Hayatlarını Kübra'ya adadılar

Arif ve Oya Başaran Uysal çifti 25 Temmuz 1987'de evlenirken mutluluklarını çocukla süslemeyi arzulayan milyonlarca çiftten yanlızca biri idi. Onlar 10 yıl çocuk özlemiyle yanıp tutuştu. Sonra ne mi oldu. İşte bu öyküyü yazarımız Şevki Yıldırım Oya Başaran Uysal ve Arif Uysal ile konuştu.

10 yıl bekledikten sonra ne yaptınız?

Arif-Oya Başaran Uysal: 1998'in Nisan ayında eclat edinmeye karar verdik.  Ve bu kararımız üzerine doğumda annesini kaybeden bir kız kız bebeğini evlat edindik. Nüfusumuza geçirdik.  Kübra adını verdik kızımıza. Kübra daha 1.5 aylık iken havale geçirince telaşa kapılarak doktora koştuk. Kübramızı götürdüğümüz doktor bizi yanılttı. Oyalandık Kübra tekrar havale geçirince yeni doktor Epilepsi teşhisi koydu. Yani Halk arasında Sara denilen hastalık.

Sonra ne yaptınız?

Arif-Oya Başaran Uysal: Köy Hizmetleri Sinop İl Müdürlüğü'nde çalışıyordum. Oya ev kadınıydı Kübra'yı OMÜ Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi Noroloji Bölümüne götürdük. 0-4 yaşı arasında Sinop-Samsun arasında taşınıp durduk. 4-7 yaş arasında Kübra'yı Marmara Üniversitesi'ne götürdük. Bütün bunlar yorucu geldi. İş yerimde tayinimi Samsun'a istedim. Samsun bizim için daha önemli merkezdi. Yeniden OMÜ Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi Nöroloji Bölümünde Prof. Dr. GHaydar Ali Taşdemir'e Kübra'nın tedavisi için başvurduk. Kübra şimdi 13 yaşında. Doktorların verdiği ilaç tedavisini uyguluyoruz. Sabsh 06.00-07.00-08.00 öğleden sonra 16.00-17.00-18.00-19.00 ve 21.00 saatlende olkmak üzere günde tam 7 ilaç alıyor.

NTV'de bir programa konuk olmuşsunuz. Nedir bu konuk olma hikayesi?

Oya Başaran Uysal: NTV'de Tayfun Talipoğlu bize "Hiç evladınızı geri vermeyi düşündünüz mü?" şeklindeki soru beni çok üzde. Ben Kübra'yı yalnızca doğurmadım. Sadece doğurmak değildir Annelik. Eşim de öyle. Emek vermektir, zahmet çekmektir. Takdir böyle imiş biz kübrayı sağlığına kavuşturmak için  elimizden ne gelirse yapmaya devam edeceğiz.

Kübra büyüyor. Eğitim konusunda neler yapabiliyorsunuz bu arada?

Arif-Oya Başaran Uysal: Kübramızı İlkışık Eğitim ve Rehebilitasyon Merkezi'ne götürdük. Buradaki öğretmenler de sağolsun çok ilgililer. Kızımızın özel eğitime ihtayaç duyduğunu çok iyi bilen öğretmenleri Kübramızın yaşam kalitesini artırmak için kendisini geliştirebilmesi için çok çaba harcıyorlar.

Sizin böylesine erdemli davranışınız ancak taltif edilir, ödüllendirilir ve örnek olarak insanlarımıza tekrar tekrar anlatılır. Biz sizin bu anne-babalık ilişkinizi okurlarımızla paylaşmak istedik. Bize bu fırsatı vermeniz nedeniyle teşekkür ediyoruz.

Arif-Oya Başatran Uysal: Biz kim bizim yerimizde olsa aynı özveriyi, aynı duyarlılığı göstereceğine inanıyoruz. Kübra bizim her şeyimiz; canımız, kanımız, göz bebeğimiz. Onun sağlığındaki en küçük bir şey bizi telaşlandırıyor, endişelendiriyor. Yer, mekan demiyoruz. Haslağına neresi iyi gelecek deniyorsa oraya götürüyoruz. Bunu da bir anne baba olarak yapmamız gerektiğini biliyoruz.

Bir sosyolog olan Sevtap Demirtaş ile Halk Sasğlığı Uzmanı Dr. M. Emin Dinççağ'a anlatıyoruz Arif-Oya Başaran Uysal çiftinin bu öyküsünü. Onlar da "Biz Oya-Arif Uysal çiftini yürekten kutluyoruz. Böylesi aileye rastlamak günümüğzde kolay değil." diyor.

Pazar sohbetimiz için evlerine konuk olduğumuz Arif-Oya Başaran Uysal çiftinin biricik evlatkları Kübra Uysal kendisini yürekten sahiplenen anne ve babasına öyle bir sarılıyor ki, onlarsız dünyanın kendisine dar geleceğini sanki farkediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Pazar Sohbeti Arşivi
SON YAZILAR