-Değişik fikirlere açık olmalı… Zihinleri birçok yaklaşımı aynı anda görebilmelidir. Belirli kurallara saplanıp kalmamalıdır. Kurallar içinde çözüm üretebilmelidir. Problemin değil çözümün bir parçası olmalıdır. Bilgilerimizi karşımızdaki insanlara karşı bir silah olarak kullanmak yerine paylaşımcı olmalıyız. Değişik fikirlere karşı tepki göstermemeli, o fikirlerden yararlanmaya çalışmalıyız. Devamlı olumlu ve pozitif düşünmeli, mümkün olduğunca ön yargılarımızı değerlerimiz olarak görmemeliyiz. Değişik fikirler üretip bu fikirleri çeşitli arkadaşlarımızla istişare edip, başkalarının fikirlerine de değer vermeli, bu fikirlerden yararlanılmalıdır.

-Yeri gelince belirli bir konu üzerine bütün dikkatleri toplayabilmeli, o konuyu en ince ayrıntısına kadar araştırıp en iyisini yapabilmelidir. Yapılacak işleri daha önceden mutlaka en ince ayrıntısına kadar planlamasını yapmalı, bütün benliğiyle o işe odaklanılmalıdır. Düşünmeden harekete geçmemeli, yapılan hatadan mutlaka kimseyi incitmeden geri dönülmelidir. Başarının temeli iyice düşünüp daha sonra karar vermektir.

-Her şeyi ben bilirim, benden daha iyi kimse bilemez mantığı iyi bir insan özelliklerinden değildir.  “El elden üstündür arş"a kadar” Herkesin bir başkasından üstün olduğu bir yönü mutlaka vardır. Önemli olan bu özelliğini doğru yerde ve doğru zamanda ortaya çıkarmasıdır. Her insanın her zaman kullanabileceği yaratıcı zekâsı vardır. Ancak yaratıcı zekâ problemli beyinlerde meydana çıkamaz. Rahat, gevşemiş lüzumsuz şeylerle doldurulmamış beyin her zaman yaratıcı zekânın meydana çıkmasını sağlar. Gerginlik, stres; ilham almayı ve yaratıcı düşünceyi engeller. Kişilere karşı ne kadar olumlu bir ruh hali içinde olursanız, üreteceğiniz fikirler o kadar kaliteli sonuç meydana getirir. Asık surat, kapalı bir çehre, karanlık bir bakış hiçbir zaman yenilikçi bir düşünce ortaya koyamaz. Gülümseme, iyi niyetli bir bakış, bazen kendi hatalarımız ile alay etme, kendi kendimizle bile şakalar yapma, çok güzel başarılı yeni fikirler ortaya çıkarmamıza sebep olur. Başımıza gelen her türlü müspet olmayan olayların sorumlusu bizleriz. Çünkü seçimi biz yaptık. Ben değilim diyorsak yalan söylüyoruz demektir. Şurası da bir gerçek ki, “Dünyanın en iyi kalecileri bile inanılmaz bir şekilde bacak arasından goller yiyor.”

“AFFETMENİN NE OLDUĞUNU YALNIZ CESURLAR BİLİR. KORKAKLARIN TABİATINDA AF DİYE BİR ŞEY YOKTUR.”

Affettiğiniz insanları sevmek zorunda değilsiniz. Onları affetmekle hayatınıza daha sağlam adımlarla devam eder o affettiğiniz kişileri kaderleriyle baş başa bırakmış olursunuz. İyi bir insan yanlış bir şey yaptığında özür dileyebilir. Aynı şekilde güçlü insanın özelliğidir özür dileyebilmek. Zayıf olan kişi karşısındakinden özür dileyemez. Özür dilemekle küçülmeyiz, aksine büyürüz.

“EĞER İNTİKAM PEŞİNDEYSENİZ İKİ MEZAR KAZMALISINIZ”

AFFETMEK GEÇMİŞİ DEĞİŞTİRMEZ AMA GELECEĞİN ÖNÜNÜ AÇAR…

Mutluluk dolu, başarılı güzel bir hafta dilerim…