Kurmay Başkanı-Emir Subayı ve Müfettişlik Kalem Âmiri
* Üsteğmen Abdullah Bey ( Soyadı Kanunu çıkmadan önce vefât etmiştir), İâşe subayı
* Üsteğmen Ârif Hikmet ( Gerçekçi ) Bey, Kurmay Yardımcısı
* Teğmen Muzaffer ( Kılıç) Bey, Müfettişlik İkinci Yâveri
* Faik ( Aybars ) Bey, Şifre Kâtibi
* Memduh ( Atasev ) Bey, Şifre Kâtibi Yardımcısı.
" 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi günlerinde, Samsun, bağımsız Canik Sancağı'nın merkez kazasıydı. Sancağın dışında beş kazası daha vardı. Bafra, Çarşamba, Terme, Ünye ( bugün Ordu'ya bağlı) ve Fatsa ( bugün Ordu'ya bağlı). Samsun'un ilçelerinden olan Kavak ve Alaçam, o dönemde Samsun ve Bafra kazalarının birer nahiyesi durumunda idiler. Samsun'un bugünkü ilçeleri Lâdik, Havza ve Vezirköprü (Köprü) ise, o dönemde Sivas Vilâyeti'nin Amasya Sancağı'nın kazaları idiler. Canik Sancağı'nın 300.000 dolayında nüfusu vardı ve bunun ( göçmen adı altında getirilenlerle birlikte) yarısını Rumlar teşkil ediyordu. Sancağın merkezi Samsun olmasına rağmen Bafra ve Çarşamba kazaları, nüfusça Samsun'dan daha kalabalıktı.
15 Mayıs 1919'da Yunanlıların İzmir'e asker çıkarmasından 2 gün sonra da İngilizler, bu defa Samsun'a çıkartma yaptılar ve halka gözdağı verdiler.
lX. Ordu Müfettişi olarak Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığı gün, şehirde İngiliz askerleri vardı ve Merzifon dâhil, bölgede önemli bir askerî güç olarak bulunuyorlardı.
Mustafa Kemal, 21 Mayıs'ta Harbiye Nezâreti'ne gönderdiği raporda; Samsun ve dolaylarında 40 kadar bölücü Rum çetesi bulunduğunu, Müslüman halkın kaygı ve korku içinde yaşadığını" bildiriyordu. ( 4 )
Mondros Mütarekesi'ni müteakip, son Türk yurdu olan Anadolumuz emperyal güçler tarafından işgal ediliyor ve acımasızca zulümler yapıyorlardı. Bunlardan biri de, Yunanlıların yaptığı işgaller ve zulümlerdi.
" Bu durum Kuzey Anadolu'da ve özellikle Samsun'da son derece tehlikeli bir durum almıştır. Çünkü 1830'da kurulan Yunan Devleti'nin dış politikasının temeli olan " Megali İdea"nın Anadolu toprakları üzerindeki en önemli hedeflerinden birisi Batum'dan İstanbul'a kadar olan Kuzey Anadolu'da tarihî Pontus Devleti'ni ihyâ etmekti. Bunun için de ayrılıkçı Rumlar tarafından Samsun, kurulması tasarlanan Pontus Devleti'nin merkezi olarak görülmekteydi. Bundan dolayı daha Birinci Dünya Savaşı yıllarında ortamdan istifade eden ve Pontusçu idealler uğrunda gayret sarf eden ayrılıkçı Rumlar Samsun'da özellikle Bafra kazasında Nebiyan civarlarında çeteler kurarak eşkıyalık yapmaya ve Türk halkını huzursuz etmeye başlamışlardır." ( 5 )
(Devamı yarın)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.