İmam Hatipli Bir Asker
Liseye başladığımda Güney Doğuda terör artmış,15 Ağustos 1984 yılında Eruh ve Şemdinli'de Pkk silahlı bir eylem gerçekleştirmeye başladığında ,sürekli hayalini kurduğum askerlik için içimde tarifi imkansız bir istek başlamıştı. Orada, o mücadelenin içerisinde olmalıydım, artık okulun bir önemi kalmamıştı benim için.
Okul bitmiş hayalimi yerine getirebileceğim tek seçenek kalmıştı,askerlik. Hiç yoktan vatan hizmetini o bölgede yaparım düşüncesiyle askere gittim. Hayalim, İstanbul'da askerliği bölük yazıcısı olarak sevdiğim silahlardan uzak yapmam ile son bulmuştu.
Bir gün gazetede ''Bize katılın '' diye bir ilan gördüm. Çevremde ki olumsuzluğa rağmen sınavlara başvurdum. Tuzla Piyade Okulunda spor ve sağlık testini geçtikten sonra mülakat için sıra bekliyorum.Benden öncekilere sorulan soruları onlardan önce cevaplıyor ve bu kadar basit sorulara gülümserken, içimde ki korku İmam hatip idi. Ülkede ki göllerden üç tane say,dağ,dere,tepe. Sıra bana geldiğinde masa başında bir Yarbay ve Üsteğmen dosyamı inceliyordu. Türkiye'den diye başlayacak soruya hazırlanırken ''Neden imam olmadın da buraya geldin'' sorusuyla karşılaştım. Sanırım kesintisiz ve hızlı verdiğim cevap onları tatmin etmişti.
Urfa-Suruç'ta ilk sınırda göreve başlayan bendim, Karakol komutanısın diyerek ilk göz ağrım Kaynaklı karakoluna verilmiştim. İlk hafta içerisinde yaşanan bir kaç silahlı olayda gözü kara hareketlerim birilerin kulağına gitmişti. O gözü karalığın nedeni ,İnancım ve vatan sevgimdi.
Diyarbakır'dan Kolordu komutanı karakolları denetlemeye geldi,bizim birlikte benim kara kolum seçilmişti. Gelen misafiri karşıladık,sorduğu sorulara verdiğim cevaplar,karakolun tertip ve düzenin olumlu olması sonucunda ayrılırken elini omzuma koydu ve ''İlk yurt dışı görevine gönderilmesini ve Astsubaylık sınavına başvurusunu sağlayın'' dedi.
92 yılında söylenen yurt dışı olayı 2006 da gerçekleşti, 93 yılında başvurduğumuz Astsubaylık sınavında yaşı büyük diye dosyamın geri gönderilmesi ile son bulmuştu, oysa aynı yaşta olduğum diğer kişiler sınava rahatlıkla girmişti. Benim dosyanın dönme nedeni okuduğum okuldu.
Hiç bir şey umurumda değil, vatan için diyerek en zor şartlarda bile yılmadım hiç, adaletten doğruluktan hiç bir çıkar beni ayıramamıştı, Haram kelimesin anlamını çok iyi biliyordum ve Çanakkale,Kurtuluş savaşı rehberimdi. Tek bir merminin veya malzemenin hesabını yaparak onları korudum.Birlik ve beraberlik konusunda ülkenin her bölgesinden gelen askerler ile 20 yıl boyunca bıkmadan konuştum.
28 Şubat kararlarını alanların sürekli kontrol mekanizmalarını çalıştırmalarından dolayı, bir şekilde aileler ve yaşantıları kontrol edilmeye çalışılıyordu.Eşin giyimi de, en güzel verilen davetlerle kontrol ediliyordu. Bu kararlardan bir yıl sonra batı görevine başlamıştım. Doğudan gelmenin psikolojik bozukluğuna gereksiz kontroller eklenince bu konuda dire tenlerden nefret etmeye başladım. Çocuğu şehit olan annelerin başları bağlıydı siz ne ile uğraşıyordunuz?
Suriyeli bir itfaiyecinin, sınır bölgesinde çıkan yangına müdahale esnasında , ''Hoca başbakan oldu artık aramızda ki sınırlar kalkacak'' kelimesi , aslında beyinlerde ki sınırların artacağının işareti idi.
Asker iken hiç bir Cuma namazına mesaiden dolayı gidemedim, terör bölgesinde bu zaten mümkün değildi, batıda bir bayram sabahı uzak bir yerde Bayram namazına gittiğimde ise benim gibi kendisini saklayan rütbelilerle aynı camide karşılaştım. Vatanımın içerisinde bir bayram namazını kılmaktan çekiniyorduk.
28 Şubattan sonra başlayan, Allah kelimesine karşı hassasiyette ise ,spor hareketlerinin başlangıcında ki ''Allah'' sözü yerini ''Yah'' kelimesine bırakmış, yemek duasında ''Tanrı'' yerine ''Allah'' kelimesi kullanıldığı için defalarca tekrar yapılıyordu. Oysa Çanakkale'de, Sakarya'da hücuma geçenler ''ALLAH ALLAH '' diye bağırıyordu. Şimdi her şeyin normale döndüğünü duyuyoruz.
Bir İmam Hatipli olarak askeriyede kendimizi cemaatçiler gibi saklamadık, sorulduğunda İmam hatipliyim rahatlıkla dedik ama hep dikkat çekmemek için mücadele ettik.
Ben vatan için özveride bulundum herkes gibi, Biliyordum ki, vatan olmazsa ne ibadetin, ne bir ideolojin veya düşüncenin hiç bir anlamı olmayacaktı. Biliyorum ki oluşabilecek herhangi bir terslikte doğacak çocukların bile geleceği karartılacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.