Karakozak
Karakozak
Askeriyede bayramlaşmak çok soğuk bir gelenektir. Çünkü her zaman bir önceki yılın aynısıdır konuşmalar, genelde ülke çapında aynı kelimeler yada ortak hazırlanıp gönderilmiş metinler devreye girer,'' . sizlerden önce burada amcalarınız, babalarınız bayramda nöbet tuttu, şimdi sıra sizde .'' Batı birlikleri kalabalık olduğu için eli ayağı temiz, biraz daha topluma uyabilen çocuklardan bir iki numune öne çıkar tüm arkadaşları adına onlarla bayramlaşılır. Eğer böylesi bir olay olmasa, binlerce kişinin elini tek tek sıkan kişilerde orduda mevcuttur.
Doğuda ise genelde seçilen karakollara gelinip bayramlaşma yapılır, mesela Van'dan kalkan bir helikopter deki, komutanın Hakkari'deki bir karakola gideceği saati saatine belli iken, Başkale'de ki herhangi bir karakolda isen diken üzerinde durmak zorundasın. Çünkü yüzlerce emir gelir sana, şuna bakıyor, buna bakıyor, dendiğinde her şeyin yeniden elden geçeceği, gece çıktığın görevden yeni dönmene karşın senin uykusuzluğun kimsenin umurunda olmadığını bilirsin.
Böylesi karakollarda bağlı bulunduğu birlik komutanı tarafından yapılacak bayramlaşma merasiminden önce askerler sık sık uyarılır. '' Bayramlaşırken kesinlikle komutana elense çekmeyin'' komutan bayramlaşmaya başladığında , iki bilemediniz üçüncü adama sadece elini uzatan komutanın elini tutan askerin onu sertçe kendisine çekerek öpmesi karşısında herkes dona kalır ama o esnada ne emir, nede söz hükmetmez kimseye.
Bayram sabahları göreve gidecek ve görevden dönecek askerlerin hiç biri umursamaz bayram sabahını, belki memleketlerinin hayallerini kurarlar da ,o sabahın diğer sabahlardan farksız olmadığını bilirler. Şuan karakollarında bayram sabahını bekleyen veya geçirenlerin sadece istirahat istediklerini yaşayan biri olarak açık yüreklilikle yazıyorum. Komutanları, onlara yalnız olmadıklarını hissettirmek adına yanlarına giderler ki bu oldukça güzel bir davranıştır. O karakoldaki insanların, gelen kişinin çevreyi, iyi görmesi adına başladıkları temizlik, tertip ,düzen çalışmaları istirahatlerinin engellenmesi anlamına geldiğinden o gün istirahat saatleri azalacaktır.
Şuan ülkenin dışarda tek toprağı olan Karakozak'taki Süleyman Şah türbesinde saygı nöbeti tutan bir grup mevcuttur. 1950'li yıllarda alınan kararlar doğrultusunda ,karakol komutanının Astsubay seviyesinde olması gerekirken, 1990 lı yılların sonlarında iki askerin nehre serinlemek için girmeleri sonucunda boğulmaları nedeniyle ,karakol komutanın rütbesi teğmen seviyesine çıkartılmıştı. Bölgede gelişen olumsuzluklardan dolayı, burada ki askerlerin özel kuvvetlerce takviye edildiği bilinmektedir.
Burada bulunan askerlere, ortamın olumsuzluğu nedeniyle bayramlaşılmaya gidilmediğinden kutlama mesajı gönderiliyor. O mesajda dikkat çeken küçük ayrıntı ise '' "Süleyman Şah Saygı Karakolu 'nda yalnız olmadığınızı, milletin bizzat kendisinin ve hayır dualarının her an sizlerle birlikte olduğunu bir kez daha teyit etmek isterim. Yine bilmenizi isterim ki, gerektiğinde, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tereddüt etmeden ve bir an bile gecikmeden yanıbaşınızda olacaktır.''
''Bir an gecikmeden ve terettüt etmeden'' sözü, sabrımızı taşırmayan lafı gibi askıda kalacak bir söz değildir,terör örgütüne ve diğer düşmanca tavır sergileyen örgüt yada kuruluşlara karşı verilmiş bir mesajdı. Bu topraklara yönelik olarak yapılacak herhangi bir eylemi karşılaya bilmek ve devletin güvenliğinin korunması adına çıkartılacak olan bir teskerenin alınmasına karşı olmanın nasıl bir mantığı olacağı düşündürücüdür.
Eğer teskere çıkartılmamış olsaydı, ve 25 kişilik bir kuvvete yüzlerce kişi saldırmaya başladığında, meclisin kararı olmadığı için müdahale de geç kalınırsa yapılan tüm siyasi hesaplamaların ülke güvenliğine zarar verdiği daha iyi görünecektir. Bu güne kadar çıkartılan teskereler mevcut ve yapılan faaliyetler belli iken, olayı baltalamaya çalışmak hoş bir görüntü teşkil etmemektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.