Kadın ve erkek

“Bir kadın, bir koca buluncaya kadar geleceği konusunda endişelenir. Bir erkek ise ancak bir kadınla evlendikten sonra geleceği konusunda endişelenmeye başlar.”
 Kadın ve erkek arasındaki problemlerin en önemli sebeplerinden biri, bir başka kadındır. Kadınlar evlenene kadar gelecekleri ile ilgili güvensizlik içindedirler. Bu yüzden genellikle kadınlar karşılarına çıkan ilk erkekle evlenmeyi tercih ederler. Çok azı teferruatlı olarak araştırma yapma gereğini duyar. Sonuçta da ya nişan bozulur, yahut evlilikleri iyi yürümez ve bir müddet sonra noktalanır. Evlilikleri yürüyen ailelerinde aslında epey büyük problemleri vardır. Mutlu değillerdir. Ama eşinden ayrıldı demesinler, yahut eğer çocukları varsa çocuklarının babasız büyümemesi için bu evliliğe katlanmak zorunda kalırlar. Sonuçta mutluluk oyunu oynamaya devam eden aileler çoktur.
 Erkek ve kadın, her zaman kendisi haklıdır. Haksız olanda kendini haklı olarak görür. Onun dünyasına göre kendisi yüzde yüz haklıdır. Neden oluyor peki bunlar? Görülen en önemli sebeplerden birisi bir başka kadındır. Bir başka erkektir demiyorum. Öncelikle bir kadın meselesi vardır. Kadınlar erkekler kadar suçlu değildir. Erkekler daha fazla eşlerine göre suçludur. Erkekler suçlarının yanına hiç yanaştırmazlar. Hep genellikle kendilerini haklı görürler. Yaptıkları hatalar hata değil, küçük kusur olabilir ancak. Benim bu yazdıklarımı kabul etmeyen erkek okuyucularım da bilirler aslında büyük hatanın kendilerinde olduğunu. Ama bu gerçeği söyleme cesaretleri pek yoktur. Biz hatanın kimde olduğunu araştırmıyoruz. Evlenmeden önce hiç düşünmeden, kişinin yüz güzelliği, yakışıklı olması, maddi durumunun iyi olması v.s.  gibi özellikleri olan kişilerle karşılaşınca hiç düşünmeden kabul ederiz evlilik teklifini. Acaba benim ahlak anlayışıma, kültürüme, inançlarıma, düşüncelerime uygun mudur diye hiç araştırma yapma gereğini duymayız. Daha sonra da evleniriz. Problemler başlar. Sen haksızsın ben haklıyım. Benim anneme iyi davranmıyorsun, evle ilgilenmiyorsun. Bu ve buna sebepler bahanedir aslında. Bunlar aşılamayacak şeyler değildir. Ama temeldeki uyuşmazlıklar su yüzüne çıkmaya başlamıştır. Sonuçta bu güzelim yuva çatırdamaya başlar ve bir süre sonrada yıkılmaya mahkumdur.
 Bu duruma en büyük sebep evleneceğimiz kişilerde aramamız gereken gerçek özellikleri değilde çok önemli olmayan yukarıda bahsettiğim sebepler yüzünden kendimizi bilerek ateşe atmaktan çekinmeyiz. O alışkanlıklarını bırakır o kadar önemli değil. Herkes yapıyor diyerek kendimizi kandırırız.
 Evlilik konusu ile ilgili olarak bir dostuma danışmıştım yıllar önce. Bana yüzde elli kızını kaybedersin, yüzde elli damadını kazanırsın demişti. Hiç kimse böyle bir konuda yüzde elli kaybetmeyi  göze alabilir mi? Ben yüzde elli değil yüzde bir kaybetmeyi bile göze alamam.
 Bundan sonra yapılması gereken nedir diye soracak olursanız: Geçen zaman  erkeğin aleyhine işlemez. Burada olan kadınlara olmaktadır. Ben bu duruma çok üzülürüm.
 Bu durumda en güzel kararı yine kendileri verecektir.
 “Düşünmeyen kafaya konulan bilgiler, durgun sular içindeki yosunlar ve küfler gibidir.
  Az hasarlı, mutluluk dolu yıllar dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yaşar Koca Arşivi
SON YAZILAR