İmanın hayatımızdaki yansımaları
İman; insanı her türlü baskılardan arındırarak hürriyete kavuşturan, zifiri karanlıklardan kurtarıp aydınlığa çıkaran, kötü duygu ve düşüncelerden arındırıp güzel düşünmeye yönlendiren, dünya ve ahretini cennete dönüştüren ilahi bir nurdur.
Yüce Allah c.c. İman eden insana değer verir. Onu dünya hayatında emirlerine itaat eden, yasaklarından sakınan, rızasına uygun yaşaması için peygamberler göndererek, ilahi kitaplarla bilgilendirip, ahiret hayatında ise sayısız nimetlerle dolu cennetlerle müjdelemiştir. Kur’an-ı Kerimde; “Allah c.c; iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin velileri ise tâğûttur. (O da) onları aydınlıktan karanlıklara (sürükleyip) çıkarır. Onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalırlar.” (Bakara süresi 257)
Ayette, İman yoksunu insanların hayatlarının karardığı, iman üzere yaşayanların ise aydınlandığına işaret edilmektedir. Bu ilahi vahiylerden esinlenen merhum Mehmet Akif Ersoy: “İmandır o cevher ki İlâhi ne büyüktür… İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür.” Dizeleriyle imanın, insan hayatındaki gücünü dile getirmiştir. Asr süresinde Allah. c.c. yeminle buyuruyor ki: “İnsan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır.”
İman: nefes gibidir. Solunum bitince hayat nasıl sona eriyorsa, iman bitince de bütün ameller yok olur, boşa gider. İman olmadan Müslüman olunmaz. İbadetler kabul olmaz. Allah c.c. katında insanın değeri olmaz. Kıyamet gününde hiçbir iyiliği ona fayda vermez. Karanlıkta yaşayan önünü, arkasını, sağını, solunu bilmeyen endişe içinde yaşayan aciz insanın durumuna düşer. . “…İçinizden kim dininden döner de kâfir olarak ölürse, dünyada ve ahirette amelleri boşa gidenler işte bunlardır. Cehennemin dostları da bunlardır ve orada onlar devamlı kalıcıdırlar.” (Bakara, 217)
Oysa Yüce Mevla; insanın ancak İmanla kurtuluşa erebileceğini, “Ey iman edenler! Allah’a karşı gereği gibi saygılı olun ve ancak Müslüman olarak can verin.” (Al-i İmran, 102) ayetiyle bildirmektedir. İman mümini bütün baskı ve itaatlerden muhafaza eder ve bütün günahlardan korur. Bu gerçeği Yüce Mevla; “Şeytanın, inanan ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimseler üzerinde bir hâkimiyeti yoktur. Şeytanın hâkimiyeti, sadece onu dost edinenler ve Allah’a ortak koşanlar üzerindedir.” (Nahl, 99, 100) peygamberler ve iman sahibi her Müslüman, imanın gereği olan Allah’a kulluğa insanları davet eder ve “Ey kavmimiz! Allah’ın davetçisine uyun, ona iman edin ki, günahlarınızı bağışlasın ve sizi elem dolu bir azaptan kurtarsın.” (Ahkaf, 31) ayeti kerimesine tabi olarak yaşar.
İmanın anahtarı kelimeyi şahadettir. Zikirlerin en faziletlisidir. Cennetin anahtarıdır. İmanımızı diri tutar. Kur'an'ı Kerimde; “Allah’ın nasıl bir misal getirdiğini görmedin mi? Güzel sözü, kökü sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzetti. O ağaç, Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara böyle misaller getirmektedir. Kötü sözün misali de kökü yerden sökülmüş, ayakta duramayan kötü bir ağaçtır. (İbrahim, 24-26) buyruluyor.
Müslümanlar olarak kendimize gelmeliyiz. Sahip olduğumuz iman, Kur’an ve Müslümanlık kimliğimizin gereklerini en güzel şekilde yerine getirmeli, Kur’an ve sünnete hep birlikte sarılmalı, dinimizin yasakladığı her türlü günahlardan uzak durmalıyız. Kökü yerde dalları semada olan İman ağacımızı, İmanımızı, ibadetlerimizi, güzel ahlakımızı, güzel örf ve geleneklerimizi terk ederek soldurup, kurutmayalım. Cennet misali yaşadığımız dünyanın cazibesine aldanıp ebedi yurdumuz olan ahiret hayatımızı yitirmeyelim. Hayatımızın her anını Yüce Rabbimiz ve sevgili Peygamberimizin buyrukları istikametinde yaşayıp dünya ve ahretimizi cennete dönüştürelim inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.