HERKESİN BİR PLANI VAR
Ülkemde yerel seçimler sonrasında itirazlar nedeniyle bir kaç yerde seçimler tekrarlanırken gündemde yer alan sadece İstanbul'da yapılan seçim . Önemi itibarı ile gündemdeki yerini korumaya devam etmektedir.
Seçim sonuçlarına itiraz edildi, itiraza itiraz edildi, mazbata verildi ve son itiraz kanalı kullanılarak olağan üstü itiraz edildi . Olağan üstü itirazda reddedilen konular belirtildi ve seçimin tekrarlanması için oy birliği ile karar alındı. İtiraza, itiraz edenler aynı konularda geçmiş secimler hakkında itiraz etmeyi de ihmal etmediler.
Bu kararı alanlar ülkenin hukukçuları iken konu hakkında tartışma ortamı yine yaratılabilmişti. Bu kez karar hakkında olumsuzluk belirtenleri savunup , seçimin iptali yönünde karar alanları grup toplantısında tek tek ad okuyarak yuhalatmak demokrasi adına bir utançtı.
Sonuçta seçimin yenilenmesi konusunda alınan karar uygulanmaya konulmuş ve süreç başlatılmış oldu.
Seçimin yenilenmesi sonucu gündem olunca, iç siyasette tartışmalar ve algı savaşları start aldı. İki konu üzerinde taraflar yerlerini almaya başladı.
“Her şey çok güzel olacak”
“Çünkü çaldılar”
Sosyal medyada iki grubun tarafları savaş baltalarını çıkardı. Bu esnada kimse kimsenin söylemini kabul etmediği gibi süratle kutuplaşma ekseninde ki yerlerini netleştirmeye başladılar.
İktidarın ve ittifak yaptığı MHP'nin bu konudaki görüşlerini anlarız bir seçime girecekler .
CHP ve ittifak yaptığı partilerin bu konudaki görüşlerini de anlarız. Onlar hedefleri üzerinde çalışmalarına devam etmektedirler.
PKK 'lı teröristler ,destek verdiklerini sosyal medyada acık açık videolar ile anlatırken, siyasal uzantıları bunu miting alanlarında belirtmişken doğal olarak açıktan fikir beyan edebiliyorlar, her ne kadar terör örgütünün siyasal uzantısı ile aynı kulvarda olanlar söylemlere kulaklarını tıkasa da sosyal medya torba değil ki ağzını büzesiniz. Konuya muhalif olanların bunu parmağına dolaması da kaçınılmazdır.
Anlayamadığımız ve her nedense anlamak istemeyenlerin de cevap vermek istemedikleri küçük bir nokta var.
Biz New York belediye başkanı seçimine müdahil olmadık, Paris, Atina veya Londra belediye başkanları seçimlerine de müdahil olmadık
Bu ülkelerin bizim yerel seçimlerimize müdahil olmalarının ardında yatan gerçek nedir?
Aslında açık olan bir şey var, seçim, yerel seçimden daha ötesi onlar için ki bu arka planları , kısaca İstanbul secimi ile başlatılacak bir rüzgarın getirisinin peşindeler. Bizimde odaklandırıldığımız ön plan normal bir İstanbul seçimi.
Seçim sonuçlarından dolayı oluşturulan kargaşa çok rahatlık ile partilerin sağ duyulu açıklamaları ile normale döndürülebilirdi, fakat ne yazık ki bu olumsuz havanın getirisi peşinde koşanlar, olumsuzluk görüntüsünü kaşıyarak mağduriyet edebiyatı üzerinde durdular.
Mağduriyet edebiyatına sığınanların hak arayışları sorgulanmaya davet çıkartıyor. Hak kime göre, haksızlık kime göre değerlendiriliyor ?
Her seçimde çalınan sandıktan , kediden, trafodan bahsedenler susuyor. İşin garip tarafı ise olumsuzluklara rağmen haklı olduklarını savuna biliyorlar.
Kendilerine yapılanı haksızlık kabul edenler ,şimdi ABD ve Avrupa'nın konuşmasından güç alarak bir esintinin ardından yürümeye başladılar.
Ülke bizim değil mi ? Bizim hukukçularımız yok mu ?
Emperyalist devletlerin secim kararına etki edecek söylemlerini destek olarak görmek bir nevi onların ülke üzerinde ki varlığını onaylamak tan başka bir şey değildir. Bu desteği rüzgar olarak görmek yarın onların boyunduruğunun kabul edilmesidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.